Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Avatar photo
Celalettin Yavuz

Gazze’de ‘Ateşkes’ mi, Trump Patentli Tiyatro mu? – Prof. Dr. Celalettin Yavuz

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 06 Ekim 2025

 

HAMAS’ın İsrail’e beklenmedik saldırısını üzerinden 2 yıl geçti. Bu saldırıda ölen sivil İsraillilerin yanında, içinde Amerikalıların da bulunduğu yabancılar dahil rehineler de alınmıştı. Sivil insanların ölümünü, yaralıları ve özellikle de rehineleri bahane eden İsrail’deki 6 parçelı Netanyahu Hükümeti tarihte görülmemiş bir şiddet ve vahşetle Gazze Şeridi’ne saldırdı. 70 bine yakın ölen, bir o kadar yaralanan, evleri, okulları, camileri, kiliseleri, hastaneleri yıkılan, tarım arazileri kavrulan Filistinliler yurtlarından da sürülme riskiyle karşı karşıya geldiler.

Bu arada yardım malzemeleri de Gazze’ye ulaştırılamadığı için açlıktan, ilaç ve tedavi eksikliğinden ölen Filistinlilerin de haddi hesabı yok.

SUMUD Adlı Özgürlük Filosu ve İsrail Vahşetine Dokundurtmayan Tiyatro

Gazze Şeridi’ne uygulanan ablukayı yarmak isteyen iki sivil ve uluslararası girişim de Gazze’deki Filistinlilere ulaşamadan derdest edildi. Bunlardan SUMUD adlı sonuncu girişim de 1 ve 2 Ekimde İsrail’e esir düştü.

İlk kez 1967’de Filistinlilerin direnişini “Kararlılık” ya da “Dayanıklılık” anlamında simgeleştiren girişim Temmuz 2025 ayı içerisinde Gazze Şeridi’nde İsrail vahşeti altında akıl almaz şekilde sağlık imkanları, açlık, yokluk ve sefalet içerisinde yaşayan Filistinlilere destek maksadıyla oluşturuldu.

Adı SUMUD olan, yaklaşık 40 tekne ve 500 civarındaki gönüllülerin oluşturduğu bu “Özgürlük Filosu Koalisyonu” İsrail donanması tarafından kısa sürede avlandı. Biri hariç  tamamı 1 Ekim’de, sonuncusu Marinette yatına da 2 Ekim’de el konuldu.

İçlerinde Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin de bulunduğu bu barış gönüllülerinin grubu İspanyol ve İtalyan fırkateynleri tarafından korunacaktı. Hatta Türkiye ile Mısır’ın yıllar sonra ilk kez Doğu Akdeniz’de icra ettiği ortak donanma tatbikatının maksatlarından birinin bu filoyu korumak olduğu ileri sürülmüştü. Ama Doğu Akdeniz’in haramisi İsrail, tıpkı 31 Mart 2010’da Mavi Marmara feribotuna yaptığı gibi bu teknelere karasularından çok uzakta el koydu. Dünya da bunu seyretti.

Filistin’e destek veren ülkeler bu olayı “Uluslararası hukukun çiğnenmesi” olarak gördüklerini “Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok!” şeklinde haykırırken, İsrail’in her insanlık dışı hareketinin arkasında dağ gibi yükselen ABD’nin ve “Dostum” Trump’ın gıkı çıkmadı. Bir kez daha “Zor, oyunu bozar!” sözü, uluslararası düzenin ayaklar altına serilmesinde etkili oldu.

ABD, George W. Bush döneminde yumurtladığı “Önleyici Harekat” (preventive strike) ile hem kendi kuvvetlerine uluslararası hukuku yerle bir etmenin yolunu açtı. ABD’ye ilaveten İsrail de bu harekatı “meşru müdafaa” imişçesine pervasızca kullanmaya başladı. Son kurban da SUMUD filosu oldu.

Bazı yorumculara göre SUMUD Gazze Şeridi’ne fiziken ulaşamadı, ancak bilhassa İslam dünyasında olmak üzere küresel ölçekte kamuoyunun dikkatini Gazze’deki vahşete yönlendirerek hedefine ulaştı.

Gazze Şeridi İçin Yeni Bir Ateşkes Masalı mı?              

SUMUD’a İsrail saldırılarının başlayacağı sırada ABD Başkanı Trump Gazze Şeridi için yeni bir ateşkes planını açıkladı. Planda,  İsrail Başbakanı Netanyahu’nun istekleri doğrultusunda bazı düzenlemeler de yapıldı. Trump, HAMAS’a da plana cevap vermesi için 6 Ekim 2025 Türkiye saati ile 01.00’a kadar süre tanıdı.

HAMAS 3 Ekim’de “İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesi durumunda esirlerin tamamını serbest bırakacaklarını ve tüm detayların görüşüleceği müzakerelere hazır oldukları” mesajını verdi.

HAMAS’ın bu cevabından memnun olduğu ifade edilen Trump da “Hamas’ın yaptığı açıklamaya dayanarak onların kalıcı barışa hazır olduklarına inanıyorum. İsrail, rehineleri güvenli ve hızlı bir şekilde çıkarabilmemiz için bombalamayı derhal durdurmak zorunda, şu anda bunu yapmak için tehlikeli,...” dedi.

Ama İsrail, 4 Ekim’de de Gazze Şeridi’ne bomba yağdırdı. Bu saldırılarda 7’si çocuk 17 kişi yaralandı, 40’ı aşkın Filistinli de yaralandı.

Sonuç itibariyle Frankeştayn “Batı”, yarattığı canavarı kontrol edemiyor. Netanyahu yönetimindeki İsrail’in bu son ateşkese riayet edebileceği de son derece kuşkulu. İsrail’in her hareketini kabul eden ve destekleyen ABD ise bu tiyatronun baş aktörlerinden biri…

İkinci başkanlık döneminde Trump’a ilk ziyaretini yaptığı Körfez Ülkeleri ABD’de 3.4 trilyon dolarlık yatırım sözü verdiler. “Filistinli Arapların kardeşi” olan bu zengin ülkeler, bu yatırımı ABD’ye, petrol ve doğalgazı da Avrupa ülkelerine karşı silah olarak kullanmayı düşünse, İsrail canavarının semirmesine yeşil ışık yakan bu Frankeştaynlar onu dizginlemeyi düşünebilirlerdi… O zaman diğer Arap ülkeleri ve İslam ülkeleri de etraflarında kenetlenebilirdi…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER