Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
fatih ünlü logo
Fatih Ünlü

Suretlere Dair – Fatih Ünlü

Fatih ÜNLÜ – 15 Ağustos 2025

 

Resimlerde güzel çıkmam *
Oysa suretim
Siretimden öndedir çoğu zaman.

Çalışma hayatımız boyunca ara ara karşılaştığımız olağanüstü iş yoğunluklarıyla baş edebilmek için bazı yöntemler keşfetmiştim. Huzurlu bir iş ortamı en temel konuydu elbette ama ötesi de vardı.

Örneğin, organizasyon ve içeriğinden sorumlu olduğumuz uluslararası toplantılardaki çok yoğun işleri bitirdikten sonra saat gecenin 1’i, 2’si bile olsa…

1. Varsa – Manzaraya karşı 5 dakika oturup güzel bir çay içme
2. Gözlemlerimi not alma, arada işlerin nasıl daha iyi yapılabileceğine dair fikir üretme ve
3. Yanımda getirdiğim radyodan ve küçük müzik çalardan sevdiğim ilahileri, ezgileri, müzikleri ve programları kısa da olsa dinleme, bir manada günlük rutinimi oraya taşıma…

Gibi beni dinlendiren alışkanlıkları ihmal etmemeye çalışıyordum.

Dinlenmesini bilmeden kaliteli iş yapmanın zorluklarına çok şahit olmuş birisi olarak bu tür egzersizleri hâlâ da önemserim…

Girişteki metnin de böyle bir hatırası var:

Resimlerde güzel çıkmam
Oysa suretim
Siretimden öndedir çoğu zaman…

Suret ve Siret 

Suretin anlamını bilmeyenimiz yoktur ama  ilk bakışta hatırlayamayanlar için siretin anlamını belirterek konumuza başlayalım. Siret öz, içerik, huy, karakter ve ahlak demek.

Suretin siretten ara ara önde olması bir yere kadar anlaşılabilir bir durumdur çünkü insanız ilk göze çarptığı için dış görünüşü de önemseriz ama bunu yaparken özü ihmal edersek… Ve  giderek suretler, görünüşler muhtevayı geçer ve aldatıcı bir perdeye dönüşürse… Eyvah ki eyvah.

Çünkü suretlerin sistematik olarak siretlerden, asıldan ve içteki güzelliklerden önde olması, önde tutulması zamanla birçok dehşetli hastalığa ve soruna yol açabilir. Bu hem şahsi düzeyde, hem de toplumsal düzeyde böyledir.

Şahsi düzeyde surete, görüntüye oynayan fakat özde zayıf kimselerin sebep olabileceği aldanışları başka ortamlara bırakarak bu yazımızda işlerin özle değil de imajlarla, suretlerle  yürütülmesinin toplumsal düzeyde oluşturacağı sorunlara kısaca değinmeye çalışalım.

Toplumsal düzey deyince yönetim başlarda geliyor elbette, biz de bu yazıda buna odaklanacağız ama siretsiz suretin sebep olduğu aldanışlar  çok yoğun biçimde kültürde, sinemada, müzikte ve maneviyat gibi insan için önemli olan birçok alanda görülebiliyor.

Yönetimde Suretlerin, İmajların Muhtevadan Öne Çıkması Riski

Siyasette, yönetimde imaj, görüntü de şüphesiz önemlidir ama içerikle desteklenebildiği takdirde.

Çünkü muhteva, öz ihmal edilip hep imaja oynanırsa, bu durum zamanla siyaset gibi hayati bir alanda olmayanı var gösterir, tercihlerinde insanları aldatır, sorunları çözemeyecek insanların önünü açar ve neticede yönetim kademesine gelenler kendilerinden bekleneni veremezler. Ayrıca, imajlar üzerinden gereksiz bir siyasi tartışma ortamı da oluşur. Neticede, toplumların yılları geri dönüşsüz heba olabilir.

Daha önce toplumları kendilerinden çok  zümrelerin yönetmeye başladığına dair bir tespitte bulunmuştuk. Tarihin birçok devrinde de bu durum elbette vardı  ama şimdi sanki daha yaygın ve keskin bir şekilde var. İşte bu zümrelerin kullandıkları temel bir yöntem yönetimde, kültürde halkın kabülüne şayan olabilecek veya olmasa bile tekrarla kabule zorlanacak suretleri öne çıkararak  bunun ardında halkın tercihlerinden ziyade o çevrelerin istediklerinin olmasını garanti edecek ortamı ve yapıları oluşturmaktır.

