Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Avatar photo
Ceyhun Bozkurt

Trump Vurdukça Asya’yı Birleştiriyor-2 – Ceyhun Bozkurt

Ceyhun BOZKURT – 06 Eylül 2025

 

Yazımızın başlığı bizzat ABD Başkanı Donald Trump tarafından doğrulandı. Çin ordusunun, Asya’da İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 80’inci yıldönümü dolayısıyla 3 Eylül’de düzenlediği askeri geçit töreninde Çin Devlet Başkanı’nın çok sayıda devlet başkanı ve yetkilisinin yanı sıra iki özel konuğu vardı. Biri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin diğeri Kuzey Kore lideri Kim Jong-un. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Çin devleti, kısa bir süre önce Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) toplantısında yaptığı gövde gösterisinin bir benzerini askeri geçit töreninde yanına Putin ve Kim Jong-un’u alarak yaptı. ABD Başkanı Trump, mesajı almış olacak ki, kendi kurduğu sosyal medya mecrasında, Çin, Kuzey Kore ve Rusya liderlerini ABD’ye karşı komplo kurmakla suçlayarak, şunları yazdı: “Başkan Şi ve Çin’in muhteşem halkı, harika ve kalıcı bir kutlama günü geçirsin. ABD’ye karşı komplo kurarken lütfen Vladimir Putin ve Kim Jong-un’a en içten selamlarımı iletin.”

Arka arkaya iki gelişme ele alındığında ABD için alarm zilleri çaldıran gelişmeler yaşandığını söylemek mümkün. İlk yazımızda aktardığımız üzere ŞİÖ’nün Çin’in Tianjen kentinde yapılan zirvesinde Türkiye dahil çok sayıda davetliyle beraber tüm dünyaya “çok kutupluluk” mesajı verildi.

Toplantıda tüm katılımcılar, açıkça formüle edilmiş ve anlaşılır ilkelere dayalı çok kutuplu bir dünyanın oluşumunu örgütlemek amacıyla 21. Yüzyılda Avrasya Çeşitlilik ve Çok Kutupluluk Şartı’nın geliştirilmesi konusunda anlaştılar.

Asya basınında yapılan analizlerde ŞİÖ’nün, yeni bir dünya düzeninin yaratılmasının itici gücü haline geldiğinden, örgütün kendisini güçlendirmesi ve geliştirmesi gerekmektiğinin altı çizilirken, toplantıda bu amaçla, 10 yıllık ŞİÖ Kalkınma Stratejisi’nin kabul edildiği hatırlatıldı.

Batı, önce Küresel Güney ülkelerinin sanayileşmesi için gerekli koşulları yaratarak, sonra da bu ülkelerin daha fazla gelişmesini engellemeye çalışarak ve dünya meselelerine eşit katılım taleplerini görmezden gelerek, Avrasya ülkelerinin birleşmesinde istemeden de olsa önemli bir rol oynadı. Vurdukça, Batı’nın karşısına aldığı ülkeleri birleştirdi.

KÜRESEL GÜNEY NEDİR?

En büyük iki ülkesi olan Çin ve Hindistan’ın, tamamen Kuzey Yarımküre’de yer alması dolayısıyla Küresel Güney, coğrafi bir tanım olmaktan çok jeopolitik bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.

Küresel Güney, dünyanın çeşitli yerlerinde bazen “gelişmekte olan “, “az gelişmiş” veya “az gelişmiş” olarak tanımlanan ülkeleri ifade eder. Bu ülkelerin çoğu (aktardığımız gibi hepsi olmasa da) Güney Yarımküre’de, büyük ölçüde Afrika, Asya ve Latin Amerika’dadır.

Küresel Güney ülkeleri çoğunlukla emperyalizm ve sömürge yönetiminin kurbanı oldu. En belirgin örneğini Afrika ülkeleri oluşturmakta. Bu durum, bağımlılık teorisyenlerinin dünya siyasi ekonomisinde merkez ve çevre arasındaki ilişki olarak tanımladığı şeye -veya daha basit bir ifadeyle “Batı ve geri kalanı” arasındaki ilişkiye- çok farklı bir bakış açısı kazandırıyor.

Küresel Güney ve Küresel Kuzey’deki birçok ülke arasındaki dengesiz geçmiş ilişkiler göz önüne alındığında (hem imparatorluk hem de Soğuk Savaş döneminde), bugün birçok kişinin herhangi bir büyük güçle ittifak kurmamayı tercih etmesi şaşırtıcı değil.

Gelişen ekonomik dengeler nedeniyle bu ülkeler artık “Üçüncü Dünya” ve “az gelişmiş” terimleriyle değil “Küresel Güney” terimiyle ifade ediliyor.

Dünya Bankası’nın 21. yüzyılın başından bu yana ” servetteki değişim ” olarak adlandırdığı Kuzey Atlantik’ten Asya Pasifik’e doğru yaşanan değişim, dünyanın zenginliklerinin nereden elde edildiğine ilişkin yaygın inanışın çoğunu altüst etti.

2030 yılına kadar en büyük dört ekonomiden üçünün Küresel Güney’den olacağı tahmin ediliyor: Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Endonezya. Küresel Güney’in hakimiyetindeki BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) satın alma gücü açısından GSYİH’si, Küresel Kuzey’in G7 kulübünün GSYİH’sini geride bırakmış durumda. Ve şu anda Pekin’de New York’takinden daha fazla milyarder var. (Laura Hood, “The Global South is on therise – but whatexactly is the Global South?”, 3 Temmuz 2023, https://theconversation.com/the-global-south-is-on-the-rise-but-what-exactly-is-the-global-south-207959 )

Küresel Güney ve Batı dışı büyük ülkeler hedeflerini sosyo-ekonomik kalkınmayı eşitlemek ve küresel yönetime eşit şekilde katılmak olarak görürken, Batı bu meşru talepleri kibirli bir şekilde varoluşuna bir meydan okuma olarak algılıyor. Trump yönetiminin Amerika Birleşik Devletleri’nde iktidara gelmesiyle Batı’nın kolektif olarak bölünmesine rağmen, hem Brüksel hem de Washington, her biri kendi yolunda hegemonyalarını yeniden tesis etmeye çalışıyor.

Dolayısıyla, ŞİÖ’nün Tianjin Deklarasyonu’nun ve toplantının diğer nihai belgelerinin temel hükümleri iki amaca hizmet etmektedir:

Öncelikle, daha adil bir dünya düzeni için yeni ilkeler üzerinde çalışıyorlar, Batı’nın sönmekte olan küreselleşmesinin yerini alacak küresel yönetişimin diğer mekanizmalarını yavaş yavaş inşa ediyorlar.

İkinci olarak, Batı’nın yaptırımlar, ambargolar ve tek taraflı tarife önlemleri yoluyla Batılı olmayan ülkelerin gelişimini kısıtlama girişimlerine karşı koyuyorlar.

Toplantıya katılanlar, ticaret ve yatırım, enerji, dijital ekonomi, modern tarım ve yeşil kalkınma gibi geniş bir yelpazede etkileşimde bulundu. İlgili kararlar, ŞİÖ’nün iddialı siyasi hedeflerinin ekonomik temelini oluşturuyor.

Batılı ülkelerin dolar ve avroyu küresel ticarete hizmet etmek için değil, Batı dışı ülkeleri şantaj aracı olarak kullanmaya başlamasıyla birlikte, küresel ödemelerin dolarsızlaştırılmasına olan talep giderek artıyor.

Bu bağlamda Rusya Devlet Başkanı Putin, ŞİÖ’de kendi ödeme, takas ve saklama altyapısının oluşturulması, ortak yatırım projeleri için bir banka kurulması ve üye devletlerin ortak tahvil ihraç etmesi gerekliliğini bir kez daha gündeme getirdi. (https://fondsk.ru/news/2025/09/04/vstrecha-shos-v-verkhakh-v-tyanczine-partnyorstvo-vmesto-alyansa-dialog-vmesto )

Bu bağlamda alınan en önemli kararlardan biri de ŞİÖ Kalkınma Bankası’nın kurulması ve ilgili mali konularda istişarelerin yoğunlaştırılması oldu.

Kültür ve insani yardım alanındaki işbirliğinin güçlendirilmesine ilişkin belgeler de kabul edildi.

Şanghay İşbirliği Örgütü’nün tartışmasız avantajı, üye ülkelerin liderleri arasında perde arkasında yürütülen ikili ve çok taraflı müzakereler ve tartışmalardır. Bu görüşmelerde farklı tarafların çıkarları koordine edilir ve sorunlar çözüme kavuşturulur. Sonuç olarak Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrasya’daki çelişkileri yönetmek için kullanışlı bir platform haline gelmiş ve bölge ülkelerini birbirine düşürmeye çalışan bölge dışı güçlerin müdahalesini önlemeye yardımcı olmuştur.

Devam edeceğiz…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER