0

BEĞENDİM

0

Uzman Klinik Psikolog Rabia YAVUZ – 02 Nisan 2024

Ramazan ayının son günlerine şahit olduğumuz bu günlerde Hz. Muhammed’in (sav) adet edindiği bir davranışından bahsetmek isterim. Rivayetlere göre Ramazan ayının son on gününden bir gecede yani Kadir gecesinde vahyin ilk ayetleri peygamberimize ulaştı. Kalabalıklar içinde, çarşıda, pazarda ya da mükellef sofraların eşliğinde bir akşamda ulaşmadı kutsal sözler. Konforun olmadığı bir mağarada, yalnız ve düşünceler içindeyken Alak suresinin ilk ayetleri ile nüzul süreci başladı. Peygamber efendimiz Ramazan ayının son on gününü aynı ilk mesajlarla tanıştığı gecede olduğu gibi tek başına ve tefekkür ile geçirmeye devam etti. Dünyayla ilişkimizi en aza indirerek daha fazla ibadet ve tefekkür eşliğinde kendimizle baş başa kaldığımız ve adına itikâf dediğimiz bu uygulama sırasında insanlardan uzaklaşmak ve kendine yönelmek esastır.

Bizim gibi televizyon, internet ya da telefonlar olmadan değil bir günü bile geçirmek zor olabilirken on günü kendimizle baş başa geçirmek pek de kolay olmayabilir. Bunca ayartıcıdan uzaklaşsak bile yine de sahih bir itikaf için tek başınalık ile yalnızlık arasında da ayrım yapmak gerekebilir. Kendinle baş başa olmak kişinin anlam arayışının bir sonucu olarak yaşanır yalnızlığın aksine. Örneğin, Erich Fromm kendiyle baş başa kalabilmeyi bireyin kendi iç dünyasını keşfetmesi için faydalı bir fırsat olarak görmektedir. Bu fırsat sayesinde kendimizi keşfetmek için bir zaman ve zemine kavuşabilir ve manevi yönlerimizi güçlendirebiliriz. Ahmet Canan Karakaş’ın yakın zamanda yaptığı “İtikâfın Manevi Zekâ, Dinî Şuur ve Endişe Şiddeti Üzerine Etkisi” isimli araştırmanın sonuçlarında itikaf uygulamasının sadece manevi dünyamızı geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda anksiyete seviyelerimizi de düşürdüğü görülmüş. Çalışmanın bulgularından bir diğeri de daha az kaygılı ve daha mutlu bir hayat şansı yakalamak isteyenlere tavsiye edilen itikafın bireylere önceliklerini yeniden değerlendirme fırsatı vermesi olmuş.

İç dünyamızı keşfetmek, önceliklerimizi değerlendirmek, muhakeme gücümüzü geliştirmek ve zaaflarımızı bulup düzeltebilmek için hem kendimizle hem de diğerleriyle beraber olmaya aynı oranda özen göstermeyi deneyebiliriz. On gün olmasa da yine de kendimizle baş başa kalma becerimizi geliştirmek için bir yerden başlayabiliriz. Her söylenildiği gibi bir sıfırdan büyüktür ve başlamak bitirmenin yarısıdır.