Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Avatar photo
Ersoy Dede

“Gazi Meclis’e Sırt Dönülmez” – Ersoy Dede

Ersoy DEDE – 07 Ekim 2025

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama yılı açılışında kürsüdeydi.

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına adım atarken, milletin temsilcilerine seslendi.

Ama o gün o tarihi salonda bir eksik vardı: Cumhuriyet Halk Partisi.

Yani, o Meclis’in kurucu partisi.

Bir asır önce o kürsüde bağımsızlık kararı alan parti, bugün o kürsüyü protesto ederek Meclis’i boykot etti.

Bir Meclis düşünün

Top mermileri Ankara’ya düşerken, gaz lambası ışığında toplanan bir Meclis…

Kurtuluş Savaşı’nı yöneten bir Meclis…

İlk anayasayı kaleme alan, devleti kuran bir Meclis…

O Meclis, hiçbir otoritenin önünde eğilmedi.

Ama bugün, partizan öfkelerle “Cumhurbaşkanı konuşacak diye” boş bırakılıyor.

Şimdi sormak lazım:

O gün Meclis’i kurşunlar bile susturamadı, bugün CHP’nin hırçınlığı mı susturacak?

TBMM, kişisel öfkenin değil milletin iradesinin mekânıdır

Meclis, kimsenin babasının malı değildir.

Orası 85 milyonun evidir.

CHP, Erdoğan’a kızdı diye Meclis’e gelmemeyi tercih etti.

Peki Meclis kimin? Erdoğan’ın mı?

Hayır.

Meclis, köyde traktörüne mazot dolduramayan çiftçinin, şehirde kirayı ödeyemeyen memurun, sanayide sabahlayan ustanın, üniversitede umut arayan gencin sesidir.

O sese kulaklarını tıkamak, milleti yok saymaktır.

Bir siyasetçi için en büyük kayıp, muhalefet etmekten değil, temsil görevini terk etmekten gelir.

CHP bugün, millet adına aldığı yetkiyi, kişisel protestoya feda etmiştir.

Atatürk’ün partisi, Atatürk’ün Meclisi’ne sırtını döndü

Atatürk’ün en büyük mirası, Cumhuriyet kadar o Meclis’tir.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü, sadece bir duvar yazısı değildir;

bir milletin varoluş beyanıdır.

O sözü, Meclis duvarına kazıyan ellerin torunları bugün o Meclis’e girmemeyi tercih ediyorsa,

orada tarihsel bir kopuş vardır.

O Meclis, Çanakkale’den, Sakarya’dan, Dumlupınar’dan gelen ruhun mekânıdır.

O Meclis, FETÖ’nün uçakları tarafından bombalandığında bile ışıklarını söndürmeyen direnişin simgesidir.

Bugün o Meclis’i terk edenler, farkında olmadan o bombaların hedef aldığı iradeye sırt çevirmektedir.

Boykot, zayıfın dili; dirayet, güçlü olanın duruşudur

CHP yöneticileri “Cumhurbaşkanı partili olduğu için protesto ediyoruz” diyor.

Ama Cumhurbaşkanı partili olduğu için değil, millet tarafından seçildiği için orada konuşuyor.

O makam, sandığın emanetidir.

Bugün o kürsüde Erdoğan konuşur, yarın bir başkası; ama o kürsü, milletin kürsüsüdür.

Ona sırt dönmek, sadece Erdoğan’a değil, seçmenin iradesine karşı tavır almaktır.

Muhalefet olmanın asaleti, salonu terk etmekte değil, salona girip konuşmakta saklıdır.

Sözünü kürsüde söyleyemeyen bir parti, öfkesini koridorda harcar.

Ve siyaset, koridorlarda değil, kürsülerde yapılır.

15 Temmuz’un hatırlattığı şey

Unutmayalım, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü hainler o Meclis’i bombaladı.

Ama milletin vekilleri, sığınaklara değil, genel kurula koştular.

Dumanlar arasında toplandılar, ülkenin geleceğine sahip çıktılar.

O gün, o Meclis’e bomba atanlarla bugün o Meclis’i terk edenlerin niyeti elbette aynı değildir.

Ama sonuç aynıdır:

Meclis’in anlamını küçültmek, milletin iradesini hafife almak.

 

O gece o kürsüye çıkanlar, “Millet burada!” diye haykırdılar.

Bugün CHP o kürsüye çıkmıyor.

Demek ki milletin sesiyle artık aralarına duvar örmüşler.

Demokrasi sabırla, öfkeyle değil

Demokrasi, alkışladığın yerde değil, katlanabildiğin yerde olgunlaşır.

Her itirazda salonu terk edersen, sonunda kendi sesine de yabancılaşırsın.

CHP, her seferinde “devletin ciddiyetinden” söz eder ama en kutsal devlet kurumunu,

TBMM’yi, protesto etme ciddiyetsizliğine düşer.

Oysa Meclis, muhalefet için en meşru kürsüdür.

Orada sustuğun gün, artık muhalefet değil, gölge olursun.

Bir uyarı: Halkın gözü her şeyi görür

Millet, kimin çalıştığını, kimin konuştuğunu, kimin küsüp gittiğini görür.

Bugün Meclis’te yemin eden milletvekillerinin görevi, milleti temsil etmektir.

Boykot, o temsili inkâr etmektir.

Milletin gözü önünde küsmek, siyasi nezaketsizlik değil, siyasi intihardır.

Sandık bir gün yeniden kurulacak.

Ve o sandıkta halk, “Benim evime gelmeyen, benim sözümü duymayan” diyerek,

CHP’ye bu protestonun bedelini ödetecektir.

Son söz: Meclis’e sırtını dönen, millete sırtını döner

Gazi Meclis, bu milletin kalbidir.

Kalbe sırtını dönen, yaşadığını zanneder ama artık kan dolaşımı kesilmiştir.

CHP yönetimi bilmelidir ki, bu topraklarda hiçbir parti,

milletin kalbine sırtını dönerek ayakta kalmamıştır.

Milletin evi kutsaldır.

O eve girilir, tartışılır, bağrılır, eleştirilir — ama terk edilmez.

Çünkü orası bir partinin değil, bu milletin evidir.

Ve o evin kapısından içeri girmeyen, artık milletin dışında kalır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER