Orta Doğu’da Casuslar Savaşı

haydar as çiftçi

Haydar AS – 06 Ocak 2024

 

Gazze’deki en acımasız savaş devam ederken, önce Beyrut, ardından İran’ın Kirman kentinde yaşananlar savaşı bölgenin geneline yayıp Ortadoğu’yu bir kan gölüne çevirmek isteyecekler diyen uzmanları bir kez daha haklı çıkardı.

Önce, Lübnan’ın Başkenti Beyrut’ta Hamas’ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih Aruri SİHA ile vurularak öldürüldü…

Sonrasında, İran’ın Kirman şehrinde Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi anma toplantısında canlı bomba oldukları tespit edilen iki ayrı patlamada yüze yakın ölü…

Bilindiği gibi her iki olayın faili de İsrail olarak gösterilmekte.

Sizce İsrail özellikle İran’daki olayı niye tertiplesin?

Kendi bölgesinde girmiş olduğu vicdanlardan yoksun bir mezalimin müsebbibi olarak dünyanın tepkisini ve nefretini üzerine çekip son zamanlarda yalnızlığa doğru itilmişken, İran gibi bir ülkeyle başını niçin belaya soksun diye düşünüyorum.

Peki bu savaşı Orta Doğu’nun geneline yayma kimin işine gelir?

Elbette ki Amerika…

Oldum olası, bölgenin huzura erişmesini istemeyip, kaos yaratarak kardeşi kardeşe kırdıran Amerika değil mi?

Bölgede huzur içinde, kardeşçe yaşamayı adam istemiyor kardeşim!

En hassas noktalarda, her türlü aparatı kullanma gücü var nasıl olsa…

Bazen savaş çıkarttırıyor…

Bazen bir suikast yaptırtıyor…

Bazen bir terör eylemi ile masum insanların ölümünü sağlıyor.

Tüm bunları yaparken de bölge insanını kullanması da acı bir gerçek maalesef.

Kirman’daki olayı DEAŞ’ın üstlenmesi Amerika’ya bir taşla iki kuş vurdurtuyor adeta. Bana göre ince çalışılmış bir kurgu bu.

Nasıl olsa Kasım Süleymani İŞİD’in İran’da barınmasına engel olmuştu diye DEAŞ tarafından istenmeyen adam olmuştu ya!

Hemen atlayıverdi DEAŞ, eylemi ben yaptım diye..

Böylelikle DEAŞ, hanesine beleşten bir eylem yazdırıp namını yürütmüş oluyor.

Amerika’da, İsrail mi DEAŞ mı dedirterek aradan sıyrılmış oluyor.

İsrail’de, İran’ın intikamının muhatabı olmaktan kurtulmuş oluyor..

Diyeceksiniz ki Amerika böyle bir eylemle İsrail’i niçin ateşin içine atsın?

Çünkü Amerika’nın İsrail’in yanındaymış gibi görünmesinin tek sebebi Amerika’daki Yahudiler.

Amaç onların gönlünü hoş tutmak, yoksa İsrail umurlarında bile değil, hatta İran’ın İsrail’e saldırmasıyla bölgenin tamamının yangın yerine dönmesi en çok Amerika’nın arzusudur.

Bölgenin bir kan gölüne dönüşmesi için, kanla beslenen bilumum terör örgütleri emre amade bir şekilde bekliyorlar.

Güvenlik birimlerimiz teyakkuzda bunu görüyoruz, özellikle MİT’in hassas çalışmaları sonucu yakalanan onlarca casusun MOSSAD adına faaliyet yürüttüğünü öğrenince belki de olası bir saldırı girişimi engellenmiştir diye düşündüm.

Hele yakalanan Casusların bir çoğunun Filistinli olması nasıl bir tehlikeyi bertaraf ettiğimizi gösteriyordu bizlere.

Tıpkı Çorum’da… Maraş’ta olduğu gibi…

Tıpkı Madımak’ta olduğu gibi, bizim gibi görünüp bizden olmayan içimize sızan hainler gibi…

1 Ocak’ta İstanbul’da düzenlenen Filistin yürüyüşünde bunların bizdenmiş gibi aramıza girip ortalığı kan gölüne çevirmeyeceklerinin garantisini kim verebilirdi?

Değerli dostlar, bize düşen özellikle bugünlerde çok çok dikkatli olmamızdır.

Özellikle toplu alanlarda bulunmaktan kaçınmalıyız, hangi gurup olursa olsun miting veya yürüyüşlerden bir süreliğine uzak durmalıyız.

