WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,2080 0.01%
EURO 35,0485 0.1%
ALTIN 2.530,771,22
BITCOIN 2154777-0,44%
Varlık İçinde Yokluk Çekilen Alanlara Bir Örnek: Emekli Subaylar

Varlık İçinde Yokluk Çekilen Alanlara Bir Örnek: Emekli Subaylar

12 Aralık 2023 10:50

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 11 Aralık 2023

 

Çağımızda yapay zeka, quantum bilgisayarlar, her yıl birbirinden daha küçük nano çipler, kara, deniz, hava vasıtaları, uzay gemileri, uydular, yenilenebilir enerji kaynakları, akıllı binalar ve köyler, savunma sanayiinde dev atılımlar birbirini izliyor. Bu arada sağlık alanında da dev adımlar atılıyor. Konumuz elbette teknolojik gelişmeler değildir. Yaşayarak öğrenme fırsatını bulduğum, Batılı ülkelerdeki yetişmiş ve deneyimli insanlar emekli olunca “Hadi seninle işimiz bitti!” denmeyip, onlardan gelecek nesiller için nasıl yararlanılabileceği üzerinedir.

Genç Yaşta Yaşlanmaya Terk Edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Emeklileri

Türkiye’de emeklilik yaşı bir zamanlar çok erkendi. 38 yaşında emekli olan öğretmen tanıdıklarımız var. Aslında mesleğinde tam da olgunlaştığı sırada hele de kadın ise tamamen üretimden kopanlar var. Silahlı Kuvvetlerde de aynı durum vardı. Ama konu bunu ötesinde. Harp Okulu mezunu subaylar içerisinde kendisini komuta kademeleri için hazırlayıp kurmay olanlar özellikle “varlık içinde yokluk çekilen” bir kesimi oluşturmaktadır. Öyle ki, generalliğe (veya amiralliğe) terfi edemeyen kurmay subaylar 50-51 yaşında emekli olmaktadırlar. Eğer bu kişiler, dönemin kuvvet komutanı ile küçük rütbelerden itibaren tanış olsalar, muhtemelen terfi eden arkadaşlarının yerlerinde kendileri olabileceklerdi. Ancak “FETÖ’nün musallat olduğu dönem” dışında TSK’de terfilerde genellikle “Bu da mı general/amiral oldu?” denecek kadar anormallikler yaşanmadığı için terfi edemeyenler sonucu tevekkülle karşılamaktaydılar.

Mesleki deneyiminin zirvesinde olan bu genç emekliler için ikinci hayat başlar. Eğer görevdeki üst düzey komutanları ile iletişimi devam ediyor ve uygun pozisyon varsa savunma sanayiinde bir yerlerde çalışmasını sürdürebilirdi. Pilotlar için ve aylarca denizde kalmayı tercih eden denizciler için meslekleri bir bakıma hazır sayılırdı. Bazıları da doktora yaparak vakıf üniversitelerinde öğretim üyeliği için çabalarlar. Ancak FETÖ’nün eğitim birimlerine hakim olmaya başladığı milenyumla birlikte, ağızlarıyla kuş tutsalar bile şansları yok denecek kadar azdı. Daha önce bu kurumlara tutunanlar, “amma asker var!” denmesin diye taş koyarlardı. Bilmedikleri için siyasi yoldan bir yerde çalışmanın kolay yollarını da bulmaktan uzaktırlar. Çünkü TSK’deki hizmet yıllarında liyakatın ve kişiye değil sadece devlete sadakatin geçerli olduğunu görmüşlerdi. Son derece önemli birikimlerine rağmen yeni hayatta beklentilerin sonuçsuz olduğunu gören erken emekliler şayet alabilmişse yazın 6 ay yazlığında, kışın da 6 ay kışlık evinde spor yaparak ve oyun oynayarak geçirmekte, bazıları da torun büyütmektedirler.

Almanya’da Deniz Ataşesi olduğum yıllarda iki yabancı ataşe arkadaşım emekli oldular. Bunlardan İsveçli deniz albayı altı ay sonra uğradığında, İsveç Hükümeti’nce “Almanya uzmanı” olarak görevlendirildiğini öğrenmiştik. Üstelik yaşı da 60’ın üzerindeydi. Bir diğeri de Belçikalı Albay De Haidar olup, o da aynı yaşlarda emekli olmuş ve gene devleti adına benzer bir göreve başlamıştı. Türkiye’de ise değerlendirilemeyen emekli asker o kadar çok ki!

Ara dönemler ve 28 Şubat süreci sebebiyle milenyumun başlarından itibaren emekli askerler adeta “cüzzamlı” muamelesi görmeye başladılar. Bugün stratejik düzeydeki devlet görevlilerinin yanında emekli general/amiral veya tecrübeli kurmay subayı “danışman” sıfatıyla bulmak mümkün değildir. Eğer emekli subay varsa bile ne tecrübesi, nede liyakatı vardır. Liyakatsız olanlar da doğruları ve gerçekleri değil, patronun düşüncesine göre yön değiştirirler. Rüzgara göre yön değiştiren bu tür insanlardan da hiçbir yerde hayır gelmez.

Sonuç

Varlık içinde yokluk çekmemek, Türkiye’nin milli çıkarları için en üst düzeyden başlayarak, güvenlik politikaları için, ilgili alanda ve Genelkurmay gibi üst düzey karargahlarda sorumlu görevler almış emekli general/amiral ve kurmay subaylar düşünülmelidir. Rütbe itibariyle çalışması mümkün olmayanlarla komutanların istişare etmeleri de ülke ve milletin yararınadır.

