Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 25 Kasım 2025
Şubat 2025 ayı sonlarında Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin Beyaz Saray’da ABD’nin yeni Başkanı Trump ve Başkan Yardımcısı Vance tarafından hakarete maruz bırakılması henüz unutulmadı. “Rusya-Ukrayna savaşını Biden başlattı, ben olsam bu savaş çıkmazdı!” diyen Trump, seçim kampanyası sırasında “Başkan olunca 24 saatte bitiririm!” dediği Rusya-Ukrayna savaşını 24 saatte bitiremedi ama daha fazla uzatmaya da niyeti yok gibi.
Son günlerde Trump’ın bu savaşı sona erdirmek için hazırladığı 28 maddelik barış planı konuşuluyor. Planda Trump’ın “Barışı bile pazarlayan bir arabulucu” başkan olduğu bir kez daha görülünce konu ele alındı.
Trump’ın 28 Maddelik Rusya-Ukrayna Barış Planında Öne Çıkan Amerikan Çıkarları
20 Kasım sabahı Zelenski’ye iletilen bu plan için bazı Amerikan senatörleri bile “Rusya hazırlasa kendisi ancak bu kadar iyi bir plan hazırlardı!” demişler. Planın bazı önemli maddelerine ve Ukrayna ile Avrupa’nın tepkisine aşağıda yer verilecektir. Trump’ın planında ABD’nin “garantörlük” karşılığında tazminat alma şartı vardır. Keza, savaş sonrası Ukrayna’nın doğalgaz alt yapısı da Amerikan şirketlerince yenilenecektir.
Avrupa tarafından dondurulan Rus varlıklarından 100 milyar doları ABD öncülüğünde Ukrayna’nın yeniden inşası vb maksatlarla kullanılacak, ABD bu girişimden elde edilecek karın %50’sini alacak.
Avrupa, “Ukrayna’nın yeniden inşası amacıyla kullanılabilir yatırım miktarını artırmak için 100 milyar dolar ekleyecektir!” Avrupa ayrıca “dondurulmuş Rus fonlarının geri kalanı, belirli alanlarda ortak projelerin uygulanacağı ayrı bir ABD-Rusya yatırım aracına yatırım yapılacak” bir düzenleme yapacaktır.
Yukarıdaki ifadelerde açıkça görüleceği üzere Trump, bir taraftan savaşı başlatan selefi Biden’ı suçlarken, diğer taraftan sanki ABD’nin başkanı değişince savaşla ilgili hiç bir dahli yokmuşçasına savaş sonrası yükü Avrupa’ya çektirmek istemektedir. Sanki Biden ABD’nin değil de Avrupa’dan bir başka ülkenin lideriymiş gibi bir tavır içerisindedir.
Plana göre ABD, bu savaştaki kayıplarını telafi ettiği gibi, yeni anlaşmalarla çıkarlarını daha da katlayacaktır. Bu plana göre Rusya ile işbirliği alanlarını genişletmek isteyen Trump’ın Ukrayna da Avrupa da umurunda değil gibidir. Bilindiği üzere daha önce ABD’nin 110 milyar dolar civarındaki harcamaları karşılığında Ukrayna’nın 450 milyar dolar tutarındaki nadir toprak elementlerini işletme anlaşması bile yapmıştı.
Trump’a göre barış için kolları sıvamak demek, garantörlük kisvesi ile ABD’ye yeni ekonomik avantajlar kazandırmaktır. Gazze Şeridi için de “Burayı bize verin, turizm cenneti yapalım!” demişti. Yani barış isteği yıkılan yuvaları bir araya getirmek ve çekilen acıları bitirmek için değil, ABD’nin yararına sonlandırmak içindir.
Trump Planında Zelenski ve Avrupa Liderlerini Endişelendiren Maddeler
Trump’ın barış planına göre Ukrayna ve Ukrayna’yı destekleyen Avrupa ülkelerini endişelendiren maddeler şöyledir:
- Ukrayna Silahlı Kuvvetleri mevcudu 600 binle sınırlandırılacak.
- Ukrayna, NATO’ya katılmayacağını anayasasında belirtmeyi taahhüt edecek.
- NATO, tüzüğüne Ukrayna’nın gelecekte üyeliğe kabul edilmeyeceğine dair bir hüküm eklemeyi kabul edecek.
- NATO, Ukrayna’da asker konuşlandırmamayı kabul edecek.
- Kırım, Luhansk ve Donetsk, fiilen Rusya’ya ait olarak tanınacak, bu tanımaya ABD de dahil olacaktır.
- Herson ve Zaporijya, temas hattı boyunca dondurulacak, böylece temas hattı boyunca fiilen tanınmış olacaktır.
