
Coşkun BAŞBUĞ – 23 Nisan 2025
Son zamanlarda yoğun gündeme bir de Kıbrıs meselesi eklendi.
Kıbrıs konusunda ilginç bir gelişme yaşandı ve Türk Cumhuriyetlerinden Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde (GKRY) elçilik açma kararı aldılar.
Bu gelişme başta Türkiye olmak üzere Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde büyük tepkiye yol açtı.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bu yapılan karşısında Türk devletlerini Rum tarafı ile ilişkilerinde dikkatli olmaya davet etti.
Peki işin aslı neydi?
Ne olmuştu da durduk yerde beş Türk Devleti Rum’a yanaşmıştı.
Bu bir ilk miydi, bu yaşanan tarihi bir kırılma mıydı?
Önceki Hikâye…
Sonda söyleneceği başta söyleyeyim, bu yaşanan bir ilk değil.
Bahse konu Türk devletler çok daha öncesinde GKRY ile diplomatik ilişki tesis etmişti.
Bu devletlerden Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan 1992’de, Özbekistan 1997’de, Türkmenistan ise 2007’de GKRY ile diplomatik ilişkiye geçmişlerdi.
Bu tarihi vakalar sonucu ortaya çıkan gerçek odur ki bu ülkeler GKRY’i yeni tanımış ülkeler değiller.
Büyükelçilik açma konusuna gelince…
Kazakistan, GKRY nezdinde ilk mukim Büyükelçisini Ocak 2025’te atadı ve diğer ülkelerden farklı olarak Rum kesiminde Büyükelçilik açtı.
Özbekistan ve Türkmenistan ise farklı bir yol izledi.
Her iki ülke de Rum kesiminde Büyükelçilik açmak yerine İtalya’nın Roma kentinde bulunan elçilerini GKRY’ne akredite ettiler.
Bu iki ülkeden Özbekistan 19 Aralık 2024 tarihinde, Türkmenistan ise 31 Mart 2025 tarihinde akredite işlemlerini tamamladı.
Bugün Ne Oldu…
Avrupa Birliği 04 Nisan 2025 tarihinde Semerkant’ta Orta Asya Zirvesi düzenledi.
Tamamen proje olan bu zirve sonrası bir bildiri yayınlandı ve Avrupa Birliği GKRY’nin tüm tezlerine destek verdiğini açıkladı.
Bu açıklamayla birlikte Türk Devletlerinin de sürece destek veren hamleler yaptığı görüldü.
Peki Avrupa’yı anladık da Türk devletlerinin desteği ne demek oluyordu, bu devletler neden destek kararı almışlardı.
Tüm bu olanların bir tek izahı vardı, o da sıra dışı bir şeylerin olduğuydu.
Eşkıyayı Dağda Arama…
Olayı biraz deştiğinizde bu sıra dışı şeylerin neler olduğuna dair bir takım ip uçları elde etmeye başlıyorsunuz.
Elde edilen ipuçlarını takip ettiğinizde AB’nin GKRY konusunda bahse konu Türk Devletlerini ekonomik yaptırımlarla tehdit ettiğini görüyorsunuz.
Beş Türk Devleti kapalı kapılar ardında yaptığı açıklamalarında AB’nin tehditleriyle karşı karşıya kaldıklarını, bu yüzden de kararı desteklemek zorunda kaldıklarını söylüyorlar.
Evet, eşkıya Avrupa Birliği alenen bu devletleri her türlü yardım ve yatırımı kesmekle tehdit etmiş.
Kırgızistan ve Tacikistan, AB’nin ekonomik tehditleriyle karşı karşıya olduklarını, AB’nin her türlü yardım ve yatırımı kesmekle tehdit etmesinden dolayı da kararı desteklemek zorunda kaldıklarını açıktan söylüyorlar.
Aynı eşkıya akıl Özbekistan’ı ise “Geliştirilmiş Ortaklık Müzakereleri”ni durdurmakla ve yatırımları kesmekle tehdit etmiş.
Türkmenistan bu konuda diğer Türk Devletlerinden bir nebze de olsa uygulama olarak ayrışıyor.
Türkmenistan tamamen teslimiyet yerine tarafsız statüsünden dolayı açıklamanın Kıbrıs ile ilgili bölümlerine çekince koyduğunu ifade ediyor.
Bu ayrışmayı en derin yaşayan ülke Kazakistan.
Kazakistan herhangi bir baskıyla karşılaşmadığını ve bu kararı tamamen kendi iradesiyle aldığını açıklıyor.
Ancak elde edilen bilgiler Kazakistan’ın da baskıya uğradığını gösteriyor.
Turpun büyüğünü heybede saklayan AB denileni yaptıkları takdirde beş devlete 12 milyar Avroluk destek vermeyi de kabul ediyor.
Diyeceksiniz ki rüşvetin adı ne zaman destek oldu.
Haklısınız…
Türkiye Tepkisiz mi…
Türkiye tüm bu olan bitene kamuoyu önünde herhangi bir tepki vermedi.
Çünkü bu tarihi çınar biliyor ki bu konuyu kamuoyu önünde tartışmak, aile içi bir meseleyi sokakta tartışmaya benzer.
Çünkü bu köklü devlet biliyor ki böylesi bir tartışma, kamuoyu önünde verilecek her türlü tepki Rum kesiminin işine yarar.
Çünkü ali devlet biliyor ki Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Türk Devlet Teşkilatına gözlemci olarak katılmasından son derece rahatsız olan GKRY bu ilişkilerin bozulması ve kopması için uzun süredir pusuda bekliyor.
Rahat Olun….
İnsanlarımızı rahatlatalım…
Türkiye bu konuda verilmesi gereken her türlü tepkiyi ilgili devletlere kapalı kapılar ardında en şiddetli şekilde verdi vermeye de devam ediyor.
Doğrudan tepkileri verirken dolaylı tepki vermeyi de ihmal etmiyor.
Bu tepkiye bir örnek olarak “Türk devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi”nin 17’nci toplantısını 1-2 Mayıs tarihlerinde Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ev sahipliğinde yapmaya karar alıyor.
Tek başına bu toplantı kararı bile anlayana ciddi tepki olarak görülür.
Kısacası rahat olun bazı eski Sovyet kalıntılı köhne akıllar işlemeye çalışsa da kervan yürüyor.
Mükemmel bir teşbih; “aile içi bir meseleyi sokakta tartışma”…
“Ekonomik bağımsızlık olmadan tam bağımsızlık” olabilir mi?
Nasreddin Hoca’nın dediği gibi “Parayı veren düdüğü çalar” mı?