Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 3 Mayıs 2024
3 Mayıs Türkiye’de “Türkçülük Günü” olarak kutlanmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi Türk milliyetçiliğinin beyinde ve kalpte yeşermesini “Ne mutlu Türküm!” sözüyle özdeşleştiren, ama kutuplaştırıcılığı yeren biri olarak ‘Türkçülük Günü’nü kısaca açıkladıktan sonra ‘Türk Kimliği’nin tarihi seyri üzerine bir yazı dizisi hazırlamayı düşündüm.
Neden 3 Mayıs, Neden Tükçülük Günü
‘Türkçülük Günü’nün idraki oldukça geç bir tarihte, II. Dünya Harbi’nin dünyayı toz duman ettiği bir dönemde, Almanya’nın Rus steplerinde yenilerek çekilmesi üzerine gerçekleşti. Alman ordusu arasında bulunan ve ön saflara sürülen “Türkistan Lejyonu” esir edilince, Sovyet Rusya tehdidi üzerine Türkiye’de bizzat devlet yöneticileri tarafından “Irkçılık Turancılık Davası” adıyla, çoğu bilim adamı Türk milliyetçileri ‘vatan haini’ gibi nitelendirilerek milletin nazarında Türkçülük ve Turancılık fikrinin itibarının yitirilmesi hedeflendi.
Milliyetçiler, 7 Eylül 1944 – 29 Mart 1945 döneminde sürdürülen 65 oturumluk yargı süreci sonunda çarptırıldıkları muhtelif cezalar üzerine dava Askerî Yargıtay’a taşındı. Önce Sıkıyönetim Mahkemelerinde “usul ve esas yönünden” bozulsa da ‘Türkçü’ oldukları gerekçesiyle bazıları 1.5 yıl hapis ve ‘tabutluk’ adlı zindan hayatı yaşadılar. Zeki Velidi Togan, Üsteğmen Alparslan Türkeş, Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal da dahil Türkçüler 26 Ekim 1945’te Askerî Yargıtay tarafından ayrı ayrı aklandılar. Türkçülerin ilk tutuklama tarihi olan 3 Mayıs ‘Türkçülük Günü’ olarak anılmaktadır. Türkçülük Günümüz kutlu olsun!
Tarihte Türk Kimliği Üzerine İlk Çalışmalar
Tarihte Türk incelemelerini yapan milletlerden ilkinin İtalyanlar olduğu ileri sürülmektedir. Bu çalışmalarda özellikle Türk dili ve edebiyatı ile devlet yönetimi üzerinde durulmuştur. Fransa ise, Türk dili eğitimi ve şarkiyat incelemeleri alanında kurumsallaşan ülkelerden ilkidir. Daha sonra Avusturya ve İngiltere gelmektedir. Bir diğer ülke Rusya ise, Türk kavimlerini araştırmak suretiyle Türk araştırmalarına girmiştir. Bu alana en geç giren ülke Almanya, bugün bu sahada hakim ülkelerden biridir. Küçük, fakat ilmi kapasitesi yüksek olan Macaristan da gelinen günde Türkoloji’nin öncüleri arasında yer almaktadır.
Şarkiyat ve özellikle Türk İmparatorluğu üzerinde mevcut dönemde kalıcı araştırmalar yapan ülkelerin başında İsrail gelmektedir. Öyle ki, yayın itibariyle Ortadoğu tetkiklerini eline geçirmiştir. Macaristan, Türkoloji araştırmalarına kendi milli tarihi açısından önem verirken, İsrail’in amacı daha farklıdır. İsrail, Ortadoğu’da kalıcılığını sağlayabilmek maksadıyla bölgeyi incelemekte ve yeni bir yorum arayışı içine girmektedir. Bu nedenledir ki “Son beş asrın Orta Doğu tarihi araştırmalarına bugün İsrail hâkimdir!” denilebilecek kadar iddialar mevcuttur.
Türkoloji sahasında en kalabalık kadrolar ise ABD ve Rusya’dadır. Zengin kütüphaneleri, araştırma fonları ve araştırmacı kadroları ile donatılan ABD’nin kaynakları Rusya ve Batı Avrupa kadar zengin değilse de kusursuz monografik çalışmaları, araştırmacılara tanınan seyahat imkânları, belge/kitap temini imkânlarıyla tüm diğer ülkelerin önüne çıkmaktadır. ABD üniversiteleri arasındaki rekabet de bu araştırmaların sayısını her geçen gün artırabilmektedir.
Türk kimliğini, Türk medeniyetini anlayabilmek için önce Türk tarihini bilmek gerekmektedir. Tarihçi Arnold Toynbee; Amerika’nın tarihini kendi içinde anlamanın mümkün olmadığını, bunun için Amerika’nın Batı Avrupa ve diğer denizaşırı ülkelerle olan ilişkileri ile Christoph Colombus’un Amerika’yı keşfinden önceki Batı Avrupa kaynaklarına inmek gerektiğini, bunlar olmaksızın federal ve temsili hükümetin, demokrasinin, sanayi devriminin, monogaminin, Hıristiyanlığın Amerikan hayatındaki rolünü anlamanın imkânsız olacağını yazmaktadır.
Rusya’daki Türkçülerden Gumilev de Türkler hakkındaki kitabında “Kendi tarih ve kimliğini bilmeyen, bunun şuurunda olmayan hiçbir kültür gelişemez!” diye yazmaktadır.
Not: Yazı dizisine “Türk Kimliği Üzerine-2” ile devam edilecektir.
Dilinize sağlık 🇹🇷