WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BITCOIN 22396551,01%
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? -4

Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? -4

4 Aralık 2023 09:52
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? -4
0

BEĞENDİM

Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? -4: Yahudilik ve Mısır’dan Kaçış: Altın Dönem

Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, Kasım 2023
Hz. İbrahim, oğlu İshak ve torunu Yakup gibi üç İbrani atasından sonra Yakup’un 12 oğlundan Yusuf Mısır’a giderek Mısır sarayında yüksek mevkilere geldi. Ken’an’da tekrar yaşanan kuraklık ve kıtlık üzerine kardeşleri ve aileleri Yusuf’un himayesinde Mısır’a yerleşip çoğaldılar. Tevrat’a göre 400-430 yılı kapsayan bu sürede İsrailoğulları 12 kabilelik bir topluma ulaştılar.

Hz. Musa – On Emir – Yeşaya – Ken’an Diyarına Geri Dönüş

Bir görüşe göre MÖ XIII’ncü, bir diğer görüşe göre MÖ XV’nci yüzyılda, Levi soyundan gelen Hz. Musa döneminde Kızıldeniz’den mucizevi şekilde geçmek suretiyle Mısır’dan çıkıldı ve ardından da Sina dağına ulaşıldı. Burada İsrail Tanrısı Yahve tarafından Hz. Musa’ya vahyedilen Tevrat vasıtasıyla İsrailoğullarının yalnızca İsrail Tanrısı’na itaat edip Tevrat kurallarına göre yaşamaları istendi. Böylece Tanrı’nın has kavmi (seçilmiş kavim) olarak ataları Hz. İbrahim’e vaat edilen Ken‘an diyarında yerleşme fırsatı verildi.

Yahudilerin tarihinde “Tanrı ile ahidleşme” olarak belirlenen bu dönem İsrailoğulları tarihinin ikinci dönüm noktası da olarak da bilinir. Ancak Hz. Musa’nın Allah’ın ahid sözleri (10 Emir) yazılı levhaları almak maksadıyla Sina Dağı’na çıkarak 40 gün kaldığı sırada İsrailoğulları, altından buzağı heykeli yaparak buna tapınmaya başlamışlar, Musa’ya isyan etmişlerdi. İsrail Tanrısı’na karşı geldikleri için de vaat edilen topraklar yerine 40 yıl süreyle çölde kalmışlardı.

Hz. Musa’nın ölümünden sonra Yeşaya’nın peygamberliği sırasında Ken’an diyarı İsrailoğulları tarafından ele geçirilerek 12 kabileye paylaştırıldı. Ayrıca İsrailoğullarını Mısır’dan kurtarıp Ken’an topraklarını bahşeden İsrail Tanrı’sına sadık kalarak başka Tanrı edinmeyeceklerine dair yemin ettirmiş, bir önceki bölümde açıklanan “Yeşaya Kehanetlerini” açıklamıştır. Osmanlı kültüründe İstanbul’un Beykoz sırtlarında türbesi bulunan “Yuşa Efendi” türbesinin, Yeşaya’ya ait olduğuna inanılmakta olup, onun ölümünden sonra Ken’an’daki İsrailoğulları, dini liderlerin yönetiminde yerleşik düzene ve ziraat faaliyetlerine başlamışlardı. Ancak gene de bölgedeki yerli kavimlerin etkisinde kalarak onların tanrılarına da tapmışlardı.

Hz. Davud ve Hz. Süleyman Dönemi: İsrailoğullarının Altın Çağı ve İlk Sürgün

İsrailoğulları bölgenin yerli kavimlerinden Filistiler ve Amâlikalılarla uzun süren mücadelelerinde başarılı olamadıysa da Yahuda kabilesinden kahramanlıklarıyla öne çıkan Davud’un kral olarak kutsanmasıyla durum değişmeye başladı. Davud, Kudüs’ü fethederek krallığının merkezi yaptı, güneydeki Yahuda ve kuzeydeki İsrail bölgelerini tek merkez etrafında topladı. Yahudi inanışına göre Allah, yaptığı bir anlaşma (ahid) sonrası krallığı sonsuza kadar Davud’un soyuna tahsis etmişti.
Davud Peygamber bölge kabilelerini (Filistîler, Amâlikalılar, Ammonlular, Moablılar ve Edomlular) yenerek krallığı en geniş sınırlarına ulaştırdı. Oğlu ve aynı zamanda halefi Kral Süleyman döneminde Kudüs’te görkemli bir mâbed inşa edildi. Davud döneminde Filistilerden tekrar alınıp Kudüs’e getirilen Hz. Musa’ya verilmiş ahid sandığı mabede yerleştirildi. Yahudi tarihinin altın çağı olarak bilinen bu dönemin MÖ X’ncu yüzyıl olduğu kabul görmektedir.

Yahudi tarihinin en önemli şahsiyetlerinden Hz. Süleyman’ın MÖ 925’ te vefatının ardından, Hz. Davut zamanında kurulan Yahudi krallığı kuzeyde İsrail, güneyde Yahuda krallıkları olmak üzere ikiye bölünerek zayıfladılar. Bunun üzerine başta Asur ve Babil devletleri o günkü adıyla Davut krallığı da olan Ken’an diyarına gözlerini dikmişlerdi.

Asur Kralı Şalmaneser, İsrail Krallığı’nı önce üç yıl boyunca kuşatma altına aldı. M.Ö.722’de teslim olmasının adından İsrail krallığı ortadan kaldırıldı. Daha sonra da İsrail Krallığı’nın halkları Asur’da Gozan ve Med kentlerine sürgün edildiler.
Bu olayı takiben de birbirini kovalayan karışıklıkların ardından MÖ 700’lü yıllardan sonra büyük felaketler yaşanmaya başladı. Asurluların hedefinde Yahuda Krallığı da vardı.

(Not: Yazı dizisi “Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu?-5” ile devam edecektir.)

Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • A.Yasar YÜCEOKUR

    Akici bir sekilde tarihdeki olaylari kaleme alip takdim etmissiniz.Tesekküt ederim.

    Yanıtla
    +0
    -0