- Ukrayna birlikleri, Donetsk bölgesinin şu anda kontrol ettikleri bir kısmından çekilecek ve çekildikleri bölge, uluslararası düzeyde Rusya’ya ait toprak olarak tanınan tarafsız, askerden arındırılmış bir tampon bölge kabul edilecektir. Rus birlikleri, bu askerden arındırılmış bölgeye girmeyecektir.
- Ukrayna’da 100 gün içinde seçimler düzenlenecektir.
Bu maddelere bakıldığında Ukrayna’nın güvenliği ve “Ukrayna’nın güvenliği Avrupa’nın güvenliğidir!” diyen Avrupa açısından kabul edilemez bulundu.
Bir diğer önemli husus da toprak konusudur. Zelenski’nin ısrarla savunduğu “Savaşı Rusya başlattı, sonuçtan Rusya sorumludur!” şeklindeki vurgu olup, işgal altındakiler dahil hiç bir şekilde toprak kaybına yanaşmama düşüncesini nazikçe hatırlatmaktadır. Buna karşılık Trump bir kaç kez Zelenski’nin savaşın gelinen aşamasında Rus üstünlüğüne karşı itiraz edebileceği fazlaca bir şey olmadığını söylemiştir. Açıkçası “Teslim ol!” demektedir.
Trump’ın Planı ile Avrupa’nın Barış Planı Çatışırken Cenevre’de Uzlaşma Zemini
Trump’ın planında Ukrayna ve Avrupa’nın kabul edemeyeceği çok önemli hususlar var. Avrupa’da bu plana “E3” adı da verilen İngiltere, Almanya ve Fransa doğrudan ABD’yi karşılarına almasalar da “Evet” de demediler.
Avrupa, her şeyden önce “Dondurulmuş Rus varlıkları”nın ABD’yi ilgilendirmediğini, bu keyfiyetin Avrupa’nın istediği şekilde uygulanacağının altı çiziliyor. Keza Rusya’nın G8 ülkelerine geri alınmasının bir emrivaki ile olamayacağını, diğer G7 ülkelerinin bunu istemediği konuşuluyor.
Trump’ın getirdiği barış planına hiç bir minnettarlık duymamakla suçladığı Zelenski’ye planı kabul için verdiği sürenin son günü de 27 Kasımda doluyor. Oysa Ukrayna’nın egemenliği, toprak kaybı, geleceğine kendisinin karar vermesi, NATO üyeliği ile askeri birlik sayısı vb çok ciddi konularda Trump ile Ukrayna ve onu destekleyen Avrupa’nın örtüşmeyen çok ciddi anlaşmazlıklar var.
Bu anlaşmazlığı gidermek maksadıyla 23 Kasım’da Cenevre’de ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Trump’ın Özel Temsilcisi Vittkov ile Ukrayna, Almanya, İngiltere ve Fransa dışişleri bakanları bir araya geldiler.
Görüşme sonunda Trump’ın planını “nefes alan canlı organizma”ya benzeten Rubio, plan üzerinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini açıkladı.
Sonuç
Trump’ın “Barış Planı” ilk duyulduğunda Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından “olumlu” bulunurken bazı düzenlemeler de yapılabileceği söylenmişti. Şimdi Cenevre’den sonra rota Moskova mı olacak, şayet planın maddelerinde değişiklikler olmuşsa Rusya bunu nasıl karşılayacaktır, henüz bilinmiyor.
Rusya, İstanbul görüşmelerinden beri “savaşın çıkış sebeplerinin ortadan kaldırılmasında” ısrarcıydı. Ukrayna’nın NATO üyeliğine kesinlikle karşı olduğu gibi bu ülkeye NATO askeri birliklerini de istemiyor. Başta Kırım olmak üzere, daha sonra işgal ettiği Donbas’taki bölgelerden de çıkmak niyetinde değil.
Savaşın uzaması Rusya’ya da ciddi zararlar veriyorsa da, Ukrayna’nın savaşa devam azim ve iradesinin kırılmakta olduğu değerlendirilen bir zamanda isteklerinde ısrarcı olacaktır. Hele de
Trump’ın ABD ekonomisini düzeltmek için aculluk yaptığını sezen Putin, Trump Planı’ndan pek de fazla taviz verecek gibi görünmüyor.
Zelenski ABD istekleri ve daha önce toprak ve egemenlik konusundaki ısrarları arasında sıkışmış durumda. ABD’ye “Hayır!” dese Rusya’ya karşı Avrupa’nın desteğini ne kadar süreyle alabilecektir? Üstelik Avrupa da “Şu savaş bitse artık!” demeye başlamışken…
Zelenski de istemeyerek de olsa sonunda “America first!” sözleriyle her adımında Amerikan çıkarlarını öne çıkaran Trump’ın “bezirgan” yaklaşımlı barış güvercini rolünü kabullenmek zorunda kalabilir.
