WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BITCOIN 22396551,01%
Oyun Kurucu Devlet Olmak – 2

Oyun Kurucu Devlet Olmak – 2

26 Ağustos 2023 11:20
Oyun Kurucu Devlet Olmak – 2
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz – Güvenlik Politikaları Uzmanı – 24 Ağustos 2023

Bu analizin ilkini 21 Ağustos’ta okuyucularımızla paylaşırken ABD, BM, NATO’ya değinmiştik. Bugün diğer ülkeler ve Türkiye’nin “oyun kuruculuğu” üzerinde durulmuştur.

 21’nci Yüzyılın ABD Dışındaki Oyun Kurucu Ülkeleri

1991’de Doğu Bloku çökünce kurulan Rusya, Sovyetlerin siyasi, askeri ve ekonomik oyun kuruculuğunun çok uzağında iken, 2000 yılında Putin’in liderliğinde “yakın çevre”den başlayarak geleneksel Rus oyun kuruculuğunu özellikle ABD’nin kaşıdığı Kafkasya’da ve Ukrayna’da askeri güçle bozdu. ABD’nin girmeye çalıştığı Türkistan devletlerinde, Suriye’de, İran’da ve Afrika’da Wagner özel askeri şirketini kullanarak oyun kuruculuğu devam ettirdi.

İçerisinde iki BMGK üyesi (Fransa ve İngiltere) bulunan Avrupa Birliği (AB), soğuk savaşın sona ermesiyle birlikte Neoliberalizm ve küreselleşmenin etkisine girerek askeri gücü kadük bırakarak ticarete ağırlık verdiler ama güç kaybettiler. Askeri alanda azalan güçleri sebebiyle ABD’nin koruyucu şemsiyesine muhtaç hale gelirken, ticari alanda da 1980’li yılların başından itibaren büyüme rekorları kıran Çin’in oldukça gerisinde kaldılar.

Çin, sınır komşularıyla sorunları çözmek maksadıyla bu ülkelerin enerji sektörüne yatırım ve büyük ortaklıklar kurarak Rusya ve ABD’nin hamlelerini savuşturdu. ABD’nin Asya’daki oyunlarını ise Rusya ile birlikte Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) kurmak ve genişletmek suretiyle bozdu. Afrika dahil her yerde ekonomisinin gücü ve “kazan kazan” prensibiyle oyun kuruculuğunun düzeyini yükseltti. Rusya, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika ile birlikte BRICS ülkelerini bir araya getirerek ABD’nin küresel oyun kuruculuğu aşındırıldı. Bu yılın ilk yarısında ABD’ye rağmen Körfez Ülkeleri – İran ilişkilerini oyun kurucu aklıyla düzeltti.

 Türkiye’nin Oyunları Bozma ve Oyun Kurucu Faaliyetleri

Cumhuriyet döneminde “Yurtta barış, dünyada barış!” söylemi ile iç istikrara, kalkınmaya ve komşularla ilişkilerin düzenlenmesini öngören Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Hatay’ın ilhakı sırasında oyun kurdu. Daha sonraları “oyun kurucu”luğu pek olmasa da, “oyun bozucu” rolü sürdürüldü. Örneğin; Sovyet tehdidine karşı Batı ittifakının savunma şemsiyesinden yararlandı. Daha sonra kendi ittifak üyelerinin dahi destek verdiği Yunanistan’ın Kıbrıs’ı yutma oyununu Kıbrıs Barış Harekatı, Ege’de karasularını genişletme girişimini de 1995’te “savaş sebebi” kararlılığı ile bozdu. Soğuk savaşın sona ermesiyle birlikte yıkılan Sovyet coğrafyasında ve Yugoslavya’da yaşanan karışıklıklarda, özellikle Bosna krizinde uluslararası topluma önerilerle yaklaşarak, karşı tarafın oyununu bozmaya çalıştı.

ABD’nin Karadeniz’e gemileriyle serbestçe girebilmek maksadıyla bölge ülkelerinden Gürcistan ve Ukrayna’daki çok yönlü ve Türkiye’yi “ittifak yoluyla” ikna oyunlarında zorlansa da Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni deldirmeksizin oyun bozmayı sürdürdü. Benzer bir oyun bozma olayı Libya’da BAE, Mısır, Suudi Arabistan ve Rusya tarafından desteklenen illegal Hafter grubuna karşı Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne verdiği siyasi ve askeri destekle bozdu. Doğu Akdeniz’de Rum-Yunan ikilisinin İsrail, Mısır, Fransa başta olmak üzere AB’yi yanına alarak oldubitti yaratması donanmanın gölgesinde ve tartışmalı alanlarda deniz tabanında doğalgaz aramaları yapılarak bozuldu. Suriye’de ABD ve Rusya’nın oyun kurma girişimlerine karşı Fırat Kalkanı harekatı ile başlamak suretiyle, Suriyeli rejim karşıtı grupları (Özgür Suriye Ordusu) ile birlikte askeri harekat yaparak, sınır güvenliğini sağladı.

Türkiye’nin en tipik oyun kuruculuğu 2020 sonbaharında İkinci Dağlık Karabağ Savaşı’nda yaşandı. Azerbaycan’a verilen destekle bölgedeki Rus, Amerikan, Fransız ve İran’ın oyunları bozuldu. Bu gelişmeyi Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulması izlendi.

Türkiye’nin diğer ülkelere yaklaşımında “birlikte kazanma” prensibi esas ise de “oyun kurucu” rolünün yöneticileri yerine, güvenlik politikası yazarları veya düşünce kuruluşları tarafından seslendirilmesiyle dost ve düşmanın endişesi önlenebilir. Oyun kuruculukta en önemli araçlar arasında ekonomik güç ile milli birliğin tesisi de unutulmamalıdır.

Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.