Bahsettiğimiz zümrelerin ve organize güçlü çevrelerin suretleri önemsemelerinin temel sebebi şudur: Sahici liderler bu çevrelerin istedikleri yönde değil de halkın hayrına olacağını düşündükleri kararları alırlar. Bu da bu çevrelerin mütemadiyen, sürekli imtiyaz arayan beklentilerine uymaz.

Diğer yandan, herkes ve herşey oldukları gibi görünse, bu gibi çevrelere yakın duran profiller halkın teveccühüne çoğu zaman mazhar olamazlar.  Dolayısıyla ancak kısmi bir gerçekliği olan bir imaj, bir suret  rağbet görebilir, bununla da halkın teveccühü kazanılırsa, bunun ardında istenilenler yapılmaya çalışılır. Ayrıca, bu çevrelerin siyasi yelpazenin farklı taraflarıyla birden alakadar olmaları, seçimlerin sonucu ne olursa olsun onların işlerini yürütebilmelerine giden yolu açar.

Bunun en iyi örneklerinden birisi ABD Kongre ve Senatosunda Yahudi lobisinin hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi üyelerin çoğu üzerindeki etkisidir. 2024’te ABD Kongresinde Netenyahu gibi savaş suçlusu bir zalime yapılan muameleyi hatırlayalım.

Netenyahu’nun birkaç temsilci dışında Kongre’de bu şekilde taltif edilmesi çok açık bir örnek. Fakat normalde süreç çoğu zaman kapalı kapılar ardında ve kritik anlarda yapılan güçlü müdahalelerle ilerler. Dolayısıyla süreci tam anlayabilmek için uzun zaman dilimlerinde olayların nasıl geliştiğine bakmak daha çok fikir verebilir.

Bu çevreler genelde kendileri açısından kritik konulara odaklanırlar ve buralarda güçlü bir etki oluşturmaya çalışırlar. Zaten her detaya karışmaları azınlık olduklarından hem imkansız hem de akılcı değildir ama karşıda bir güç yoksa, netice birçok alanda yavaş yavaş istedikleri noktaya doğru ilerler.

Ortada elbette her zaman bir komplo ortamı yoktur ama süreçlerin gerisinde  görünenin ötesinde  yapıların ve tesirlerin olduğunu görmemek te imkansızdır.

Düşünürsek, son yüz yılda ne çok lider geldi geçti. Bunların bir kısmi belki biraz daha sahici idi ama görünenin ötesinde yönleri olan, belki angajmanları olan, belki geçmişi ve refleksleri iyi bilindiği için yönlendirilebilen liderler de oldu. Bu arada, sahici olmanın ötesinde, doğru alanda ve doğru bir tavırla sahici olmanın önemini de vurgulayalım.

Sahici ve halkının iyiliğini düşünen bir lider olmaya çalışanlara iyi bir örnek ABD’nin gelmiş geçmiş en popüler Başkanlarından olan  John F. Kennedy idi. Kennedy ABD Merkez Bankasının konumu, İsrail’in nükleer bomba yapımı çalışmaları gibi birçok alanda sahici bir lider gibi davranmaya çalıştı ama  ne yazık ki hayatına kast eden bir suikastle durduruldu ve yerine yeniden bir suret getirildi:

Öndeki görüntüsü ne olursa olsun, İsrail’in ABD Liberty gemisine saldırıp birçok kişiyi öldürmesi olayında olduğu gibi halkından çok belirli çevrelere sadakati olduğunu gösteren Lyndon B. Johnson gibi bir suret… İşin ilginci, Kennedy’in Johnson gibi bir profili kendisine yardımcı adayı olarak seçmesi ve sonra birlikte seçilmeleriydi. Dürüst ve düzgün bir Başkan Yardımcısı seçse idi, suikasçileri muhtemelen bu kadar  rahat davranamazlardı.

Kennedy’in yalnızca ABD Merkez Bankasına yönelik politikası bile o zaman uygulansa, ABD şu anki devasa borç batağına ve büyük mali dengesizliklere bu kadar düşmezdi  dememiz sanırım abartı olmaz. Özetle, Kennedy suikasti milletinin geleceğini düşünerek adım atan popüler bir liderin bile güçlü  organize güçler tarafından kısa sürede susturabilmesinin trajik bir örneği oldu.