Yıllardır devam eden küresel ve bölgesel güvenlik sorunlarına komplo teorileri ve hamasetle değil, tecrübe, sağduyu ve reel politikalarla çözüm arayan emekli askerler unutulmamalıdır!

Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (14)
    • Top.Kd.Alb .( E ) İbrahim Çuhadar

      T.S.Kuvvetlerin de sadece Kurmaylar yok.En az onlar kadar liyakatli ve yetenekli sinif Subaylari da var.Bizler birbirimizi çok iyi biliriz.

      Yanıtla
      +0
      -0
    • Hasan Yılmaz

      Yorumlarla mutabıkım. Sınıf subayı olup, donanımı ve yaptığı görevlerle çok öne çıkmış emekli subaylarımız var.

      Yanıtla
      +0
      -0
    • E. Alb. Cengiz

      Türkiye’nin milli çıkarları için en üst düzeyden başlayarak, güvenlik politikaları için, ilgili alanda ve Genelkurmay gibi üst düzey karargahlarda sorumlu görevler almış emekli general/amiral ve kurmay subaylar görevde iken o kadar başarılı, vatan ve görev aşkı ile dolu ve gelecek/terfi’/generallik/yurt dışı daimi görev/akademik kariyer beklentileri olmadığı için TSK bugünkü haline onların sayesinde geldi.

      Yanıtla
      +0
      -0
    • Uğur Koca

      Sadece kurmay ve subaylar mı? Diğer rütbelerde de güvenlik politikaları veya başka konularlada ilintili kendini yetiştirmiş birçok emeklimiz var. Bu bakış açısı zaten bir güvenlik sorunu değil mi sizce?

      Yanıtla
      +2
      -0
    • Zozkan

      Yine kurmaylar, yine kurmaylar

      Yanıtla
      +3
      -0
    • Cem Tanrısever

      TSK sadece kurmay subaylar ile general/amirallerden olusmamistir.Mesele ulkeye hizmet icin kendi bransi ile faaliyette bulunmaktir.Dernek / think tank kurulusu veya ogretmenlik gibi faaliyetlerle TSK personeli ulkesine faydali olacak faaliyetlerde bulunabilir.Gorusunuze kismen katiliyorum

      Yanıtla
      +3
      -0
    • Prof.Dr. Celalettin Yavuz

      Mustafa Bey, konuda “Güvenlik Politikaları”na özel vurgu var. Bu hususta da kurmayların (hatta bir kısmının) meşgul olduğu her TSK mensubu tarafından bilinir. Bence fazla alınganlık yapmışsınız. Şu yazının yayınlanması bile her yerde mümkün değil. İnternet gazeteciliğinin yeni yüzü “World of Türkiye” sayesinde oldu.

      Yanıtla
      +3
      -1
    • Basri YILMAZ E.Mak. Müh.Alb.

      Az önceki yoruma isim yazmamışım!!!

      Yanıtla
      +1
      -0
    • Basri YILMAZ E.Mak. Müh.Alb.

      Aslında burada sadece kurmay ve generaller dikkate alınarak yanlı ve cimri davranılmış…TSK’de her hangi bir konuda yurtici ve dışı başarılar göstermiş dolayisya konusunda uzmanlaşmış her türlü personel…Elbetki Mühendisleri, hukukçuları, öğretmeleri vs.vs gibi destek unsurları ile beraber uzmanlığın uluslararası kriterleri de önceden belirlenmiş olmalidir….Yoksa ben tanıyorum, benim yanımda/emrimde çalıştı, iyi çocuktur degil…Daha da derini güzel bir Doktora/Docentlik konusu….

      Yanıtla
      +2
      -0
    • Zafer Alat Emekli Albay Dz K K

      Kurmay subayları liyakatli olarak yazmışsınız efenim, kurmay subaylık ta entrikalar dünyası değil miydi? Sizde bunu çok iyi biliyorsunuz yazınız güzel katılıyorum ama liyakatliler sadece kurmay olanlar değil işte buyuzden bizi içimizden vurdular…..

      Yanıtla
      +5
      -0
    • Zafer Alat Emekli Albay Dz K K

      Yine Kurmay subayları liyakatli olarak yazmışsınız efenim, kurmay subaylık ta entrikalar dünyası değil miydi? Sizde bunu çok iyi biliyorsunuz yazınız güzel katılıyorum ama liyakatliler sadece kurmay olanlar değil işte buyuzden bizi içimizden vurdular…..

      Yanıtla
      +2
      -0
    • Türker Yalçın

      Değerli Hocam, O kadar önemli bir konuya değinmişsiniz ki. Bana eksik tamamlayacak birşey kalmamış. Oğlumu Amerika’ya ziyarete gittiğimde gezdiğimiz Deniz Müzesinde gördüklerimi unutamıyorum. Tek tip kıyafet giymiş saçları bembeyaz yaşlıları görüp, kim bunlar dediğimde :” huzur evinde yaşayan yaşlılar” demişti. Haftanın bir günü belli bir sıra ile standına ait bilgi veren, ücret almayıp toplum içine katılıp sosyalleşen bir durum uygulaması. Biz neden icabında ücret almadan faydalanabileceğimiz değerleri kullanmıyoruz?

      Yanıtla
      +0
      -0
    • Hasan Kahraman

      İyi de ikdidar birikim ve ehliyet sahibi kişilerin devlet birimlerinde olmasını tercih etmiyor ki.

      Yanıtla
      +1
      -0
    • Mustafa

      Sadece kurmaylar mı ?Ayıp etmişsiniz

      Yanıtla
      +9
      -0