WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 2097183-2,68%
Türk Kimliği Üzerine-2: Türklerin Kökeni

Türk Kimliği Üzerine-2: Türklerin Kökeni

8 Mayıs 2024 13:26
Türk Kimliği Üzerine-2: Türklerin Kökeni
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 06 Mayıs 2024

 

Bu yazı dizimizin ilk bölümünde ‘Türkçülük Günü’nün neden ve nasıl ortaya çıktığını kısaca açıklanmıştı. Ardından ‘Türk kimliği” üzerine tarihteki ilk çalışmaları yapan milletler belirtilmiş, Türkolog Gumilev’in ‘Kendi tarih ve kimliğini bilmeyen, bunun şuurunda olmayan hiçbir kültür gelişemez!’ sözünü bütünleyecek şekilde “Türk Kimliği” başlıklı yazı dizisine başlanmıştı. Türklerin Kökeni ile konuya başlandı.

Türklerin Kökeni ve Diğer Milletlerin Üzerindeki Türk Etkisi Üzerine

Türkler denildiğinde, geniş anlamda; “geçmişi Orta Asya, Sibirya ve Avrasya halklarına ve medeniyetlerine dayanan, Türk dilleri ve lehçeleri ailesini meydana getiren halkların ortak adı” şeklinde bir tanımlama akla gelmektedir. Dar anlamı ile Türkler; “geçmişi Selçuklu-Oğuz medeniyetine dayanan Türkiye, Türkmenistan, Azerbaycan, İran ve Balkanlar’da yaşayan halkların ortak adı” olarak verilmekteydi. Türkler için Türkiye’ye mahsus bir de özel anlam mevcuttur. Bu da; “Türkiye Cumhuriyeti’ni meydana getiren Türk kökenli etnik gruba Türk denir” şeklindedir. Ancak, bu tanım bile Türklük tanımını açıklamakta yeterli olamamaktadır.

Türkologlara göre günümüzde Türk kavmi, Avrasya’nın çeşitli bölgelerinde yaşamış “tarihte yay çekip kullanabilen ve Türkçe konuşan halkların” yeni kuşakları ve boylarıdır. Avrasya’nın çeşitli bölgelerinde yaşayan ve çeşitli tarihsel olaylar nedeniyle Mısır da dahil Avrasya’ya geniş ölçüde dağılmış vaziyette bir kavimler bütünüdür. Bu yüzden gerçekte ‘Türk’ sözcüğü günümüzde Dünya’da yaşayan ve Türk soylu yaklaşık 250 milyon insanı tarif etmektedir.

Yazı dizimizde Türk’ün kimliği, tanımı, Türklerin tarihte sosyolojik ve medeni hayatta oynadıkları roller, Türklerin çevresinde ve özellikle Batı’da bıraktığı imaj, “Türk Kültür Tarihi”ne de değinilerek yer verilecektir. Ağırlıklı olarak Türkiye’nin de dahil olduğu “Batı Türkleri”ne yer verilse de Türkistan’daki Türkler de zaman zaman yer alacaktır.

Türkiye ya da Türk jeopolitiğini daha iyi anlayabilmek için de Türklerin ana yurdu Türkistan’dan itibaren Türk kültürünü ve kimliğini, özelliklerini, İslamiyet ile karşılaşmalarını, Doğu Roma ile ilişkilerini, Haçlı Seferleri ve Anadolu’nun Türkleşmesini hatırlamamız gerekmektedir.

Genel olarak, “Devlet kurmak, millet olmanın doğal bir sonucudur!” diye bilinir. Ancak, tarihte ve çağımızda hiçbir devlet kurmamış, ya da ihtiyaç hissetmemiş milletlerin de varlığı bir gerçektir. Bu arada devlet kurmuş milletlerin pek çoğunun da tarihi gelişmelerinin sadece bir bölümü kurdukları devletin topraklarında geçmiştir. Oysa tarihe bakıldığında daha ilk çağlardan beri ve farklı coğrafyalarda farklı Türk devletlerinin devam ettiği görülmektedir. Nesilden nesile sürdürülen bu devlet hayatı, adeta Türk milletinin her ferdinin şuurunda kök salmıştır. Zira, Türk tarihi boyunca, bir Türk devleti yıkılırken, enkazı üzerinde bir başkası yükselmiştir. Bunun içindir ki, Türk ferdinin şuurunda devlet hayatı kök salmıştır diyoruz.

Şayet, Çin’den Avrupa’ya, Orta Doğu’dan Rusya’ya, Sibirya’dan Hint Yarımadası’na, Fas’a kadar uzanan coğrafyanın geçmişteki zaman diliminden “Türk”ü çıkaracak olursak, bu topraklarda kök salmış olan Rus, Çin, Arap, Acem, Hint, Moğol, Bulgar, Yunan, Gürcü, Macar, Avusturya, Leh, Sırp, Arnavut ve daha birçok milletin ve Haçlı Seferleri nedeniyle İslamiyet ve Hıristiyanlığın tarihleri eksik kalacaktır.

Öntürkler bir yana bırakılırsa Türkler eski çağlardan yakın çağlara uzanan, neredeyse 2.500 yıla uzandığı ileri sürülen tarihleri boyunca, maddi ve manevi unsurlar arasında daha fazla denge kurabilmişler, bu sayede görkemli dönemler yaratmış bir millettir. Geçmişinde itidal ve ihtiyatı ile vakar ve adaleti ile öne çıkan Türk milleti, dini ve insani duygulara bağlı kalmış ve bunların ahengi üzerinde bir dünya hakimiyeti düşüncesine inanmıştır. Üç kıta üzerindeki geniş bir coğrafyada kurulan tarihi Türk hâkimiyeti, bir dünya hâkimiyeti düşüncesi dengesi içerisinde gelişmiş, bu sebepledir ki, ani yükseliş ve sukut inkılaplarına da pek fazla maruz kalmamıştır.

Not: Yazı dizisine “Türk Kimliği Üzerine-3” ile devam edilecektir.

Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.