19 kez görüntülendi.
Ferhat Ünlü worldoftürkiye

Küresel ideolojiler, Paris Olimpiyatları ve yeni dünya düzenine dair tartışmaların odak noktası olan köşe yazısıyla dikkat çeken yazar Ferhat Ünlü, romanındaki kurgusal karakterlerden hareketle günümüzün önemli meselelerini ele alıyor. Kendisiyle tek dünya devleti ütopyası, küresel sermayenin stratejileri ve birey-toplum dönüşümü üzerine konuştuk. Muhabirimiz Muhammet Halıcıoğlu’nun sorularını yanıtlayan Ünlü, dikkat çeken analizler yaptı;

Tek dünya devleti hedefini savunan Kronosistler tarikatı fikrini romanınıza dahil ederken, neyi hedeflediniz?

  • Kronosistler tamamen hayal ürünü bir tarikat. Ancak onların stratejileri ve amaçları, günümüzde küresel sermaye odaklarının gerçek hedefleriyle örtüşüyor. Amacım, okuyucuyu kurgusal bir hikâye ile düşündürmek ve tarihsel örnekler ışığında günümüzün küresel stratejilerini sorgulatmaktı. Kronosistler üzerinden, kaos yaratıp bunu küresel bir düzen kurma aracı olarak kullanma fikrinin nasıl işlediğini göstermek istedim.

Paris Olimpiyatları’nın açılış törenindeki mesajlar sizce neyi temsil ediyordu?

  • Paris Olimpiyatları’nda, küreselcilerin bir anlamda tek dünya devleti ütopyasının provasını yaptıklarını düşünüyorum. Gerek Son Akşam Yemeği tablosuna yapılan göndermeler, gerekse LGBT propagandası ve Fransız Devrimi’nin resmediliş biçimiyle ulus devlet değerlerine meydan okuyan bir ideoloji sergilendi. Bu tören, küresel kültür ile aile, devlet ve birey kültürünün çatışmasının bir yansımasıydı.

 Yeni dünya düzeni, birey ve toplum üzerindeki etkileriyle nasıl bir dönüşüm öngörüyor?

  • Bu düzende aile bağlarının zayıflaması, bireyin yalnızlaşarak dijital bağımlılığa yönelmesi ve din gibi geleneksel inanç sistemlerinin yerini bir “teknoloji dini” alması hedefleniyor. Estetik ve etik değerlerin sistem tarafından yeniden tanımlanacağı bir ortam yaratılıyor. Sistem, çirkin olanı güzel, güzel olanı değersiz ilan edebilir; bu bir algı yönetimi meselesi.

LGBT hareketine yönelik eleştirilerinizin temelinde ne yatıyor?

  • LGBT meselesine yalnızca cinsel kimlik üzerinden değil, bunun arkasındaki siyasi hedefler üzerinden bakıyorum. Tüm toplumsal hareketlerin bir iktidar amacı vardır ve LGBT de bir istisna değil. Paris’teki açılış töreninde bu hareketin bir propaganda unsuru olarak kullanıldığını gördük. Bu, bireysel kimliklerin değil, küresel bir ideolojinin parçası olan bir örgütlenmenin göstergesidir.
İlginizi çekebilir!  Memiş Okuyucu: Müfredatın ideali, insanlığa iyilik götürme üzerine olmalı

Küresel sermaye ve ideolojilere karşı bireyler ve toplumlar nasıl direnebilir?

  • Propaganda gücü ve algı yönetimi ne kadar güçlü olursa olsun, bireylerin özgün hikâyeleri, geleneksel değerler ve dayanışma gücü, bu sistemlere karşı direnebilir. Örneğin, Türk astsubay Yusuf Dikeç’in hikâyesi gibi küçük bir olay bile, devasa propaganda operasyonlarına galip gelebiliyor. Önemli olan, kendi kültürümüze, değerlerimize ve özgün hikâyelerimize sahip çıkmaktır.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.