Hatta Valiliklerimiz bu tür toplantılara bir süreliğine izin vermemelidir diye düşünüyorum.

haydar as çiftçi

Haydar AS – 06 Ocak 2024

 

Gazze’deki en acımasız savaş devam ederken, önce Beyrut, ardından İran’ın Kirman kentinde yaşananlar savaşı bölgenin geneline yayıp Ortadoğu’yu bir kan gölüne çevirmek isteyecekler diyen uzmanları bir kez daha haklı çıkardı.

Önce, Lübnan’ın Başkenti Beyrut’ta Hamas’ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih Aruri SİHA ile vurularak öldürüldü…

Sonrasında, İran’ın Kirman şehrinde Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi anma toplantısında canlı bomba oldukları tespit edilen iki ayrı patlamada yüze yakın ölü…

Bilindiği gibi her iki olayın faili de İsrail olarak gösterilmekte.

Sizce İsrail özellikle İran’daki olayı niye tertiplesin?

Kendi bölgesinde girmiş olduğu vicdanlardan yoksun bir mezalimin müsebbibi olarak dünyanın tepkisini ve nefretini üzerine çekip son zamanlarda yalnızlığa doğru itilmişken, İran gibi bir ülkeyle başını niçin belaya soksun diye düşünüyorum.

Peki bu savaşı Orta Doğu’nun geneline yayma kimin işine gelir?

Elbette ki Amerika…

Oldum olası, bölgenin huzura erişmesini istemeyip, kaos yaratarak kardeşi kardeşe kırdıran Amerika değil mi?

Bölgede huzur içinde, kardeşçe yaşamayı adam istemiyor kardeşim!

En hassas noktalarda, her türlü aparatı kullanma gücü var nasıl olsa…

Bazen savaş çıkarttırıyor…

Bazen bir suikast yaptırtıyor…

Bazen bir terör eylemi ile masum insanların ölümünü sağlıyor.

Tüm bunları yaparken de bölge insanını kullanması da acı bir gerçek maalesef.

Kirman’daki olayı DEAŞ’ın üstlenmesi Amerika’ya bir taşla iki kuş vurdurtuyor adeta. Bana göre ince çalışılmış bir kurgu bu.

Nasıl olsa Kasım Süleymani İŞİD’in İran’da barınmasına engel olmuştu diye DEAŞ tarafından istenmeyen adam olmuştu ya!

Hemen atlayıverdi DEAŞ, eylemi ben yaptım diye..

Böylelikle DEAŞ, hanesine beleşten bir eylem yazdırıp namını yürütmüş oluyor.

Amerika’da, İsrail mi DEAŞ mı dedirterek aradan sıyrılmış oluyor.

İsrail’de, İran’ın intikamının muhatabı olmaktan kurtulmuş oluyor..

Diyeceksiniz ki Amerika böyle bir eylemle İsrail’i niçin ateşin içine atsın?

Çünkü Amerika’nın İsrail’in yanındaymış gibi görünmesinin tek sebebi Amerika’daki Yahudiler.

Amaç onların gönlünü hoş tutmak, yoksa İsrail umurlarında bile değil, hatta İran’ın İsrail’e saldırmasıyla bölgenin tamamının yangın yerine dönmesi en çok Amerika’nın arzusudur.

Bölgenin bir kan gölüne dönüşmesi için, kanla beslenen bilumum terör örgütleri emre amade bir şekilde bekliyorlar.

Güvenlik birimlerimiz teyakkuzda bunu görüyoruz, özellikle MİT’in hassas çalışmaları sonucu yakalanan onlarca casusun MOSSAD adına faaliyet yürüttüğünü öğrenince belki de olası bir saldırı girişimi engellenmiştir diye düşündüm.

Hele yakalanan Casusların bir çoğunun Filistinli olması nasıl bir tehlikeyi bertaraf ettiğimizi gösteriyordu bizlere.

Tıpkı Çorum’da… Maraş’ta olduğu gibi…

Tıpkı Madımak’ta olduğu gibi, bizim gibi görünüp bizden olmayan içimize sızan hainler gibi…

1 Ocak’ta İstanbul’da düzenlenen Filistin yürüyüşünde bunların bizdenmiş gibi aramıza girip ortalığı kan gölüne çevirmeyeceklerinin garantisini kim verebilirdi?

Değerli dostlar, bize düşen özellikle bugünlerde çok çok dikkatli olmamızdır.

Özellikle toplu alanlarda bulunmaktan kaçınmalıyız, hangi gurup olursa olsun miting veya yürüyüşlerden bir süreliğine uzak durmalıyız.

Hatta Valiliklerimiz bu tür toplantılara bir süreliğine izin vermemelidir diye düşünüyorum.