Coşkun BAŞBUĞ – 22 Mayıs 2025
Geçtiğimiz günlerde New York Times gazetesinde bir yazı yayınlandı.
Yazı 9 Mayıs 2025 tarihinde Thomas Friedman tarafından kaleme alınmış bir yazıydı.
Şimdi bazı okurlar iyi güzelde bu yazı neden yazıya konu oldu diye soracaktır.
Bu sorunun cevabını vermeden önce bilmeyenler olabilir düşüncesiyle kısaca Thomas Friedman’ın kim olduğunu hatırlayalım.
Kim Bu Thomas Friedman…
Yahudi asıllı bir köşe yazarıdır.
İlerlemiş yaşına rağmen halen New York Times’da köşe yazmaya devam eden Friedman, Siyonist cepheye vermiş olduğu desteklerinden dolayı tam üç kez “Pulitzer” ödülü almıştır.
Yaşamı boyunca her daim İsrail’in Filistin’e, Lübnan’a, Arap dünyasına yaptığı soykırım ve saldırıları desteklemiş bir kimliktir.
Bütün Bunları Neden Yazdım?
Aşağıda Friedman’ın yazdığı bahse konu köşe yazısından alıntı satırları okuduğunuzda neden bu konuya girdiğimi net olarak anlayacaksınız.
Ben bu mektubun çok önemli olduğu kanaatindeyim.
Ben bu mektubun öneminin tam olarak kavranılmadığı kanaatindeyim.
Bugün halen birçok kişi klasik Amerika okuması yapıyor, gelişmeleri buna göre değerlendiriyor ve en büyük hatayı da burada yapıyor.
Oysa görmeyi bilene Ortadoğu’da dengeler değişiyor hesaplar yeniden yapılıyor ve İsrail sonun başlangıcını yaşıyor.
İsrail’in Çöküşü…
Netenyahu geçtiğimiz ay Amerika’ya yaptığı zorunlu ziyarette Trump’tan hayatının dayağını yedi.
Olayla ilgili yaptığım her değerlendirmede İsrail için yeni bir dönemin başladığını, artık bundan böyle işler için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemiş durmuştum.
Bunları söyleyen sadece ben değilim, bunları söyleyen aynı zamanda Friedman.
İşte o Friedman’ın yazısından birkaç satır;
“Sayın Başkan Trump,
Önümüzdeki hafta Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar liderleriyle görüşmek üzere bölgeye gitmenize rağmen İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile görüşme planlamıyor olmanız bana şu hayati gerçeği anlamaya başladığınızı gösteriyor:
İsrail hükümeti ABD’nin bölgedeki temel çıkarlarını tehdit edecek şekilde davranıyor, bu nedenle Netanyahu artık bizim dostumuz değil.”
Bu satırları yazan, olan biteni onaylayan Siyonist kalenin en güvendiği kalemlerden biri.
Yazıdan da anlaşılacağı gibi bu kişi Amerika’nın İsrail ile köprüleri attığını net olarak ifade ediyor ve ezber bozan zehirli cümlelerle yazmaya devam ediyor.
“Netanyahu, sizi kendi kuklası yapabileceğini cidden düşündü. Tam da bu yüzden,
Hamas, İran ve Husilerle yürüttüğünüz bağımsız müzakereler aracılığıyla ona, sizi satın alamayacağını ve onun kuklası olmayacağınızı göstermenizden etkilendim. Açıkçası, bu onu paniğe sürüklemiş durumda.”
Gerçekten de bakıldığında Trump bir süredir bölgede İsrail’i dışlayan bir politika izliyor.
İran’la yürüttüğü müzakerelerin tek amacı İsrail’in elinden İran kartını almak.
Düşünsenize Amerika’nın İran ile nükleer konusunda anlaştığını.
İsrail’in hali nice olur.
Ne yazacak Netanyahu.
Turpun Büyüğü Geliyor…
“Bu aşırı milliyetçi, mesihçi İsrail hükümeti asla Amerika’nın müttefiki değil.”
Bu hükümetin önceliği Batı Şeria’nın ilhakı, Gazze’deki Filistinlilerin sürülmesi ve orada İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasıdır.”
“İsrail’in artık bir Amerikan müttefiki gibi davranmadığı fikri, İsrail’in Washington’daki dostları için şok edici ve hazmedilmesi zor bir durum ancak bunu hazmetmeleri gerekiyor.”
Çünkü Netanyahu hükümeti, aşırılık yanlısı günde mi uğruna bizim çıkarlarımıza zarar vermektedir.”
Netanyahu’nun diğer ABD başkanlarına yaptığı gibi sizi ezip geçmesine izin
vermemeniz sizin için bir övünç kaynağıdır.
ABD iki devletli çözüm taahhüdüne bağlıydı. Siz de ilk döneminizde Gazze ve Batı Şeria’da İsrail’in yanında bir Filistin devleti planınızla bu taahhüdü ilerletmeye çabaladınız.
Ancak, Netanyahu bunu reddetti, çünkü kabinesindeki aşırıcı Yahudi üstüncüler” bunu yaparsa hükümetini devireceklerini söylediler- ve çok sayıda yolsuzluk suçlamasıyla yargılanan Netanyahu, dava sürecini uzatmak ve olası bir hapis cezasının önüne geçebilmek amacıyla başbakanlık zırhından vazgeçmeyi göze alamazdı.
Böylelikle, Netanyahu kişisel çıkarlarını İsrail ve Amerika’nın çıkarlarının önüne koydu.
Sayın Başkan, Orta Doğu konusunda bağımsız içgüdüleriniz mevcut. Lütfen onları dinleyin.
Sizi Haaretz gazetesinin başyazısından satırlarla baş başa bırakıyorum:
“Salı günü, İsrail Hava Kuvvetleri, yaşları 3 ila 14 arasında dokuz çocuğu öldürdü. İsrail güçleri asıl hedefin bir Hamas Komuta ve Kontrol Merkez olduğunu ve taraf olmamış sivillere zarar verme riskini azaltmak için adımlar attıklarını duyurdu. Gazze Şeridinde öldürülen 18.000’i çocuk olmak üzere 52.000’den fazla Filistinlilerin sayısını görmezden gelmeyi sayıların güvenilirliğini sorgulamayı, tüm baskı, inkâr, kaygısızlık, mesafe koyma, normalleştirme ve meşrulaştırma mekanizmalarını kullanmayı sürdürebiliriz.
Ancak, hiçbiri acı gerçeği değiştirmez.
Hepsini İsrail öldürdü. Bu savaşı biz yürütüyoruz. Artık gözlerimizi kaçırmamalıyız.
Bu savaşı biz yürütüyoruz. Uyanmalı ve haykırmalıyız:
Savaşı durdurun…
Sonuç…
Bütün bu gelişmelerden çıkarmamız gereken sonuç şu.
İsrail için sonun başlangıcı başladı diyebiliriz. Giderek yalnızlaşıyorlar, daha da yalnızlaşacaklar ve Avrupa’da İngiltere merkezli çıkan tepki yaptırımları diğer ülkelere de sıçrayacak.
Gazze için uzun bir aradan sonra ilk defa umutlu cümleler kurduğumun farkındayım.
Ben yakında Gazze’de Türkiye’nin de içinde olduğu bir yapının bu yaşananlara dur diyeceğine inanıyorum.
Bu çıkış Gazze için başlangıç, İsrail için son olacak…
YORUMLAR