Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Avatar photo
Bercan Tutar

Batı İçi Savaş Derinleşiyor: ABD’nin İsrail ve Avrupa’yı Terbiye Stratejisi – Bercan Tutar

Bercan TUTAR – 19 Aralık 2025

 

Amerikan yönetimi, Ukrayna ve Gazze üzerinden ABD’nin Atlantik ötesindeki iki farklı stratejik müttefikini temsil eden Avrupa ve İsrail ile amansız bir savaş veriyor. İki taraf da birbirine karşı kılıç çekmiş durumda. Atlantik’in iki yakasındaki aktörler arasında makas her geçen gün açılıyor. Çünkü mevcut küresel statükonun mimarları olan müttefiklerin çıkarları ve geleceğe bakış projeksiyonları birbirinden giderek ayrışıyor. Paylaştıkları ortak değerlerin erozyonu artıyor. Aralarında sadece jeo-politik bir ayrışma değil değerler üzerinden ideolojik ve kültürel bir çatışma da yaşanıyor.

Zahir de Avrupa ve İsrail, ABD’nin hem Ukrayna hem de Gazze üzerinden dayattığı barış planlarını kabul etmiş görünüyor. Ama bu kerhen kabul ABD’nin bütün taleplerini içselleştirdikleri anlamına gelmiyor. İki taraf da zamana oynuyor. İki taraf da ellerindeki kozları sonuna kadar kullanıyor. İsrail, Yahudi lobisi üzerinden ABD’yi sıkıştırmaya çalışırken Avrupa’da Rusya ile çatışmayı derinleştirmeye çalışarak ABD’nin planlarını bozma stratejisi izliyor. Ancak Trump yönetimi diğer Amerikan yönetimlerine göre bu saldırılara karşı oldukça hazırlıklı görünüyor. Hatta elinde karşı saldırı malzemeleri diyebileceğimiz birçok sürpriz silaha bile sahip.

Sahte Bayrak Operasyonlarının Devreye Girmesi

Bu bağlamda iki taraf da bol şekilde sahte bayrak operasyonuna başvurmaya başladı. Sahte bayrak operasyonu literatürde gerçek faillerin kimliğini gizleyerek suçu başka bir tarafın üstüne yıkmak amacıyla gerçekleştirilen eylemleri ifade ediyor.

Bu kapsamda örneğin oluşturduğu ‘lolita ağıyla’ Amerikalı siyasilere ve önde gelen elitlere servis veren Jefrrey Epstein skandalının arakasında çoğu kişi Amerikan yönetimine gözdağı vererek Gazze’de istediği desteği almak isteyen Siyonist lobinin ve Mossad’ın olduğunu düşünüyor. Oysa bana göre tablo tam tersi. Bu skandalı deşifre eden odak Amerikan derin devletinin bizzat kendisi. Bu yolla ABD devleti, yeniden yapılanan müesses nizama karşı gelen iç muhalefet ile Siyonist lobiye sınırlarını hatırlatıyor.

Fazla ileri gidenleri de Epstein dosyası ile susturuyor. Çünkü Epstein skandalında sanıldığı gibi zora düşenler veya hedef tahtasına konulanalar ABD Başkanı Donald Trump veya çevresi değil. Epstein sarmalındakiler daha çok Demokrat partililerle onlara yakın duran çevreler, İngiliz Kraliyet ailesi ve İsrail Başbakanı Ehud Barak’ın yönlendirdiği Siyonist lobiye üye ve taraftar olan kesimler.

Epstein dosyasında adı geçenlerin hemen hepsinin şu an Trump’a ve Trump’ın devreye soktuğu stratejilere karşı çıkan küreselci Siyonist yapı olduğunu unutmayalım. ABD Başkanı Donald Trump bu dosyanın içeriğinin yayınlanmasını isteyerek aslında Mossad’a ve İsrail’e ihtar veriyor. İsrail’in Epstein üzerinden kurduğu lolita ağıyla Amerikalı siyasiler ve diğer önde gelen şahısları tuzağa düşürerek nüfuz ajanlığı yaptığını ortaya koyuyor. Bunun aslında bir casusluk faaliyeti olduğuna işarete diliyor.

ABD Başkanı veya eski danışmanı ile şu an yönetimdeki bazı kişilerin Epstein ile yazışma ve fotoğraflarının olması ana çerçeveye zarar vermiyor. Zira Trump’ın Epstein’in küçük yaştaki kızları fuhuş pazarlığında kullandığını görünce ilişkisini kestiği biliniyor.

Ancak dosyalarda en çarpıcı bölüm, İsrail eski Başbakanı Ehud Barak ile Epstein’in ortak hareket etmelerinin ortaya serilmesidir. İsrail’in Epstein’e kurdurttuğu lolita ağı üzerinden nüfuzlu kişilere baskı yapması ve bir çok ülke ve şirketi İsrail savunma ürünlerini almaya zorlamasıdır.

