WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,2036 -0.01%
EURO 35,0157 0.01%
ALTIN 2.515,650,61
BITCOIN 2160408-0,34%
Irak-Türkiye ‘Kalkınma Yolu’ Projesi Şaheser mi Balon mu?

Irak-Türkiye ‘Kalkınma Yolu’ Projesi Şaheser mi Balon mu?

26 Nisan 2024 14:27
Irak-Türkiye ‘Kalkınma Yolu’ Projesi Şaheser mi Balon mu?
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı,  26 Nisan 2024

 

Son yıllarda özellikle Ortadoğu-Hazar bölgesinde yollar ve ticaret koridorlarıyla ilgili projelerin enflasyonu yaşanıyor. Henüz Rusya’nın “tehdit” olarak gösterilmediği milenyumun ilk yıllarında Paris-Berlin-Varşova-Moskova mihveri çok konuşulurdu. O dönemde bu mihveri sevmeyenler arasında İngiltere-ABD ikilisi başta geliyordu. Ancak bu mihverin Avrupalı üç ayağı (Fransa, Almanya ve Polonya) Rusya ile düşman edilince gündemden düştü.

Küresel ölçekte Çin’in “Bir Kuşak-Bir Yol” projesi bu koridorların en popüler olanıdır. Milyarlarca dolar tutarındaki bu proje bir taraftan Çin’den Asya içlerine ve oradan Rusya ile İran üzerinden Avrupa’ya uzanırken, diğer taraftan Deniz yoluyla Afrika’ya da uzanarak birkaç kol halinde Çin’i yeni pazarlara ulaştırmayı hedeflemektedir.

Geçen yılın Eylül ayında Hindistan-Ortadoğu-Avrupa “Ticaret Koridoru” projesi duyulduğunda büyük bir sükse yaptı. “Hazar Geçişli Koridor” epeydir duyulsa da gerçekleşemedi. Ancak 2020 sonbaharında İkinci Karabağ savaşının ardından Ermenistan’ın güney sınırlarında Türkiye-Azerbaycan-Türkistan arasında “Zengezur Koridoru” sıkça konuşulmaya başlandı. Aynı bölgede Rusya’nın Baltık Denizi-Moskova-Azerbaycan-İran-Hint Okyanusu’nu birleştiren “Güney Koridoru” da var. Hatta Gürcistan’ın, AB fonlarından da yararlanarak İran-Ermenistan-Gürcistan-Karadeniz-Avrupa şeklinde “Kuzey Koridoru” projesi var. Bugün Basra-Körfezi-Irak-Türkiye arasında düşünülen “Kalkınma Yolu” projesi ele alındı.

Kalkınma Yolu Projesinin ‘Stratejik’ Önemi Çok mu Büyük?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 22 Nisan 2024 tarihli Irak ziyareti yaklaştığında ekran müdavimleri “Kalkınma Yolu”nu Türk Boğazları, Cebeli Tarık Boğazı, hatta Süveyş Kanalı’ndan bile önemliymiş gibi bir resim çizdiler. Keza Erdoğan’ın Irak ziyaretine “Tarihi Ziyaret” yakıştırması da yapıldı. Türkiye için önemli bir ülke olan Irak’a ziyaretle terör sorununa ortak çözüm yanında, ikili ticareti arttıracak önemli gelişmeler yaşanması beklenmektedir. Ama Irak, tarihi ziyareti hak edecek kadar da değildir. Salgın halini alan iktidara yaranma maksatlı köpürtmelerin millete, devlete ve yöneticilere yarardan çok zarar verileceği unutulmamalıdır.

Bu ifadelerden “Kalkınma Yolu”nun yararsız olduğu da anlaşılmamalı. Sadece etkisi, abartıldığı kadar büyük değildir. Yolun stratejik önemi, tek roro ile 18 bin konteynerin taşındığı Süveyş Kanalı’nın yanına bile yaklaşamaz. Dünya ticaretinin %80’den fazlasının denizyolu ile gerçekleştiği hatırlandığında bu karayolu projesi, Irak dışında hiçbir ülke ve bölge için stratejik özellik taşıyamaz. Zamanı kısaltacağına gelince, acil malzemeler zaten uçakla gönderiliyor. Basra Körfezi’nin kıyıdaşlarından Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri; Körfez’i Suudi Arabistan-Ürdün-İsrail güzergahıyla Doğu Akdeniz’e ulaştıracak koridorları inşa ederek rekabeti kızıştıracaklardır. Hatta İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki yıkımları bile bu sebeple olabilir.

Öte yandan Irak’ın kalkınmasında paha biçilmez değeriyle balon da sayılamayacak bu proje; Türkiye’nin, Irak’ın iç bölgelerine ulaşımda ve Körfez Ülkeleriyle ticaretinde çok yararlı olacaktır. Ama gene de Suriye üzerinden de benzer kanalların açılmasına ihtiyaç vardır.

Irak’ta Sudani Hükümetinin istediği Kalkınma Yolu projesi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne de ciddi katkılar sağlayabilecektir. Burada Irak Türklerinin (Türkmenler) çıkarlarının neler olabileceği sorusuna Irak Türklerinden değerli bir dostumun cevabı şöyle idi: “Musul’dan geçmesi planlanan Kalkınma Yolu projesi Telafer’den geçerse yararlı olacaktır. Böylece; (a) Çok ihmal edilen Telafer kendiliğinden kalkınmaya başlayabilecektir. (b) ⁠Türkiye’de bulunan 150 bin Telaferli Türk tekrar Irak’a döneceklerdir. (c) ⁠Türkiye Sincar’a daha çok yakınlaşmış olacak ve böylece PKK/PYD terör örgütü daha yakından kontrol edilebilecektir. (ç) ⁠Türkiye, Türkmen ve Sünni Arap bölgesine doğrudan nüfuz etme imkanı bulabilecektir.”

Sonuç itibariyle Kalkınma Yolu, Irak Türklerine getireceği yararla birlikte planlanırsa, PKK terörünü etkisizleştirmeye de yardımcı olabilir. Tabii, medyada kamuoyunu aydınlatmak isteyenler, abartmaksızın gerçekleri söyler ve yazarlarsa mesajlarını daha isabetli verebilirler.

Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.