Soylu Bakan Hodri Meydan Dedi!

haydar as çiftçi

Haydar AS – 03 Ağustos 2024

 

Önceki İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun Yasama dokunulmazlığının kaldırılması için vermiş olduğu dilekçenin her ne kadar hukuki bir sonucu olacaksa da, asıl olan bu tavrın siyasi meydan okuma olarak görülmesi daha önemlidir.

Bana göre gelmiş geçmiş en iyi içişleri bakanlarından biri olan Sayın Soylu, kendi döneminde gerek PKK gerekse FETÖ ile vermiş olduğu amansız mücadele hepimizin özlediği bir bakan olarak gönüllerimizde taht kurmuştu.

Bayram sabahlarını genellikle aileleriyle geçirmeyi tercih eden siyasilerimiz varken, Sayın Soylu’nun her bayram sabahı farklı bir sınır karakolunda Mehmetçiklerimizle bayramlaşıp, onlarla birlikte kahvaltı yapması hepimizin hafızasında yerini koruyordur sanırım.

Bu riskli bölgedeki karakolları özellikle seçip gitmesi hain teröristlere “Ben buradayım siz neredesiniz” diye, bu işte ne kadar kararlı ve cesur olduğunun bir mesajı niteliğindeydi.

Kendi dönemindeki narkotik başarı her geçen gün yeni bir rekorla bizlere duyurulurken, almış olduğu sayısız tehditlere rağmen uyuşturucu ile mücadelede hiç taviz vermeden kararlılıkla mücadele ettiği bir döneme hepimiz şahit olmuştuk.

Tüm bu başarılı çalışmalar peş peşe yapılırken terör örgütlerinin kullanışlı aparatları kendilerine yer buldukları TV kanallarında sabah akşam Sayın Soylu’ya itibar suikastı yapmaktan geri durmuyorlardı.

Çamur at izi kalsın haberciliğini gazetecilik sanan bu müptezellerin, terör örgütlerinin taşeronluğunu yaparak fonlandıklarını artık bilmeyen yoktur diye düşünüyorum.

Son olarak, Sayın Özgür Özel’in “Fezleke hazırlanıp, dokunulmazlığı kaldırırsın o zaman hesap sorarız” dedikten sonra Sayın Soylu’nun vermiş olduğu dilekçe ile meydan okuyup ben hazırım demesi…

“Hodri meydan, elinizi tutan yok, kaldırın dokunulmazlığımı çıkalım yargı karşısına, elinizde bilgi belge ne varsa sunun yargı makamlarına” çünkü o da biliyor ki koskoca bir hiç çıkacak…

Hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan istedikleri suçlamaları yapan sözde gazetecilerin toplum üzerinde yaratmış oldukları algı çalışmalarının en ufak bir dayanağı yok.

Bu olay henüz sıcaklığını muhafaza eden Sinan Ateş cinayetinin yargılanma safhasında yaşananları hatırlattı bana.

Yargılama gününe kadar bu cinayeti MHP ve ÜLKÜ OCAKLARI’na mal etmeye çalışan benzer tayfa, Sayın Devlet Bahçeli’nin “Elinde bilgi belge ne varsa herkes savcıya gitsin” demesine rağmen bir tek belge dahi sunamayıp, daha yargılamanın ilk günü ortaya attıkları iddiaların hemen hepsinin çürütüldüğü tüm kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmedi mi?

Maalesef üzülerek söylüyorum, yargılama sürecinde ortaya çıkan gelişmeler sonrasında kocasının katilini arayan bir portrenin, yavaş yavaş kocasının katilini saklayan bir portreye dönüşmesini hep beraber izlemedik mi?

Taktik aynı velhasıl… ortada hiç de yenilir yutulur olmayan iddiaları her gün servis et, iş belge göstermeye gelince üç maymunu oyna…

Şimdi de bu hodri meydan niteliğindeki dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki dilekçe için “Efendim meclis tatile girmiş, önce verseydi ya!” diye itibarsızlaştırma gayretine girmişler.

Bre ahmaklar! adam size meydan okuyor meydan!

