Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Trump’ın “Barış Planı” ve Ukrayna İçin Teslimiyet – Adem Kılıç

Adem KILIÇ – 24 Kasım 2025 Trump’ın açıkladığı barış planı,

Adem KILIÇ – 24 Kasım 2025

Trump’ın açıkladığı barış planı, yalnızca bir diplomatik girişim değil, aynı zamanda da Rusya’nın uzun süredir dile getirdiği taleplerin önemli bir kısmını karşılayan ve Ukrayna’nın geleceğini derinden etkileyecek kapsamlı bir çerçeve niteliğinde.

Trump tarafından resmi olarak açıklanmasa da, 28 madde olarak basına yansıyan “Barış planı”, Rusya tarafından Ukrayna’nın egemenliğini tanımayı vadederken aynı zamanda da Rusya, Ukrayna ve Avrupa arasında geniş kapsamlı bir saldırmazlık düzeninin kurulmasını öngörüyor.

Askeri boyut

Plan; uzun süredir Avrupa’nın istediği, Rusya’nın komşu ülkelere saldırmama taahhüdüne içerirken, diğer yandan da NATO’nun genişlemeyi durdurma sözünün de bu taahhüt ile ilişkilendirildiği yeni bir güvenlik mimarisini öneriyor.

Ancak diğer yandan da plan; ABD’nin arabuluculuğunda Rusya ile NATO arasında yeniden bir güvenlik diyaloğu kurulması karşılığında, Ukrayna’nın bağımsız bir devlet olarak hareket etme adımlarını kısıtlıyor.

Zira; maddelerde, Ukrayna ordusunun 600 bin kişiyle sınırlandırılan bir ordu yapısı gibi koşullar sunulması, Ukrayna’nın bir bakıma teslimiyeti anlamına geliyor.

Plan ayrıca; Ukrayna’nın anayasasına NATO’ya hiçbir zaman katılmayacağına dair bir hüküm yazılmasını, NATO’nun da iç prosedürlerine Ukrayna’yı gelecekte üyeliğe kabul etmeyeceğine dair bir madde eklemesini talep ediyor.

Yani aslında plan, Avrupa’nın güvenlik düzeninin temel taşlarını sarsacak bir dönüşümü şart koşuyor.

Buna ek olarak plan, NATO birliklerinin Ukrayna’da konuşlandırılmaması şartı getirilirken, Avrupa hava gücünün de sadece Polonya’da konuşlandırılması gibi kısıtlamalar ile bölgedeki askeri dengelerin yeniden şekillenmesinin önünü açıyor.

Ekonomik boyut

Trump’ın sunduğu plan, ekonomik boyutta ise dondurulmuş Rus varlıklarının yaklaşık 100 milyar dolarlık kısmının Ukrayna’nın yeniden inşası için kullanılmasını içeriyor.

Dünya Bankası’nın geçtiğimiz Ekim ayında yayınladığı raporda Ukrayna’nın zararının en az 1 trilyon dolar olduğu düşünüldüğünde, bu plan tam anlamı ile Rusya’nın zaferi anlamına geliyor.

Diğer yandan ABD’nin bu süreçte kullanılacak bu fonlardan ciddi “kar payı” elde etmesini öngören maddeler de Kiev açısından bir bağımlılık riski yaratıyor.

Planın nükleer unsurları da dikkat çekici.

Ukrayna’nın kesin olarak nükleer silahsız bir ülke olarak konumlanması, ABD ve Rusya arasında yeni nükleer anlaşmaların gündeme gelmesi, Zaporijya Nükleer Santrali’nin uluslararası gözetimde çalışması ve üretilen elektriğin yüzde elli oranında iki ülke arasında paylaşılması önerileri, savaş sonrası düzenin enerji ve güvenlik ayağının nasıl şekillendirileceğine dair önemli ipuçları veriyor.

Tüm bunlara ek olarak Ukrayna’nın 100 gün içinde seçim yapmaya zorlanması ve barışı denetleyecek bir “Barış Konseyi”nin Trump liderliğinde kurulması gibi maddeler, planın yalnızca askeri değil, siyasi ve ekonomik denkleminin de Rusya’nın lehine olacağını gösteriyor.

Tüm bu maddeler ışığında gelinen noktada bu geniş kapsamlı çerçeve, Kiev üzerinde ciddi bir baskı yaratmış durumda.

ABD’nin diktası

Washington, Zelenskiy yönetimine planı gecikmeden kabul etmesi için hem zaman baskısı uyguluyor hem de istihbarat paylaşımı ile savaş için kritik diğer destekleri geri çekebileceği uyarısında bulunuyor.

