Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Avatar photo
Adem Kılıç

Türkiye’nin Mayın Eşeği Örgütlere Karşı Sabrı Bitti! – Adem Kılıç

Adem KILIÇ – 15 Aralık 2025

 

Suriye iç savaşının on yıldan fazla süren kaotik ortamının ve Esed rejiminin yıkılmasının üzerinden bir yıl geçti.

Türkiye; süreç boyunca hem Esed’in katliamlarının karşısında, hem Esed destekçisi Rusya’nın politikalarının karşısında hem de sözde DEAŞ ile mücadele kapsamında Suriye’de askeri varlığını sürdüren ve buradaki terör örgütlerini “kara gücümüz” ifadeleri ile meşrulaştırmaya çalışan ABD’nin politikalarının karşısında dik bir şekilde durdu.

Esed rejiminin geçen yıl çökmesinin ardından ise Türkiye; ABD Başkanı Trump da dahil olmak üzere Suriye’deki tüm aktörler tarafından, “Suriye’de kazanan esas aktör” olarak tanımlandı.

Türkiye ise bu tespitlere rağmen, izlediği politika ile geride kalan bir yıl içerisinde, Suriye üzerinde herhangi bir toprak talebinin olmadığını ve aslolanın, kendi güvenliği ve Suriye’nin toprak bütünlüğü olduğunu ortaya koydu.

Ancak kendi desteğiyle bölgede alan kazanan terör örgütü SDG’nin (PKK/YPG) sözde meşruiyetini korumaya çalışan ABD, geçtiğimiz Mart ayında bir  ‘mutabakat’ ya da ‘uzlaşma’ metni üzerinden, yine Türkiye’nin hassasiyetleri yok sayan bir süreci hayata geçirmeye çalıştı.

Türkiye ise; Astan süreci dahil olmak üzere, her zamanki diplomatik yaklaşımı ile, Aralık ayı sonuna kadar süre verdiği bir sürece diplomatik sabrı ile müsaade etti.

Yani görünürde bu süreç, bir ‘devlet-örgüt’ yakınlaşması gibi görünse de, derin jeopolitik ve ideolojik fay hatları bağlamında, Türkiye’nin diğer aktörleri tolere etmek için attığı son adımdı.

Ancak görünen o ki; Mart ayından bu yana Türkiye’nin kararlılığını anlayamayan ya da anlamak istemeyen ABD destekli bu terör örgütü, İsrail’in de desteğini alarak süreci uzatabileceği izlenimine kapıldı.

Gelinen noktada ise; Türkiye için, sınır güvenliğini garanti altına alma ve bölgedeki terör koridorunu engelleme kararlılığı doğrultusunda, yeni bir sınır ötesi operasyonu artık bir tercih değil, jeopolitik bir zaruret haline geldi.

Neden kalıcı bir uzlaşı kurulamaz?

Şaraa yönetimi, Suriye’nin üniter ve merkeziyetçi yapısını mutlak şekilde koruma ilkesini ilk günden itibaren dile getirdi ve getirmeye devam ediyor.

Terör örgütü SDG ise, Mart ayı mutabakatına rağmen hala Suriye’nin kuzeydoğusunda özerk, ademi merkeziyetçi, federal veya konfederal bir yönetim yapısı kurma hedefi ile hareket etmeye devam ediyor.

Bu iki vizyon arasındaki fark, Suriye’nin yönetim biçimi konusunda uzlaşmaz karşıtlıklar içeriyor.

2025 Mart mutabakat metnine tarafların imza atmasına rağmen. terör örgütü SDG’ye ait silahlı unsurların lağvedilmemesi ve oradaki bölgelerin tamamen Suriye yönetimine teslim edilmesi, terör örgütünün ikiyüzlülüğünü bir defa daha ortaya koyuyor.

Türkiye’nin güney sınırlarında bir terör devleti oluşumuna izin vermeme kararlılığı, ulusal güvenliği kırmızı çizgisidir ve Türkiye bunu her zaman ortaya koymuştur.

Türkiye’nin en kritik zamanlarda bile; yani ABD, Rusya ve İran gibi tüm aktörlerin Suriye’de etkin olduğu dönemlere rağmen gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Pençe Kilit harekatları, ülkenin bu tiyatroya izin vermeyeceğini ortaya koymuştur.

Gelinen noktada da Türkiye, terör örgütü SDG’ye daha fazla zaman kazandırmadan ve terörün kurumsallaşmasına fırsat vermeden artık bu tiyatroya bir son verecektir.

Zira; önce ABD, sonra Rusya, sonra İsrail ve şimdi de yeniden ABD bayrağı taşıyan SDG’nin, Şaraa yönetimi ile bir mutabakatının kalıcı bir barış getirmeyeceği açıktır.

“Büyük güçlerin” mayın eşeği olan bu örgütün askeri olarak gömülmesinin vakti gelmiştir ve meşru müdafaa hakkının gereği olarak Türkiye’nin en geç Ocak ayı itibari ile operasyonu artık kaçınılmaz bir adımdır.

YORUMLAR

⚠️ Yorum gönderilemez:

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    YAZARLAR
    TÜMÜ

    SON HABERLER