Siz halen dilekçenin veriliş zamanını tartışıyorsunuz…

Aslında size, hazırlanma süresi vermiş farkında değilsiniz…

Elinde, kimin ne belge varsa çıksın karşıma, çıkmayan da kaçacak delik arasın demek istiyor!

haydar as çiftçi

Haydar AS – 03 Ağustos 2024

 

Önceki İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun Yasama dokunulmazlığının kaldırılması için vermiş olduğu dilekçenin her ne kadar hukuki bir sonucu olacaksa da, asıl olan bu tavrın siyasi meydan okuma olarak görülmesi daha önemlidir.

Bana göre gelmiş geçmiş en iyi içişleri bakanlarından biri olan Sayın Soylu, kendi döneminde gerek PKK gerekse FETÖ ile vermiş olduğu amansız mücadele hepimizin özlediği bir bakan olarak gönüllerimizde taht kurmuştu.

Bayram sabahlarını genellikle aileleriyle geçirmeyi tercih eden siyasilerimiz varken, Sayın Soylu’nun her bayram sabahı farklı bir sınır karakolunda Mehmetçiklerimizle bayramlaşıp, onlarla birlikte kahvaltı yapması hepimizin hafızasında yerini koruyordur sanırım.

Bu riskli bölgedeki karakolları özellikle seçip gitmesi hain teröristlere “Ben buradayım siz neredesiniz” diye, bu işte ne kadar kararlı ve cesur olduğunun bir mesajı niteliğindeydi.

Kendi dönemindeki narkotik başarı her geçen gün yeni bir rekorla bizlere duyurulurken, almış olduğu sayısız tehditlere rağmen uyuşturucu ile mücadelede hiç taviz vermeden kararlılıkla mücadele ettiği bir döneme hepimiz şahit olmuştuk.

Tüm bu başarılı çalışmalar peş peşe yapılırken terör örgütlerinin kullanışlı aparatları kendilerine yer buldukları TV kanallarında sabah akşam Sayın Soylu’ya itibar suikastı yapmaktan geri durmuyorlardı.

Çamur at izi kalsın haberciliğini gazetecilik sanan bu müptezellerin, terör örgütlerinin taşeronluğunu yaparak fonlandıklarını artık bilmeyen yoktur diye düşünüyorum.

Son olarak, Sayın Özgür Özel’in “Fezleke hazırlanıp, dokunulmazlığı kaldırırsın o zaman hesap sorarız” dedikten sonra Sayın Soylu’nun vermiş olduğu dilekçe ile meydan okuyup ben hazırım demesi…

“Hodri meydan, elinizi tutan yok, kaldırın dokunulmazlığımı çıkalım yargı karşısına, elinizde bilgi belge ne varsa sunun yargı makamlarına” çünkü o da biliyor ki koskoca bir hiç çıkacak…

Hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan istedikleri suçlamaları yapan sözde gazetecilerin toplum üzerinde yaratmış oldukları algı çalışmalarının en ufak bir dayanağı yok.

Bu olay henüz sıcaklığını muhafaza eden Sinan Ateş cinayetinin yargılanma safhasında yaşananları hatırlattı bana.

Yargılama gününe kadar bu cinayeti MHP ve ÜLKÜ OCAKLARI’na mal etmeye çalışan benzer tayfa, Sayın Devlet Bahçeli’nin “Elinde bilgi belge ne varsa herkes savcıya gitsin” demesine rağmen bir tek belge dahi sunamayıp, daha yargılamanın ilk günü ortaya attıkları iddiaların hemen hepsinin çürütüldüğü tüm kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmedi mi?

Maalesef üzülerek söylüyorum, yargılama sürecinde ortaya çıkan gelişmeler sonrasında kocasının katilini arayan bir portrenin, yavaş yavaş kocasının katilini saklayan bir portreye dönüşmesini hep beraber izlemedik mi?

Taktik aynı velhasıl… ortada hiç de yenilir yutulur olmayan iddiaları her gün servis et, iş belge göstermeye gelince üç maymunu oyna…

Şimdi de bu hodri meydan niteliğindeki dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki dilekçe için “Efendim meclis tatile girmiş, önce verseydi ya!” diye itibarsızlaştırma gayretine girmişler.

Bre ahmaklar! adam size meydan okuyor meydan!

Siz halen dilekçenin veriliş zamanını tartışıyorsunuz…

Aslında size, hazırlanma süresi vermiş farkında değilsiniz…

Elinde, kimin ne belge varsa çıksın karşıma, çıkmayan da kaçacak delik arasın demek istiyor!