Ukrayna lideri Zelenskiy, plan kendisine ulaşır ulaşmaz Avrupalı liderleri art arda telefonla araması, daha önce de yaşanan krizlerin benzerini hatırlatmakla birlikte bu kez durumun çok daha ağır olduğunu gösteriyor.

Nitekim Zelenskiy planın sızmasının hemen ardından ulusa seslenişinde; “Onurumuzu kaybetmek ya da önemli bir ortağımızı kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” diyerek ülkenin içine sıkıştığı ikilemi açıkça ifade etti.

Ukrayna’nın moral olarak çökmüş olduğu, savaşın dördüncü kışında enerji altyapısının ağır saldırılarla yıprandığı, halkın yorgun düştüğü ve Zelenskiy’nin yakın çevresindeki yolsuzluk skandallarının siyasi baskıyı artırdığı bir dönemde böyle bir dayatmanın gelmesi Kiev için zamanlama açısından son derece talihsiz.

Planın hem zaman çizelgesi hem de içeriği birçok Avrupa başkentinde de gerçekçilikten uzak bulunuyor.

Avrupa’da da ciddi bir kafa karışıklığı var.

Ancak bazı Avrupa istihbarat servisleri; askeri, ekonomik ve toplumsal koşullar nedeniyle Ukrayna’nın önümüzdeki altı ay içinde toprak tavizleri de içeren “çok acı” bir anlaşmaya zorlanabileceği değerlendirmelerini paylaşıyor.

Bu, kamuoyu önünde dirençli bir görüntü veren Zelenskiy yönetimi içinde bile bir anlaşmanın kaçınılmaz olduğuna inanan çevrelerin haklı olabileceği gerçeğini gösteriyor.

Sonuç

Sonuç olarak Trump’ın 28 maddelik planı, kalıcı bir barış ihtimali sunsa bile Ukrayna açısından hem stratejik hem siyasi hem de toplumsal maliyeti son derece yüksek bir çerçeve çiziyor.

Ancak; Avrupa başkentlerinde planın başarılı olma ihtimali düşük görünse de, Trump’ın agresif diplomasisinin bir anlaşmaya yol açma olasılığı artık göz ardı edilemez.

Ukrayna için neredeyse bir teslimiyet belgesi olan bu plan, Rusya’nın galibiyeti anlamına gelirken Ukrayna’nın ise yaklaşık 4 yılın ardından hayatta kalması için tek seçenek olarak görünen noktaya geldi.

Trump’ın 28 maddelik planı

1- Ukrayna’nın egemenliği teyit edilecek.

2- Rusya, Ukrayna ve Avrupa arasında kapsamlı bir saldırmazlık anlaşması yapılacak. Son 30 yılın tüm belirsizlikleri çözülmüş kabul edilecek.

3- Rusya’nın komşu ülkelere saldırmaması ve NATO’nun daha fazla genişlememesi bekleniyor.

4-Tüm güvenlik sorunlarını çözmek ve gerilimi azaltacak koşulları oluşturmak için Rusya ile NATO arasında, ABD aracılığıyla bir diyalog yürütülecek.

5-Ukrayna güvenilir güvenlik garantileri alacak.

6-Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin mevcudu 600 bin personelle sınırlandırılacak.

7-Ukrayna, NATO’ya katılmayacağını anayasasına yazmayı kabul edecek ve NATO da Ukrayna’nın gelecekte kabul edilmeyeceğine dair bir hükmü kendi tüzüğüne eklemeyi kabul edecek.

8-NATO, Ukrayna’ya asker konuşlandırmamayı kabul edecek.

9-Avrupa savaş uçakları Polonya’da konuşlandırılacak.

10-ABD, güvenlik garantisi karşılığında tazminat alacak. Ukrayna Rusya’yı işgal ederse garanti kaybedilecek. Rusya Ukrayna’yı işgal ederse, kararlı ve koordineli bir askeri karşılığın yanı sıra tüm küresel yaptırımlar yeniden uygulanacak, yeni toprak tanıması ve bu anlaşmanın tüm diğer faydaları iptal edilecek. Ukrayna’nın Moskova veya St. Petersburg’a sebepsiz füze fırlatması halinde güvenlik garantisi geçersiz sayılacak.

11-Ukrayna, AB üyeliğine uygun olarak değerlendirilecek ve bu süreç devam ederken Avrupa pazarına kısa vadeli tercihli erişim sağlayacak.

