Prof. Dr. Yaşar HACISALİHOĞLU – 12 Kasım 2025
Suriye’ye geçici cumhurbaşkanı Ahmet Şara ABD’de de Beyaz Saray’daydı.
İlk kez bir Suriye cumhurbaşkanı ABD başkanıyla görüşmüş oldu. Hiç kuşkusuz bu görüşmenin tarihsel düzeyde simgesel yanı bir yana, daha önce terörist olarak kabul edilmiş ve başına 10 milyon dolar ödül konmuş Ahmet Şara’nın şimdi cumhurbaşkanı sıfatıyla karşılanmış olması da çarpıcıydı.
Görüşmenin içeriği ile ilgili tüm detaylar henüz yansımış durumda değil. Zira görüşmede kritik bir çok konunun ele alındığı değerlendiriliyor. Hiç kuşkusuz bunların başında; Türkiye’nin talebiyle Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasının ardından şimdi de Suriye’nin ekonomik olarak ayağa kaldırılmasına yönelik gereken desteğin sağlanması hususu öne çıkıyor.Nitekim bu bağlamda Ahmet Şara hem Dünya Bankası, hem de IMF ile görüşmeler de gerçekleştirdi.
Bu yanıyla bakıldığında Suriye devrimi, ABD’ye açılmıştır. Şimdi ise ABD’nin Suriye’ye açılımının istenilen düzeyde olup olmayacağının izleneceği aşamaya gelinmiştir.ABD başkanı Trump‘ın, Suriye’ye yönelik ekonomik, ticari açıdan nasıl hareket edeceği daha net anlaşıldığında hiç kuşkusuz bu hususta netleşmiş olacaktır.
Yeni Strateji Mesajı
Ahmet Şara görüşme sonrası ABD medya kuruluşu Fox News’e verdiği röportajda; Suriye’nin yeni döneminde ABD ile ilişkilerde “yeni bir strateji” üzerinden ilerlenebileceğini ifade etti. Şara bu röportajında; Suriye’nin, DEAŞ’a karşı mücadeleye yönelik Uluslararası Koalisyon’a katılması konusunu ABD Başkanı Trump ile görüştüklerini ve DEAŞ’a karşı mücadele hususunda ABD ile görüşmeyi sürdüreceklerini belirtti. Ahmet Şara ayrıca Suriye-İsrail ilişkisine dair yönetilen soruya; “Suriye’nin İsrail ile sınırı var ve İsrail 1967’den beri Golan Tepeleri’ni işgal ediyor. İsrail ile şu anda doğrudan müzakereye girmeyeceğiz, belki Başkan Trump bu tür bir müzakereye yardımcı olabilir” değerlendirmesini yaptı.
Öte yandan Şara; Suriye’nin İbrahim Anlaşmaları’na katılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını da ifade etti.
Şara tarafından yapılan bu açıklamaların yanısıra merak edilen bir çok hususta bu görüşmenin içeriğinde yer aldığı düşünülmektedir.
Unutulmamalıdır ki, Suriye’nin bir başka hayati meselesi; toprak bütünlüğünün yanı sıra toplumsal ve siyasi bütünleşmesinin sağlanarak, geleceğinin güvenli kılınmasıdır. Bunun da en temel şartı; Suriye topraklarındaki terör örgütlerinin, başka ülkelerin uzantısı silahlı güçlerin ortadan kalkmasıdır. Suriye yeniden ayağa kalkacaksa, bir devlet olarak varlığını ortaya koyacaksa, tüm kurum ve kuruluşları ile birlikte hiç kuşkusuz tek bir orduya da sahip olması zorunluluktur. Suriye’nin kuzey doğusunda işgalini sürdüren bundan geri adım atma konusunda ayak diremeye devam eden Suriye PKK’sının, 10 Mart mutabakatının varlığına rağmen bir türlü entegrasyon yönünde adım atmaması bu zeminin en kırılgan, en sancılı boyutudur. Ahmet Şara ile Donald Trump görüşmesinde bu hususun nasıl ele alındığı ya da alınıp alınmadığı en kritik ve bizim için de en merak edilendir.
Ekonomik Kalkınma ve Uluslararası Destek Arayışı
Suriye’nin ekonomik olarak topyekün ayağa kaldırılması adına Ahmet Şara’nın aradığı dış desteğin sağlanması ve aynı zamanda uluslararası izolasyonların bütünüyle kırılması esastır. Bunun da başarıya ulaşabilmesi için; Suriye’nin devlet yönetiminin güçlü bir şekilde oluşması ve siyasi iradenin sağlanması zorunluluktur. Bu konuda ABD’nin desteğinin olup olmayacağı da en önemli bir başka husustur. Bu noktada öne çıkan bir başka nokta, İsrail’in Suriye’ye yönelik yaklaşımıdır. Bir süredir İsrail’in; Suriye’nin istikrara kavuşmaması, toplumsal ve siyasi bütünlüğünün sağlanmaması ve bunlara bağlı olarak terör örgütlerinden bütünüyle arınmaması konusundaki şer hamleleri, Suriye açısından bugünden geleceğine dair aşılması gereken en önemli bir başka sorunu oluşturmaktadır.
Ahmet Şara-Trump görüşmesinde, Suriye ile İsrail arasındaki gerilimin nasıl bir içerikle ele alındığu hiç kuşkusuz daha ayrıntılı ortaya konulmalı. Zira bir süredir İsrail’le Suriye arasında bir güvenlik anlaşması zemininin oluşturmaya çalışıldığı ifade ediliyordu.
Golan Tepeleri ve Tarihi Mesele
Şara-Trump görüşmesinde Golan tepelerinin İsrail tarafından işgali hususunun da ele alınış biçimi önemliydi. Zira hatırlanacağı gibi; Trump‘ın ilk başkanlık döneminde İsrail’in Golan işgalini tanıdığını beyan etmesi, Suriye toprağı olan Golan’ın bugünkü durumuna nasıl yansıyacağı da önemlidir. Bu noktada Şara’nın ata-baba toprağı olan Golan’dan kolayca vazgeçemeyeciği de düşünülmelidir. İsrail’in Suriye topraklarındaki işgali ve varlığı elbette sadece Golan Tepeleri’yle de sınırlı değildir. Şeyh dağındaki kontrolü, Suriye’nin güney hattındaki askeri etkinliği ve zaman zaman yaptığı saldırılar, Suriye açısından çözülmesi gereken çok önemli bir başka başlığı oluşturmaktadır.
Uzun sözün kısası; yakın zamanda bu tarihi görüşmenin olumlu veya olumsuz sonuçlarını görmeye başlayacağımız kesindir.
Suriye devriminin ilk günlerinden beri devamlı işaret ettiğim husus, Suriye devriminin çalınma riskidir. Bundan kastettiğim; Suriye devriminin toplumsal ve siyasi bütünleşmesini sağlayarak, toprak bütünlüğü konusunda kayıplara uğramadan, terör örgütlerinden arınmış, kalkınma sürecine girmiş, güvenlik sorunu yaşamayan, bölgesinde barış ikliminin oluşmasına zemin hazırlayacak bir ülke kimliği kazanmasının zedelenmesi, engellenmesi ve başkalarının çıkarlarının güç devşirme sahası olarak mahkum edilmesidir. Hiç kuşkusuz bu tablo, Türkiye açısından başlı başına bir güvenlik sorunudur ve Suriye Türkiye için sadece 911 kilometrelik sınır hattıyla tariflenecek bir güvenlik hassasiyeti değildir. Zira tüm Suriye’nin güvenliği, Türkiye’nin güvenliğidir.
