WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BITCOIN 22450771,18%
Şükran Mayası

Şükran Mayası

12 Şubat 2024 14:37
Şükran Mayası
0

BEĞENDİM

Rabia YAVUZ – 12 Şubat 2024

 

Bugün seansta uzun zaman sonra çok iyi bir hafta geçirdiğini söyledi bana. Neyin farklı olduğunu sorduğumda ise şükretmeyi unutmuşum, tekrar şükretmeye başladım dedi. Onca sıkıntısı ve çözmesi gereken sorun arasında hayatında ne de çok şükredilecek şey olduğunu sanki yeniden fark etmesi beni çok etkiledi. Prof. Dr. Kemal Sayar ile kaleme aldığımız Kendi Özünü Bil kitabının şükür bölümünü yazarken bu alanda çokça okuma yapma fırsatım olmuştu. Özellikle uzun yıllardır şükran üzerine çalışmalar yapmış olan Robert Emmons’un şükür erdemine bakışı beni çok etkilemişti. Bazen kuru bir söz gibi çıkar dudaklarımızdan “Çok şükür” kelimesi. Oysa şükran bir kelimeden ya da otomatik olarak söylenen bir cümleden çok daha fazlasıdır. Daha geniş bir açıdan bakabilecek olsak şükran duymanın bir duygu, bir ruh hali, bir erdem, bir alışkanlık, bir duruş, bir karakter özelliği ve haddi zatında bir yaşam tarzı olduğunu fark edebiliriz. Bana kalırsa şükran bir maya gibidir. Bize emanet edilmiş olan her nimetin değerini artıran, farkındalığını yükselten ve lezzetini duyumsatan bir maya.

 

Şükran duymak üzerine araştırmalar yaparken Kuran-ı Kerimde yer alan İbrahim Suresi’nin yedinci ayeti olan “Şükredin, nimetimi artırayım” ifadesi benim için farklı bir pencere de açtı. Artan nimetlerin ilk akla gelen hali niceliksel olabilir. Bir nimete yeni ve farklı bir nimetin yeniden eklenmesi ile sayısal bir artış anlaşılabilir. Peki, bu artış niceliksel değil de niteliksel olursa hayatımıza neler katabilir? Şükran faydalandığımız ve memnun olduğumuz şeyler için hissettiğimiz bir duygu. Faydalandığımız şeyleri tekrar hatırlamanın ya da fark etmenin yararı ise insan olarak sahip olduğumuz bir zayıflıktan kaynaklanıyor olabilir. Yolunda giden şeylere kolayca alışırız. Her sabah gözlerimiz sağlıklı bir şekilde görebildiği ya da uyuduğumuz uykudan uyanabildiğimiz için büyük bir coşkuyla güne başlamak hepimiz için yaygın bir durum olmayabilir. Joseph Roth’un söylediği gibi insanoğlu hiçbir şeye mucizelere alıştığı kadar kolay alışmaz. Zaten mucizelerin sıradanlığın perdesi arkasında yitip gitmesinin yegâne nedeni de alıştıklarımızın bizi körleştirmesi değil midir? Şükran sayesinde ise mevcut olanı daha fazla fark edebilir ve onlara alışmak yerine onları daha çok takdir etmeye başlayabiliriz.

 

Diyelim ki, gece uykuya varmadan önce yaşama fırsatına eriştiğimiz tüm günü şöyle bir zihnimizden geçirsek. Uyandığımız andan itibaren zihnimizde yaşanan günü tekrar canlandırırken en az beş tane olumlu olayı fark etmeyi denesek neler olur? Muhtemelen yatağımızın içinde yorgun bir şekilde günü bitirmeye hazırlanan beynimizde fark edilen olumlu olayları anımsamak bile kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayan hormonlarımızı harekete geçirecek. Üstelik kendi irademizle yaptığımız bu seçimle zihnimizin rastgele yapabileceği yolculuklar yerine- ki bu yolculuklar çoğu zaman kaygı verici ya da can sıkıcı olayları daha sık içerir gecenin bir yarısı- bilinçle yapılacak seçimlerin hislerimizi nasıl etkilediğini görme fırsatı verecek bize. Gecenin karanlık bir saatinde vaktimizi güzel anlarla aydınlatırken muhtemelen beynimize ertesi gün olabilecek olumlu olayları daha hızlı fark etmesi için bir idman da yaptırmış olacağız. Bu birkaç fayda sadece bu naçizane makaleye sığanlar. Şükran mayasının yoğurduğu bilinç halini ise varın siz düşünün.

Rabia Yavuz

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.