12-Ukrayna’nın yeniden inşası için güçlü bir küresel önlemler paketi uygulanacak. Buna Ukrayna Kalkınma Fonu’nun kurulması, Ukrayna’nın gaz altyapısının yeniden inşası, savaştan etkilenen bölgelerin iyileştirilmesi, yeni altyapı projeleri ve maden ile doğal kaynakların yeniden çıkarımının başlatılması dahil olacak. Tüm bunlar Dünya Bankası tarafından geliştirilen özel bir finansman paketiyle desteklenecek.

13-Rusya küresel ekonomiye yeniden entegre edilecek. Yaptırımların kaldırılması, G8’e yeniden katılması ve ABD ile uzun vadeli ekonomik iş birliği anlaşmasına girmesi görüşülecek.

14-Dondurulmuş 100 milyar dolarlık Rus varlığı, ABD liderliğindeki Ukrayna yeniden inşa ve yatırım çabalarına yönlendirilecek. ABD bu girişimden elde edilen kârın yüzde 50’sini alacak. Avrupa da Ukrayna’nın yeniden inşası için kullanılacak yatırım miktarını artırmak üzere 100 milyar dolar ekleyecek. Dondurulmuş Avrupa fonları serbest bırakılacak ve geriye kalan dondurulmuş Rus fonları ayrı bir ABD-Rusya ortak yatırım aracına aktarılacak.

15-Tüm anlaşma hükümlerinin uygulanmasını teşvik etmek ve sağlamak amacıyla güvenlik konularında ortak bir Amerikan-Rus çalışma grubu kurulacak.

16-Rusya, Avrupa ve Ukrayna’ya karşı saldırmazlık politikasını yasalarına işleyecek.

17-ABD ve Rusya, START I Antlaşması dahil olmak üzere nükleer silahların yayılmasını önleme ve denetim anlaşmalarının geçerlilik süresini uzatmayı kabul edecek.

18-Ukrayna, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’na uygun olarak nükleer silaha sahip olmayan bir devlet olmayı kabul edecek.

19-Zaporijya Nükleer Santrali, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) denetimi altında yeniden faaliyete geçirilecek ve üretilen elektrik Rusya ile Ukrayna arasında eşit olarak paylaşılacak.

20-Her iki ülke, anlayışı ve hoşgörüyü teşvik etmeye yönelik eğitim programlarını okullarda ve toplumda uygulamayı taahhüt edecek.

21-Kırım, Luhansk ve Donetsk, ABD dahil olmak üzere de facto yönetim halinde Rusya olarak tanınacak. Herson ve Zaporijya cephe hattı boyunca dondurulacak. Rusya, kontrol ettiği diğer üzerinde uzlaşılan bölgelerden çekilecek. Ukrayna güçleri halihazırda kontrol ettikleri Donetsk Oblastı kısmından çekilecek ve burası bir tampon bölge oluşturmak için kullanılacak.

22-Gelecekteki toprak düzenlemeleri üzerinde anlaşmaya varıldıktan sonra hem Rusya hem de Ukrayna bu düzenlemeleri güç yoluyla değiştirmemeyi taahhüt edecek. Bu taahhüdün ihlali halinde güvenlik garantileri geçerli olmayacak.

23-Rusya, Ukrayna’nın ticari faaliyetler için Dinyeper Nehri’ni kullanmasını engellemeyecek ve Karadeniz üzerinden tahıl taşımacılığının serbestçe yapılabilmesi için anlaşmalar yapılacak.

24-Esir değişimleri, cenazelerin iadesi, rehinelerin ve sivil tutukluların geri gönderilmesi gibi konuları çözmek üzere bir insani komite kurulacak ve bir aile birleşimi programı uygulanacak.

25-Ukrayna 100 gün içinde seçim yapacak.

26-Bu çatışmaya dahil tüm taraflar, savaş sırasında gerçekleştirdikleri eylemler için tam af alacak ve gelecekte herhangi bir talepte bulunmamayı veya şikayet değerlendirmemeyi kabul edecek.

27-Bu anlaşma yasal olarak bağlayıcı olacak. Uygulanması, ABD Başkanı Donald Trump’ın başkanlık ettiği Barış Konseyi tarafından izlenecek ve garanti edilecek. İhlaller için yaptırımlar uygulanacak.

28-Tüm taraflar bu mutabakata vardıktan sonra, ateşkes her iki tarafın anlaşmada belirlenen noktalara çekilmesinden hemen sonra yürürlüğe girecek ve anlaşmanın uygulanmasına başlanacak.