Epstein Dosyası Bir “Demokles Kılıcı”

Görüldüğü üzere çok fazla ileri gidildiğinde veya ABD’nin iç ve dış politikasına gereksiz yere muhalefet edildiğinde Amerikan devleti, Epstein kartını rahatlıkla bir jokere dönüştürme imkânına sahip.

Trump yönetimi Epstein dosyasını hem Ukrayna stratejisine karşı çıkan küreselci iç muhalefet ile Avrupa ve İngiltere’ye karşı hem de Ortadoğu’daki politikalarına ayak direyen ABD’deki Siyonist lobi ile İsrail’e karşı adeta Demeoles’in kılıcı gibi kullanıyor. Başlarının üzerinde sallayıp duruyor.

Hâsılı kelam, Epstein dosyası her açıdan bir sahte bayrak operasyonu. Arkasında sanıldığı gibi yeni ABD’ye ve politikalarına karşı çıkan küreselci Siyonist lobiler yok. Epstein dosyasının arkasında ABD derin devleti var. Bu yolla ABD’nin değişim ve dönüşümüne inatla karşı duran küreselci Siyonist lobiler hizaya sokuluyor. Fazla ileri gidenlere de hadleri bildirilerek tasfiye diliyor.

Çünkü böyle bir kozu olmasaydı Donald Trump yönetiminin Siyonist küreselci lobiye karşı Ukrayna ve Gazze’deki barış süreçlerini devreye sokması ve devam ettirmesi hayal olurdu. Bu bağlamda İsrail’in Siyonist lobinin denetimindeki lolita ağı üzerinden Amerikan iç ve dış siyasetini tamamen ele geçirme ve yönlendirme projesi artık akamete uğramış görünüyor. ABD bu kartı şimdi bir bumerang gibi düşmanlarına karşı kullanıyor.

Güç Hiyerarşisi Yeniden Hatırlatılıyor

Ve bu sahte bayrak operasyonu ile Beyaz Saray, Amerikan devletinin öyle sanıldığı gibi kolayca vesayet altına alınabilen bir yapı olmadığını hem Avrupalı müttefiklerine hem de Siyonist lobiye yeniden hatırlatıyor.

Zaten Pentagon’un vesayeti altındaki İsrail ve Avrupa’nın ABD devletini ele geçirip genel politikalarına yön vermeye çalışmasını düşünmek hem eşyanın hem de jeo-politikanın tabiatına aykırıdır. İsrail ve Avrupalı güçlerin Amerikan transatlantiğini ele geçirip yönetmesi zaten aklen muhaldir. İmkânsız bir şey. Olsa olsa bu güçler ancak ajanlık faaliyeti yapabilirler ABD devletine karşı. Veya bazı lobiler üzerinden nüfuz elde etmeye çalışabilirler. Avrupa ve İsrail’in ABD’yi rehin alıp istediği şekilde dizayn etmesi son gelişmelerden de görüldüğü üzere tam bir hüsnü kuruntu.

Çünkü İsrail ve Avrupa’nın ABD olmadan mevcudiyetlerini sürdürmeleri hayli güç. Bu Ukrayna ve Gazze gerçeğiyle bir kez daha kanıtlandı. İsrail ve Avrupa sıkışmış durumda. İkisi de ABD’den güvenlik garantisi istiyor. Yani ABD’nin onları korumasını talep ediyor. Biri Rusya’ya karşı diğeri Ortadoğu ülkelerine karşı. Çünkü ABD’nin desteği ve yardımı olmadan ne Avrupa Rusya’ya karşı direnebilir ne İsrail, Türkiye ve İran gibi aktörlerin olduğu bölgemizde Siyonist yayılmacılığına devam edebilir.

Hal böyleyken ABD devletinin yeni rotasına ve stratejilerine karşı çıkmaları hatta ABD’ye şantaj yapmaya kalkmaları elbette ters tepecektir. ABD derin devletinin bütün bu ihtimalleri göz önüne alıp farklı seçenekler, teşvik ve sopalardan oluşan bir reçete hazırladığı anlaşılıyor.

Zira ABD, yola gelmeyen müttefiklerini ya sopayla ya da havuçla terbiye etmede nam salmış bir ülke. Belki düşmanlarına karşı bazen zorlanabilir. Ancak bütün müttefiklerini avunun içinde tutuyor. Her şeylerini zayıf ve güçlü yönlerini iyi biliyor. Direnç noktalarını hesaplıyor.

Zaten İsrail ve Avrupa’dan yükselen serzenişler de bunu gösteriyor. Ne var ki İsrail ve Avrupa ne kadar sızlansalar da ABD’nin onlara dayattığı acı reçeteyi içmek zorundalar.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER