Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 16 Mayıs 2024
Yunanistan Başbakanı Miçotakis 13 Mayıs 2024’te Ankara ziyaretini gerçekleştirdi. Bir zamanlar Türkiye düşmanlığı tavan yapmış iken son on ayda Ankara’yı 4 kez ziyaret ettiğini söyleyen Miçotakis ile Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesinin öne çıkan konuları ele alındı.
Türkiye – Yunanistan Arasında Görüşülen Konular
İlk öncelikleri ekonomi alanındaki iki ülke için bölgedeki savaş ve çatışmaların yarattığı ortak etkilerle mücadele de ekonomiyi ilgilendirmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı ile İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki katliamı, illegal göçmen geçişleri, deprem ve yangınla mücadelede karşılıklı yardım, terörle ortak mücadele gibi konular üzerinde karşılıklı görüşmeler beklenmekteydi.
Ege’deki hükümranlık, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarında ise taraflar daha temkinli olmayı tercih etmektedirler. Çünkü taraflardan en azından birinin bu konularda şahinleşmesi, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerle başlayan yeni yumuşama dönemini sonlandırabilir. Nitekim Yunanistan’ın 15-17 Nisan 2024 dönemindeki “Okyanuslarımız Konferansı” sırasında Yunan Başbakanı Miçotakis sözde Ege’de çevre koruma bahanesiyle, Türkiye’nin itirazına rağmen deniz kirliliği ile kontrolsüz avlanmaya karşı koruma altına almak maksadıyla koruma alanlarının %80 oranında genişletileceğini” belirtince, ziyareti öncesinde Erdoğan, çevre konusunun “kullanışlı bir paravan olarak görülmesi ve başka tartışmalı durumların gizlenmeye çalışılması”nın doğru olamayacağını vurgulamıştı.
Erdoğan – Miçotakis İkili Basın Açıklamasında Öne Çıkan Konular
Erdoğan’ın Aralık 2023’te Atina ziyaretinde imzalanan “Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi”nde taraflar barış içinde bir arada yaşama konusunda kararlı olundukları açıklandı. Zaten bu imzanın ardından başta dışişleri bakanlıkları olmak üzere bakanlar düzeyindeki ikili görüşmeler ve ziyaretlerde artış yaşandı. Bunların sonucunda Ramazan Bayramı sırasında Türk turistler 7 günlük girişlerle Yunan adalarını ihya ettiler…
İki ülkenin ticaret hacmi 6 milyar dolar civarında ve taraflar bunu 10 Milyar dolara çıkartma hedefi belirlediler. Bu maksatla Türk ve Yunan iş adamları 24 Mart’taki ekonomik işbirliği konseyi ile bu hedefe odaklandılar. Yunanistan, Türkiye’nin ihracatı içerisinde 10’ncu, ithalat Yunanistan’ın ihracatı açısından ise Türkiye 5’nci sırada yer alıyor.
Erdoğan, “azınlıklar” konusuna “Azınlık konusuna iki ülke arasında beşeri bir dostluk köprüsü olarak görüyoruz. İlişkilerimizdeki olumlu atmosferin Yunanistan’daki Türk azınlık ve soydaşlarımızın haklarının karşılanmasına katkı sağlamasını bekliyoruz!” şeklindeki ifadelerle azınlık konusuna özel önem verirken, Miçotakis özellikle “Türk azınlık” yerine “azınlıkların, dini bir azınlık olduğunu Lozan Antlaşması çerçevesinde görebiliriz!” diyerek, “Müslüman azınlığın Yunan siyasetindeki aktif varlığını ‘başarı’ olarak gördüğünü” ve Türkiye’den de Ortodoks Hıristiyan azınlık için aynı şeyi beklediklerini ifade eden diplomatik bir dil kullandı.
Erdoğan’ın “Kıbrıs’ta gerçekler temelinde adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması mühimdir. Böyle bir adımın atılması tüm bölgemizin istikrar ve huzurunu güçlendirecektir!” şeklindeki konuşması Miçotakis tarafından karşılık bulamaz iken, lütfen de olsa Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini ifadeyle, Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki işbirliğine övgüler dizdi.
Taraflar Filistin-İsrail çatışmasında iki devletli çözümde örtüşürlerken, Hamas’ın kimliği konusunda anlaşamadılar. Miçotakis, Hamas’ı terör örgütü diye nitelerken, Erdoğan işgal altındaki ülkesini kurtarmak isteyen “özgürlük savaşçıları” olarak niteledi. Bir diğer tartışılan konu da İstanbul Edirnekapı’daki, tarihi 6’ncı asra kadar dayanan Kariye (Chora) Kilisesi’nin bu ayın başlarında cami olarak hizmete girmesi üzerineydi.
Sonuç itibariyle Erdoğan ziyaret öncesinde “Miçotakis ile uyum iklimi yakaladığımızı düşünüyorum!” demiş olsa da Mart 2022’de Türkiye ziyareti için “Beklenenden daha iyi bir iklimde gerçekleşti!” diyen Miçotakis’in iki ay sonra ABD Kongresi’nde Türkiye aleyhindeki konuşmaları unutulabilir mi? Zaten bu görüşme de “Ne şiş yansın, ne kebap!” anlayışındaydı.