Yine her süreç Kennedy suikastında olduğu kadar keskin ve görünür olmamıştır elbette. Bu sürdürülebilir de olmazdı. Bazen de  liderler çeşitli bilgi ve zorlamalarla kritik alanlarda siretlerine aykırı bile olsa suret olmaya ve aykırı tavırlar almaya zorlanırlar. Kabul etmezlerse elden geldiğince itibarsızlaştırılırlar,  marjinal gösterirler. Veya bu durumu içselleştirip, kendi içlerinde normal gösterip süreci kabullenirlerse de, o şekilde de kaybederler.

Suret – siret konusunda Trump birçok açıdan iyi bir örnek gibi görünüyor. Kennedy suikastı dosyası gibi elinde bazı kozlar olduğu anlaşılmasına rağmen, yine de ihtimalen karşı tarafın dosyalarının daha güçlü olmasından dolayı Trump politikalarında sık sık geri adım atıyor ve istese de istemese de “suret olmaya”  zorlanıyor. Bazen dirense de bu direncinin kırılması uzun sürmüyor. Savrulmalarında şahsiyetinin de bir etkisi olmakla birlikte gelişmeler elbette tümden buna bağlanamaz.  Dolayısıyla Trump’la bir müzakere yürütürken, onun   kendi kararlarına bile son tahlilde sahip çıkamayabileceği ihtimali hiç unutulmamalıdır. İleride şartlar değişebilir o ayrı. Unutulursa, gereksiz bir risk alanı açılır. Asıl olan bu görüntülerin ardında kararları gerçekte yönlendirenlerin durumudur. Bu okunabiliyorsa, ona göre konumlanma ve tavır alma daha anlamlı ve gereksiz aldanışları önleyici bir adım olur.

Diğer yandan, farklı şekillerde arz ettiğimiz üzere, her tür mücadele ve  müzakerede, gerçek güç hazır olmaktan, inançtan, özetle için, siretin sağlamlığından gelir. Senaryolu çalışılmaz ve kısmi bir gerçekliği de olsa sonuçta sistemde salt bir surete, bir imaja dönüştürülebilecek unsurlara çok güvenilerek hareket edilirse, hayal kırıklıkları kaçınılmaz olur.

Konu derin. Yazımız da bu önemli konuda kısa bir ufuk turu olmayı amaçlıyor.  Amacına ulaşabildiyse, ne âlâ.

Yazımızı bir konuya daha kısaca değinip toparlayalım. Yazımıza bahsettiğimiz zümreler, organize çevreler, uluslararası güçler adına her ne dersek diyelim karşıdaki direnci kırmak için kendilerini karşı konulamaz bir güç gibi de göstermeye ve bir tür yenilmezlik algısı oluşturarak insanları yıldırmaya da çalışırlar.

Oysa herşeye Kadir olan, herşeye gücü yeten  yalnızca Allahu Tealadır. Mahlukun gücü ancak onu alt edecek bir güç gelinceye kadardır.

Bu anlamda, bunlarla anlaşmasak olmaz deyip işe baştan yenilgiyle başlamak insan dehasına yakışmaz.  Gereksiz meydan okumalara girmeden, çok nitelikli insanlar yetiştirmek, güçlü bir kamuoyu ve nitelikli yapılar oluşturmak, kamuoyu oluşturacak basın, yayın, sosyal medya gibi kanalları sağlam tutabilmek, akil kanaat önderlerini öne çıkarmak ve alternatifli liderler birçok hayırlı işi başarabilirler.

Sonradan liderlerin, yapıların başlarına sıkıntılar gelebilir mi? Elbettte gelebilir. Rahmetli Turgut Özal’ın muhtemel bir suikaste kurban gitmesi, rahmetli Necmettin Erbakan Hocanın  bir yıllık Başbakanlığı döneminde özellikle ekonomi yönetimindeki olağanüstü başarısına rağmen baskılarla apar topar görevinden ayrılmaya zorlanması gibi süreçte liderlerin ve arkadaşlarının başlarına türlü türlü işler gelebilir, ama zaten yapacakları katkıyı yapmışlarsa artık ne gam.  Bu işler bayrak yarışı gibidir. Kişinin kendi görevini yapması yeter. Tabii, sonradan gelenlerin de  bayrak yarışını ruhuna uygun şekilde devam ettirmeleri gerektiğini unutmamaları şartıyla…

Allah’a emanet olun.

====

* Resim ve fotoğraf arasındaki ayrımı biliyorum ama ilk bakışta daha çarpıcı geldiği için resim kelimesini kullandım.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER