Deniz İSTİKBAL – 30 Ekim 2025
Japonya Liberal Demokrat Partisi (LDP) 1950’lı yıllardan itibaren bir dönem hariç kesintisiz ülkede iktidarda bulunuyor. Ülkenin iktisadi kalkınmasının başat gücü olan ve siyasi istikrarı temsil eden LDP geçtiğimiz günlerde ilk kadın Genel Başkanını seçti. Sanae Takaichi’nin Genel Başkan seçilmesiyle Başbakanlık koltuğu da el değiştirdi. 1990’lı yıllarda ülke iktisadi olarak dünyanın en büyük ekonomisi haline gelmiş ve ABD’yi geride bırakmıştı.
Fakat ülke nüfusunda yaşanan düşüş ve durgunluk Japonya’yı mevcut iktisadi şartlara mahkûm etti. Ülke ekonomisi 1995’te 5,546 trilyon dolarla rekor milli gelir rakamına erişti ve bu yıldan itibaren ekonomik durgunluk meydana geldi. Günümüze kadar devam eden ve farklı ülkelere kıyasla milli gelirde yükseliş sağlayamayan Japonya ciddi bir buhranı tecrübe ediyor. Bu buhran nüfus artış hızındaki gerilemeyle birleşiyor ve ülkedeki üretimi çağının örneklerine kıyasla geri plana itiyor. Mevcut geri plana gidiş Çin, Güney Kore, Vietnam ve Türkiye gibi aktörleri öne çıkarıyor. Özellikle Çin, Japonya’nın ihracat merkezli büyüme modelini örnek alıp daha ileri bir seviyeye taşıyan aktör olarak beliriyor.
TABLO 1. EKONOMİK KARŞILAŞTIRMA (TRİLYON DOLAR)

Kaynak: IMF ve WITS *ABD Doları
Tablo 1’de Japonya ve Çin’in 1995-2025 tarihleri arasında iktisadi büyüklük verileri yer alıyor. Milli gelir açısından taraflar değerlendirildiğinde Japonya’nın küçüldüğü Çin’in ise devasa şekilde büyüdüğü görülüyor. Benzer şekilde kişi başı gelirde de yükseliş eğilimi gözlemleniyor. Nüfus ve üretim altyapısı olarak farklılaşan ancak model anlamında benzeşen iki ülkeden Çin hızla milli gelirde Japonya’yı geride bırakmıştır. İhracat ve ithalat için de benzer yorumlamaları yapmak mümkündür. 1995’te Çin sadece 148 milyar dolar ihracat yaparken mevcut rakamı 2025’te 3,75 trilyon dolara çıkarmış ve dünyanın en büyük ihracat yapan ülkesi haline gelmiştir. 1990’larda Japonya’nın konumunu devir alan Çin ithalatta da küresel devlerle rekabet edebilecek konuma erişmiştir.
GRAFİK 1. KÜRESEL EKONOMİDE ÜLKE PAYLARI (%)

Kaynak: IMF ve Dünya Bankası
1995’te dünya ekonomisinin yüzde 17,72’sini oluşturan ve ABD’nin ardından ikinci en büyük ekonomi olan Japonya günümüzde dördüncü sıraya gerilemiştir. Çin’de ise 1995’te yüzde 2,36’lık pay 2025’te yüzde 16,92’ye çıkmış ve dünya tarihinin en büyük ekonomik kalkınmalarından birine imza atılmıştır. Benzer şekilde Batı dünyasının sanayileşmiş ülkeleri Almanya ve İngiltere’nin küresel ekonomiden aldıkları paylar azalma göstermiştir. Almanya’daki azalma daha büyük hacimli gerçekleşmiş İngiltere ise daha kısmı şekilde mevcut gelişmelerden etkilenmiştir (Grafik 1).
Ekonomik gelişmelerin yanı sıra dikkat çeken bir konu olarak askeri harcamalar öne çıkmaktadır. Çin’in iktisadi gelişimi beraberinde Çin ordusunun modernize edilmesine ve global ölçekli bir askeri güç olmasına katkı sağlamıştır. 1995’te 12 milyar dolar olan Çin askeri harcaması 2025’te 246 milyar dolarla dünyanın en büyük ikinci askeri bütçesi haline gelmiştir. Çin ordusu hava ve deniz kuvvetleri başta olmak üzere neredeyse bütün askeri araçlarını modernize etmiştir. Özellikle Çin donanması binlerce parçalık yüzen bir kuvvete dönüşmüştür. Henüz ABD’nin seviyesinde olmasa da Çin donanması önemli bir rakip haline gelmiştir.
Mevcut gelişmelere Japonya açısından bakıldığında askeri ve ekonomik anlamda Çin’in gerisine düşüldüğü görülmektedir. Japon ordusu Anayasadaki kısıtlamalar gereği global ölçekli bir atılım meydana getirememektedir. Askeri harcamalar ABD ile imzalanan güvenlik antlaşmaları şartları nedeniyle ciddi bir şekilde yükseltilememektedir. Çin’in Tayvan adasına müdahale etme ihtimali ve Güney Çin Denizindeki hak arayışları Japonya’nın güvenliğine ciddi meydan okumalardır. Ancak Japon Ordusu eski ihtişamlı günlerinden yarım yüzyıldan fazladır uzakta bulunmaktadır.
Sonuç olarak Japonya’da sağlanan siyasi istikrar ülkenin iktisadi ve güvenlik açısından maruz kaldığı tehditleri ortadan kaldırmamış ancak bir reform gündemini meydana getirmiştir. Gelecek yıllarda Çin’in Tayvan’a müdahalesiyle başlayabilecek çatışma ortamına Japon ekonomi ve ordusunun hazırlanması ve verimlilik merkezli reformalar ülkenin en önemli tartışmaları arasında bulunmaktadır. Yeni yönetim öncelikle iktisadi büyümede yaşanan durgunluğa çözüm sunmalı ardından orduda çağın en büyük atılımlarından birini gerçekleştirebilmeli.

YORUMLAR