PKK Türkiye’den Ayrıldı, Hazımsızlar Hala Aramızda! – Haydar As

Haydar AS – 29 Ekim 2025

 

Milletçe büyük bir gurur ve heyecan içinde kutladığımız Cumhuriyetimizin 102. kuruluş yıldönümünü kutlu olsun.

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle ve saygıyla anıyorum.

41 yıllık sorunun nihayete ermesi için çıkılmış olan “terörsüz Türkiye” yolunda önemli bir adım daha atılmış oldu.

PKK yaptığı açıklamayla Türkiye’yi terk ettiğini açıkladı.

Zaten silahlı mücadele etme şansları kalmadığından dolayı bu kararı almaları kendi adlarına doğru bir adım olarak okunmalıdır.

Bu sorunun elbette ki bugünden yarına çözüme ulaşmasını beklemiyoruz.

Dile kolay tam tamına 41 Yıldır başımıza musallat olan bir örgütten bahsediyoruz.

Uğruna binlerce Şehit verdiğimiz, kan ve gözyaşından başka hiç bir hatırası olmayan 41 yıl.

Çekilmenin Arka Planı: Tek Faktör Değil

PKK’nın silah bırakmayı açıkladıktan sonra, ikinci adım olarak Türkiye’den çekilme kararı almasını sadece yapılan çağrılara bağlamanın yanlış olacağı düşüncesindeyim.

Elbette ki Sayın Bahçeli’nin Ekim 2024’te örgüt liderine yapmış olduğu çağrı bu sürecin başlaması yönünde çok çok önemli bir adımdı.

Ardından Bahçeli’nin çağrısına istinaden, Öcalan’ın terör örgütüne yapmış olduğu çağrıda önemliydi.

Fakat bunların hepsinden daha önemli olan, PKK Terör Örgütünün bugüne kadar göremediği çok çok güçlü bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıya kalmasının da etkisi olmuştur.

Daha doğrusu PKK’yı finanse eden ülkelerin bu gerçekle karşı karşıya kalmaları dersek daha doğru olur.

Suriye’de bile istediği gibi oyun kuran, şu ana kadar gerek sahada, gerek masada güçlü bir diplomasiyle her şeyi kontrolü altına alan bir Türkiye’yi görenler, hesaplarını tekrar gözden geçirmek zorunda kaldıklarını da göz ardı etmemek lazım.

Kalkınma Yolu Projesi’nin Caydırıcı Etkisi

Bir başka önemli olay ise Türkiye, Irak, BAE ve Katar ile ortaklaşa yapılan “Kalkınma Yolu Projesi”dir.

Basra körfezinden başlayıp Türkiye’den geçerek Avrupa’ya çıkacak olan bu yol şimdiden hesapları karıştırmış durumda.

Burada Türkiye çok akıllı bir hamle ile adeta bir taşla iki kuş vurmuş oldu.

Hem Süveyş kanalına alternatif olacak bu kara ve demiryolunun nimetlerinden faydalanacağız.

Hem de bu yolun tercih edilmesinin akamete uğramaması için Irak yönetiminin yapacağı üst düzey güvenlik önlemleri ile terör örgütlerine yaşam hakkı tanımaması..

Yani bu projenin hayata geçirilmesiyle birlikte Irak’ın kuzeyinde bile pek barınma şanslarının kalmayacağını şimdiden göre biliriz.

Peki tüm bu olumlu gelişmeler yaşanırken içimizdeki fitne odakları boş duruyor mu?

İçlerinde en iyimserleri bile “ terör örgütünün sözüne güven olur mu” gibi serzenişte bulunuyor.

İyide kardeşim bizim kaybımız ne?

Yarın bir gün yeniden tehdit oluşturduklarında, eyvallah edip eli kolu bağlı mı duracağız?

Ülkemizin gelmiş olduğu bu güçlü durumu niye görmezden geliyorsun?

Artık düşünmesi gereken biz değiliz, bırakalım ülkemiz üzerinde hain emelleri olanlar düşünsün bundan sonra.

Halkın Beklentisi ve Sürecin Sahiplenilmesi

Anadolu’nun her tarafında Askerinden Polisine, Şehit yakınından Gazisine, Esnafından Memuruna, Köylüsünden Kentlisine kadar bu süreç satın alınmıştır.

Terör örgütünün inim inim inlettiği, tarladan mahsulünü, ahırdan davarını, koynundan evladını vermek zorunda kalan bölge halkı büyük bir heyecan ve umut ile bu sorunun ortadan kaldırılması için dua ediyorken nedir bu dudak bükme tavırları!

Sonuç olarak süreci sabote etmeye çalışanları bir tarafa bırakırsak, şu ana kadar olumlu giden bir süreçle karşı karşıyayız, inşallah sonu da hayırlı olur.

Artık ok yaydan çıkmış durumda, bu saatten sonra kim bu yolu tıkamaya çalışırsa siyaseten altında kalacağı kanaatindeyim.