Deniz İSTİKBAL – 26 Haziran 2025
Kore kalkınma tarihi 1960’larda başlamış ve günümüzde başarılı bir model olarak kabul edilir. Afrika, Latin Amerika ve diğer az gelişmiş bölgelerden daha düşük kişi başı gelire sahip bir ülke iken bugün Güney Kore dünyanın en büyük on birinci ihracatçısı konumunda. 1960’ta 150 dolarlık kişi başına düşen geliri ve ağırlıklı olarak tarım ürünleri ihracatı yapan bir ülke olan Güney Kore’nin diğer örneklere kıyasla nasıl daha başarılı oldu sorusu buradan hareketle öne çıkıyor. Benzer tarih aralığında Kolombiya, Peru, Brezilya, Türkiye ve Endonezya gibi aktörlerde Güney Kore gibi kalkınma planlarını devreye aldılar.
Kore diğer ülkelere kıyasla büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirerek Batılı aktörleri bile geride bıraktı. Günümüzde Samsung, Hyundai, LG ve diğer devasa global ölçekli firmaları yönlendiren Güney Kore, şirketlerini 1960-70’lerde ortaya çıkarttı. İstihdam ve ihracatın büyük çoğunluğunu büyük şirketler üstlenirken ülke ciddi oranda gelişen firmalarından refah elde etti. Gemicilik sanayine odaklanan ve hızla dünyanın en büyük gemi üreticilerinden birine dönüşen ülke günümüzde de Çin’in ardından en büyükler arasında yer alıyor. Akıllara gelen soru ise şu şekilde belirginleşiyor.
“Güney Kore, Türkiye’den iktisadi gelişmişlik açısından geride yer alırken 1980’lerden itibaren neden Anadolu’yu geride bıraktı.” İki ülkede de askeri cunta rejimleri iktidarda yer alırken Güney Kore, 1993’e kadar sivil bir yönetimi tecrübe etmeyi başaramadı. Türkiye ise askeri darbeler sonrası demokratik gelişime kısmı olarak önem verdi. Ancak iktisadi gelişiminde 1980’ler Güney Kore’nin Türkiye’yi geride bırakmasında en belirgin yıllar oldu (Grafik 1).
GRAFİK 1. MİLLİ GELİRDE GÜNEY KORE VE TÜRKİYE (TRİLYON DOLAR)
Kaynak: IMF ve PwC
1980’de Türkiye’nin milli geliri 96 milyar dolar iken Güney Kore’nin 68 milyar dolar civarıydı. 1990 yılına gelindiğinde Güney Kore, Türkiye’den yüzde 50’ye yakın daha fazla milli gelir rakamına erişti. 2000’de ise Güney Kore lehine olan makas daha fazla artış gösterdi. 2010-2020 aralığında Türkiye’nin daha az gelir elde ettiği ancak 2020’den itibaren aradaki farkı kapatmaya başladığı görülüyor. Fakat 2030’a kadar da Güney Kore’nin iktisadi büyüklük açısından daha iyi bir performans göstereceği IMF tarafından tahmin ediliyor. Benzer bir karşılaştırma ihracat rakamları üzerinden de yapılabilir. Örneğin Türkiye’nin ihracatı 1973’te ilk kez 1 milyar doları geçtiğinde Güney Kore Türkiye’den daha az ihracat yapıyordu. 2024’te ise hizmet ihracatıyla birlikte Güney Kore 900 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken bu rakam Türkiye için 400 milyar dolar civarında seyrediyor (Grafik 1).
TABLO 1. KİŞİ BAŞI GELİRE GÖRE GÜNEY KORE VE TÜRKİYE (DOLAR)
YIL | DÜNYA ORTALAMASI | GÜNEY KORE | TÜRKİYE |
1980 | 2531,5 | 1744,7 | 2148,9 |
1990 | 4271,8 | 6812,8 | 3764,9 |
2000 | 5543,8 | 12716,9 | 4249,6 |
2010 | 9542,3 | 24069,1 | 10629,2 |
2020 | 10925,3 | 33653,2 | 8600,0 |
2025 | 13945,5 | 34641,7 | 16708,9 |
2030 | 17008,9 | 41891,7 | 22123,8 |
Kaynak: IMF
Kişi başı gelir açısından iki ülke karşılaştırıldığında Güney Kore’nin açık bir şekilde öne çıktığı fakat Türkiye’nin de nüfusunun Kore’den daha fazla arttığı anlaşılıyor. İktisadi aktivite ve sürdürülebilirlik açısından nüfus artışı bir gereklilik iken kalkınmış ekonomilerde nüfus artış hızı yavaşlar. Güney Kore’de 1980’den itibaren nüfus artış hızının yavaşlamaya başladığı ve iktisadi hacimde yüksek dereceli şekilde arttığı anlaşılıyor. 1960’ta neredeyse aynı nüfuslara sahip olan iki ülkeden Türkiye 1980’ler sonrası daha fazla nüfus artış hızı sağlamıştır. Bu nedenle de kişi başı gelir düzeyi Türkiye’de daha yavaş artmış ve Güney Kore’nin ardına düşmüştür. Kişi başı gelir açısından 2025’te Türkiye’nin iki katı kadar gelire sahip Güney Kore’nin daha verimli bir kalkınma patikası izlediği söylenebilir (Tablo 1 ve 2).
TABLO 2. NÜFUS AÇISINDAN ÜLKELER (MİLYON KİŞİ)
YIL | TÜRKİYE | GÜNEY KORE |
1960 | 28,32 | 26,11 |
1970 | 36,63 | 32,54 |
1980 | 45,40 | 38,14 |
1990 | 56,01 | 44,08 |
2000 | 65,42 | 46,76 |
2010 | 73,34 | 48,76 |
2020 | 86,09 | 51,85 |
2025 | 87,68 | 51,66 |
2030 | 89,02 | 51,33 |
Kaynak: World Bank
Yukarıda analiz edilen verilerden hareketle Güney Kore’nin kalkınma açısından daha fazla başarı elde ettiği yorumuna ulaşmak mümkün. Fakat ABD’nin Kore’nin kalkınması için verdiği kredi miktarı neredeyse Türkiye’ye verdiği rakamın 10 katından daha fazladır. Ek olarak Güney Kore’nin devasa firmaları ihracatın büyük kısmını üstlenirken Türkiye’de böylesine bir süreç gerçekleşmemiştir. Koç, Sabancı veya Eczacıbaşı gibi Türk firmaları ihracat merkezi gelişme modelinin yerine iç piyasaya daha fazla yönelmiştir. İç piyasaya odaklı yapılan üretim Güney Kore örneğinde olduğu gibi büyük bir iktisadi sıçramayı beraberinde getirmemiştir.
Benzer yorumları Japonya kalkınma tarihi açısından da yapmak mümkündür. Günümüzde Güney Kore ve Japonya global ölçekli firmalarının yardımıyla yüksek ölçekli ihracat yapabilmektedir. Türkiye’de ise benzer bir senaryo gerçekleşmemiştir. Bunun temelinde ihracat merkezli modelin daha geç dönemde benimsenmesi gösterilebilir. Sonuç olarak Güney Kore, Türkiye için bir modelden ziyade tecrübe olarak kabul edilmelidir. Dördüncü sanayi devrimin eşiğine gelmiş küresel ekonomi açısından ise Türkiye yeni teknolojik girişimlere imza atmalı ve geriden takip ettiği yılları telafi verimlilik merkezli dönüşümle telafi etmeye çabalamalıdır.
YORUMLAR