Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Trump ve ‘Katil’ Putin’in ABD’de Alaska Zirvesi… – Prof. Dr. Celalettin Yavuz

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 16 Ağustos 2025

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 16 Ağustos 2025

 

Ve beklenen gerçekleşti. ABD’nin herkesi şaşırtan Başkanı Trump, önceki Başkan Biden’ın ‘Katil” dediği Rusya Devlet Başkanı Putin’i 15 Ağustos 2025’te ABD’nin Alaska eyaletinde misafir etti. Oysa bizzat ABD’nin etkisiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından Ukrayna’da işlenen suçların soruşturması sonucunda 17 Mart 2023’te Putin’in tutuklanması kararını çıkarttı.

ABD, bir kez daha uluslararası kurumların kararını çiğnedi. Şayet Trump’tan önceki Biden döneminde Putin,  bugün ABD’ninki gibi barış niyetiyle herhangi bir ülkeyi ziyaret etmiş olsa ve orada tutuklanmasa ABD’nin ve Batılı müttefiklerinin gazabına uğrar, bir yığın yaptırımla karşılaşırdı.

Alaska Zirvesinden Dikkat Çeken Notlar

Trump, sonunda hem yaptırımları % 100 arttıracağını ve nükleer başlıklı balistik füze taşıyan iki nükleer denizaltıyı Rusya’ya karşı dağılma yerlerine gönderdiği tehdidiyle Putin’i görüşmeye ikna etti. Seçilen yer, 1867’de Rusya’dan satın alınan Alaska idi.

Putin ve ekibi toplantıya katıldığı sırada ABD’den beklenmedik ve genelde Rusya gibi otoriter rejimlerde sıkça rastlanan bir hareket geldi. O saatlerde ABD’nin “görünmez” uçağı B52 ve F35’lerin gövde gösterisi gerçekleşti.

Görüşmelerin başlangıcında basına açık bölümde Putin’in daha soğukkanlı, Trump’ın ise alışılmışın dışında heyecanlı olduğu dikkat çekti.

Taraflar dışişleri ve güvenlik politikaları uzmanlarından oluşan kadroları ile görüşmeye katıldılar.

Görüşmeler devam ederken Rusya’nın Ukrayna semalarında uçan SİHA ve füzeleri saldırılarını sürdürdüler.

Toplantı sonrasındaki soru alınmayan ortak basın açıklaması sırasında taraflar görüşmenin pozitif etki yarattığı şeklinde nazik ifadeler kullanmaya gayret ettiler.

Putin, savaşın çıktığı dönemde Trump başkan olsaydı savaşın çıkmayacağını söylerken, hedeflerinin ateşkes değil, “savaşı gerektiren sebeplerin ortadan kaldırılması” konusunda ısrarcıydı. Bunlar ise açık: Ukrayna’nın NATO üyeliği rafa kaldırılacak. Rusya, işgal ettiği ve nüfusun Rus ağırlıklı olduğu bölgeleri vermeyecek. Ukrayna, yeniden savaş açabilecek şekilde silah sistemleriyle donatılmayacak…

ABD ise ayrı düşse de, Avrupa’yı çok yakından ilgilendiren bu görüşmeye Avrupalı liderleri davet etmediği halde, “onurlu barışın” mümkün olamayacağı Ukrayna’yı ikna için Avrupa’nın bu desteğini almak istiyor. Toplantı sonrası Ukrayna Lideri Zelenski ile 1.5 saat telefonla görüşen Trump, Avrupalı liderlerle de görüştü.

Hafta başında Zelenski Washington’a giderek Trump’la bir kez daha görüşecek. Trump-Putin görüşmesinin ana temasını oluşturan Ukrayna’nın Alaska Zirvesi’nde bizzat kendisi yerine kerhen ABD tarafından temsil edilmsei, kuşkusuz ki Ukrayna ve onu destekleyen Avrupa ülkelerinin liderleri tarafından endişeyle izlendi. Hele de zirveden sonra Trump, barışa çok yaklaşıldığını ve bundan sonra topun Zelenski’de olduğunu söylemesiyle…

Bundan Sonra Neler Olabilir?

Alaska zirvesi, her ne kadar beklendiği gibi barışı getirmemişse de, Macar Başbakanı Orban’ın “Dünya artık önceki günlere göre daha güvenli!” sözündeki gibi, iki küresel güç arasındaki gerilimi düşürmeye yetti. Anlaşılan o ki Putin, Trump’ı büyük ölçüde ikna etti.

Ukrayna ise zaten aylar önce Trump’ın ileri geri sözleriyle barış masasında büyük ölçüde zemin kaybetmişti. Bu son zirve ile de Ukrayna’nın zemin kaybının devam ettiği söylenebilir.

Ukrayna’nın NATO üyeliği ise Türkiye’nin AB üyeliği gibi sadece rüyaları süsleyecek. Tek farkı, Türkiye AB ülkelerinin direnciyle karşılaşırken, Ukrayna NATO ülkelerince (Macaristan dışında) benimsenirken ittifak dışından bir ülkenin (Rusya) karşı çıkmasıyla engelleniyor.

Trump’ın seçim propagandaları sırasında dillendirdiği “Başkan olunca ertesi günü savaşı sona erdireceğim!” şeklindeki sözü aradan aylar geçse de gerçekleşemedi. Ama bu zirve ile barışa çok yaklaşılabildiğini söylemek mümkün. Tek engel, daha fazla taviz vermesi istenen Ukrayna ve destekçileri olan Avrupa ülkelerinin iknası…

Sonuç itibariyle zirve öncesinde ve sırasında çeşitli Tv kanalları “kim kazandı?” diye yorum yapıyorlardı. Kimi, tehditle ve kendi ülkesinde, Rusya’dan satın alınan yerde zirveyi gerçekleştiren Trump kazandı derken, kimileri de evvelce Rusya’ya amansız yaptırımlar uygulayan ve hedef gösteren ABD tarafından barış görüşmesine davet edildiği için Putin’in kazandığını söyledi.

Kimin kazandığını bir tarafa bırakıyoruz. Kaybedenlerin Ukrayna ve Avrupa olduğu açık. Keşke barış gelse de barışın kazananları artmış olsaydı.