Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Avatar photo
Reşit Kemal As

Ortadoğu Yeniden Şekillenirken, Türkiye Masada mı Olacak, Haritada mı? – Reşit Kemal As

Reşit Kemal AS – 29 Aralık 2025

📌Türkiye için Suriye, dış politika başlığı değil; doğrudan iç güvenlik ve beka meselesidir.
Bu yüzden “Büyük Kürdistan” tartışması Ankara’da akademik bir senaryo olarak değil, sahada karşılığı olan bir risk olarak okunur. İsrail’in bu sürece dair adı geçen rolü ise Türkiye açısından ikinci plandadır; asıl mesele, ortaya çıkan fiili sonuçlardır.
Çünkü Türkiye haritalara değil, sınırına bakar. Ve o sınırın hemen ötesinde son on yılda oluşan yapı, Ankara’ya göre masum bir “yerel özerklik” değildir.

📍Türkiye’nin Gördüğü Tehdit Nedir?

Türkiye açısından sorun, Kürtlerin hak talebi değildir. Sorun; etnik temelli, dış destekli ve silahlı bir devletleşme sürecinin, Türkiye’nin güney sınırı boyunca kesintisiz bir hat oluşturmasıdır. Irak’ın kuzeyinde başlayan bu yapı, Suriye’nin kuzeyinde devam ederse, bu durum Ankara’nın gözünde bir “koridor” anlamına gelir.
📌Bu koridorun üç sonucu vardır:
1. PKK’nın stratejik derinlik kazanması
2. Türkiye’nin Ortadoğu’ya kara bağlantısının kontrol altına alınması
3. Türkiye’nin iç siyasetinin sürekli dış baskı altında tutulması
İsrail’in adı bu noktada devreye girer. Çünkü Türkiye, bölgedeki bazı Kürt yapılarının yalnızca ABD ile değil, İsrail’le de temas halinde olduğunu bilir. Bu ilişkiler Ankara için ideolojik değil, jeopolitik bir uyarı işaretidir.

İsrail Bu Denklemde Nereye Düşüyor?

Türkiye’den bakıldığında İsrail, doğrudan bir “Büyük Kürdistan” kurucusu değil; fakat bölgenin parçalı kalmasından fayda sağlayan bir aktördür. Güçlü, merkezi ve etkili devletler yerine; birbiriyle sorunlu, kırılgan ve dış desteğe muhtaç yapılar, İsrail’in güvenlik algısıyla örtüşür.
Bu nedenle Ankara, İsrail’in Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere sessiz kalmasını ya da dolaylı olarak desteklemesini tesadüf olarak görmez.
📌İsrail için bu tablo:
•İran’ın Akdeniz’e açılan hattının zayıflaması,
•Türkiye’nin bölgesel manevra alanının daralması,
•Arap dünyasının kendi içine kapanması anlamına gelir.
Türkiye içinse bu tablo, çevrelenme hissi demektir.

📍Suriye Neden Vazgeçilmez?

Türkiye’nin Suriye politikası çoğu zaman yanlış okunur. Ankara’nın temel hedefi hiçbir zaman Suriye toprakları olmamıştır; hedef, Suriye’nin Türkiye’ye rağmen yeniden şekillenmemesidir.
📌Çünkü Suriye’nin kuzeyinde kurulacak kalıcı bir yapı:
•Türkiye’nin güney sınırını fiilen değiştirecek,
•Irak’taki yapıyla birleşme ihtimali yaratacak,
•Türkiye’yi askeri, ekonomik ve siyasi olarak sürekli teyakkuzda tutacaktır.
Bu yüzden Türkiye, Fırat Kalkanı’ndan Zeytin Dalı’na, Barış Pınarı’ndan sınır ötesi operasyonlara kadar tüm hamlelerini aynı çerçevede okur: koridoru kesmek.

📍Ankara’nın Asıl Korkusu: Normalleşmiş Bir Oldubitti

Türkiye için en tehlikeli senaryo, Suriye’nin kuzeyindeki yapının zamanla “normalleşmesi”dir. Bayraksız, marşsız ama fiilen devlet gibi işleyen bir alan… Uluslararası toplumun sessizce kabullendiği, zamanla “gerçeklik” kazanan bir durum.
İsrail’in burada rolü aktif bir kurucu olmaktan çok, itiraz etmeyen, hatta teşvik eden bir aktör olmaktır. Türkiye ise itiraz eden tek ülke konumunda kalmaktan endişe eder.

📍Türkiye Neden Sert?

Türkiye’nin sertliği ideolojik değil, coğrafidir. Harita değişirse, Türkiye değişir. Bu yüzden Ankara, Suriye’yi sadece Şam’la ilgili bir dosya olarak görmez; bu dosya, Diyarbakır’ı, Hatay’ı, Mardin’i ve Ankara’yı ilgilendirir.
“Büyük Kürdistan” bir proje olsun ya da olmasın, Türkiye açısından mesele şudur:
Ortadoğu yeniden şekillenirken, Türkiye masada mı olacak, haritada mı?
Ankara’nın cevabı nettir. Ve bu yüzden Suriye, Türkiye için hala kapanmamış bir dosyadır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER