Nöbetçi Eczaneler
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan Terörsüz Türkiye süreci, önemli bir aşamaya ulaştı. Terör örgütü PKK’ya ait 30 kişilik ilk grup, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısının ardından Süleymaniye’de silahlarını dev kazanlarda yakarak sembolik bir adım attı. Bu gelişme, sürecin kritik eşiğini geçtiği olarak değerlendiriliyor.
PKK’nın Kuzey Irak’taki Kamp Alanları Boşaltılacak
PKK’nın, 47 yıl önce Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurduğu ve saldırı planlarını yaptığı Kuzey Irak’taki kampları, Terörsüz Türkiye sürecinde gündemin odağı haline geldi. Bölgede kontrol edilen 11 büyük kamp bulunuyor. Güvenlik gerekçesiyle sivillerin girişinin yasak olduğu bu kampların başında, sınırımıza en yakın ve stratejik öneme sahip Zap Kampı geliyor. Hakkâri’nin Çukurca ilçesi karşısında yer alan Zap Kampı, örgütün en önemli üslerinden biri olarak biliniyor.
Örgütün Kritik Kampları ve İşlevleri
Sabah gazetesinin haberine göre, Zap Kampı dışında PKK’nın kontrolünde olan diğer önemli kamp alanları şunlar: Sinat, Haftanin, Gara, Hakurk, Metina, Avaşin-Basyan ve Etruş. Bu kamplarda hastane, elektrik üreten küçük barajlar, eğitim alanları ve cephanelik olarak kullanılan mağaralar bulunuyor. Terör örgütünün Kuzey Irak’taki bu kamplarının geleceği, sürecin en önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor.
Kandil, Sincar ve Mahmur Kampları Sürecin Kilit Noktası
PKK’nın tepe yönetiminin kaldığı, İran-Irak sınırındaki Kandil Kampı, Suriye sınırına açılan Sincar Kampı ve Musul yakınlarındaki Mahmur Kampı da terörle mücadelede kritik öneme sahip. Diğer kamplara göre daha güvenli olan bu üç kamp, PKK’nın en yoğun faaliyet gösterdiği alanlar arasında yer alıyor. Mahmur Kampı’nda yaklaşık 15 bin kişinin yaşadığı ve örgütün kontrolünde olduğu biliniyor.
Terörsüz Türkiye Sürecinde Kampların Tamamen Boşaltılması Bekleniyor
Terörsüz Türkiye süreci kapsamında, PKK’nın silahsızlanma evresinin tamamlanmasının ardından bu kampların tamamen boşaltılması bekleniyor. Kampların kapatılması ve kontrolün yerel yönetime bırakılması süreci, bölgedeki barış ve güvenlik açısından kritik bir adım olarak görülüyor.