Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
reklam
reklam

İran’dan ABD’ye Çok Sert Tehdit: “Tüm Üslerini Doğrudan Vururuz”

İran Savunma Bakanı Nasırzade, ABD’nin nükleer tehdidine sert yanıt verdi. “Üsleri hedef alırız, çatışma çıkarsa bölgeyi terk ederler” dedi.

İran Savunma Bakanı Nasırzade, ABD’nin nükleer tehdidine sert yanıt verdi.

İran Savunma Bakanı Aziz Nasırzade, ABD’nin nükleer anlaşma çıkmazı sonrası olası bir saldırı tehdidine yanıt vererek, “Bölgedeki tüm ABD üsleri menzilimizde, doğrudan hedef alırız” çıkışıyla tansiyonu artırdı.

İran’dan Sert Açıklama: “ABD Üslerini Hedef Alırız”

İran ile ABD arasında gerilimin yeniden tırmanmasına yol açan açıklama, Savunma Bakanı Aziz Nasırzade’den geldi. ABD’nin nükleer anlaşma konusunda çözüm bulunamaması halinde askeri seçeneği masaya koyduğunu belirten Nasırzade, sert bir yanıtla karşılık verdi.

İranlı Bakan, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Çatışma olması halinde ABD bölgeyi terk etmek zorunda kalır çünkü bölgedeki tüm üsleri menzilimizde. ABD üslerinin bulunduğu ülkeleri dikkate almadan hepsini doğrudan hedef alırız.”

Müzakerelere Gölge Düşüren Tehditler

Nasırzade, İran’ın müzakerelere halen olumlu yaklaştığını ifade ederken, “Temennim, müzakerelerin sonuç vermesi ve işin çatışmaya varmaması” diyerek diplomasi vurgusu yaptı. Ancak konuşmasının devamında, karşı tarafın tehditkar tutumuna dikkat çekerek, “Eğer bize bir çatışma dayatılırsa, karşı tarafın kayıpları bizden fazla olacaktır” dedi.

Nükleer Anlaşma Masası Kritik Eşikte

İran ile ABD arasındaki dolaylı müzakereler, uzun süredir sonuçsuz kalırken, tarafların birbirine yönelttiği mesajlar daha da sertleşiyor. İran, nükleer enerji programında ilerlediğini, ABD ise bu programın kontrol dışı kalması durumunda “askeri seçeneklerin masada olduğu” mesajını veriyor.

ABD’nin bu yaklaşımına karşılık İran, askeri üslerin açık hedef olduğunu ilan ederek caydırıcılık stratejisini sahaya yansıtmaya başladı.

Bölgedeki Üsler Menzilde: “Uyarı Değil, Hazırlık”

Nasırzade’nin sözlerinde dikkat çeken en önemli ifade, ABD üslerinin bulunduğu ülkelerin dikkate alınmayacağı oldu. Bu, olası bir çatışmada İran’ın yalnızca ABD’yi değil, onunla iş birliği içindeki ülkeleri de dolaylı olarak hedef tahtasına koyduğu anlamına geliyor.

Askeri uzmanlara göre bu tür açıklamalar, yalnızca caydırıcılık amaçlı değil; aynı zamanda İran’ın bölgesel askeri kapasitesini ve stratejik hazırlığını da ortaya koyma hedefi taşıyor.

Rusya’dan İran’a Açık Destek: “Yardım Etmeye Hazırız”

Gerilimin artmasının hemen ardından Rusya’dan gelen açıklama, dengeleri değiştirecek nitelikte. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, nükleer anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesi için İran’a yalnızca siyasi değil, pratik yardım da sunabileceklerini söyledi.

Ryabkov, fazla nükleer malzemenin ihraç edilip yakıt üretimine çevrilmesi gibi önerilerle, Tahran’ın elini rahatlatmayı amaçladıklarını dile getirdi. Bu açıklama, Moskova’nın İran’ı yalnız bırakmayacağının ve ABD’ye karşı dolaylı destek vereceğinin göstergesi olarak yorumlandı.

ABD’nin Askeri Varlığına Yönelik Artan Baskı

İran’ın açıklamaları, Washington’un bölgedeki askeri planlarını da zora sokabilir. Özellikle Katar, Bahreyn, Kuveyt ve Irak gibi ülkelerde bulunan ABD üslerinin hedef alınacağı tehdidi, bu ülkeler açısından ciddi güvenlik ve diplomatik riskler yaratabilir.

ABD, bu noktada müttefiklerini koruma adına bölgeye ek askeri yığınak yapabilir ancak bu adım da gerginliği daha da artırabilir. Tahran ise açıkça “geri adım atmayacağını” ilan etmiş durumda.

Avrupa Ülkeleri Sessizliğini Koruyor

İran’ın çıkışı sonrası Avrupa’dan henüz net bir tepki gelmedi. Oysa bazı Avrupa ülkeleri daha önce İsrail’in nükleer programına dolaylı destek verdikleri gerekçesiyle İran tarafından eleştirilmişti. Brüksel ve Berlin’in bu süreçte taraflar arasında nasıl bir denge politikası izleyeceği, önümüzdeki günlerde kritik önem taşıyor.

Çatışma Riski Gerçek mi?

Analistler, taraflar arasındaki mevcut söylem düzeyinin, doğrudan çatışma riskini ciddi biçimde artırdığını belirtiyor. Özellikle Nasırzade’nin “ABD bölgeyi terk etmek zorunda kalır” ifadesi, yalnızca bir uyarı değil, aynı zamanda operasyonel bir kararlılık mesajı olarak okunuyor.

Ayrıca, İran’ın sadece siyasi söylemle değil, füze kapasitesi ve insansız hava aracı teknolojisiyle bu tehdidi fiziksel olarak gerçekleştirme kapasitesine sahip olduğu da sıkça dile getiriliyor.