WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,2251 0.06%
EURO 35,1215 0.08%
ALTIN 2.508,120,31
BITCOIN 2139677-0,76%
Türk Subaylarına ‘NATO’cu’ Yaftası Yakışıksızlığı Üzerine

Türk Subaylarına ‘NATO’cu’ Yaftası Yakışıksızlığı Üzerine

6 Mayıs 2024 14:50
Türk Subaylarına ‘NATO’cu’ Yaftası Yakışıksızlığı Üzerine
0

BEĞENDİM

Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 5 Mayıs 2024

 

Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) yabancı ülkeler ve milletler zayıflatamaz. Ancak ve ancak içimizden birileri bunu yapabilir. Nitekim FETÖ darbe girişimi sırasında bunun acı sonuçları görüldü. Öte yandan TSK’nın güzide komutan ve kurmay subaylarını hala NATO’cu, FETÖ’cü gibi görenler, 15 Temmuz 2016 tarihli FETÖ darbe girişimini TSK darbesi gibi göstermek isteyen bedbahtlar olunca, bu konu ele alındı.

Türk Subayının Bazı Özellikleri

TSK’nin askeri lisesinden başlayarak en üst düzeydeki eğitim birimlerinde eğitim/öğrenim gören, dekan ve öğretim üyesi, emeklilikte Milli Güvenlik Akademisi ve Milli Savunma Üniversitesi’nde (Kara Harp Okulu, Deniz Harp Enstitüsü) yarı zamanlı öğretim üyeliği yapan biri olarak TSK eğitim/öğretim kurumlarını bildiğimi söylemek mümkündür. 2008’de hortlatılan kumpas davaları üzerine yayınlatmadığım TSK tarihi hakkındaki kitabımda yer verildiği gibi, Türk subayının bazı hasletleri şöyledir: Geleceğin komutanlarına TSK’nin ruhu ve motivasyonu harp okullarında öğretilir. Mezun subaylar da aynı ruhu yasalar çerçevesinde emrindeki birlik/kurumlarda uygulamaya çalışır. Yaşamın her saniyesine disiplinin hükmettiği askeri okullarda sabahları kalkıştan itibaren planlı bir günlük yaşam, bu hayatı yaşamayanlara göre “çelik gömlek” giymek veya “çeliğe su vermek!” diye nitelendirilebilmektedir.

Bu şekilde yetişen Türk subayları ile Batılı subaylar karşılaştırıldığında; “Batılı subay için önce kendisi gelir, sonra ailesi ve sonunda vatanı. Türk subayının için ise önce vatanı, sonra ailesi ve en sonunda kendisi gelir!” Türk subaylarına yakıştırılan bu özellik, subay ve komutanların emir komuta ettikleri personeline yurt savunmasında “Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum!” dedirtecek ve uygulatacak ruhun kazandırılmasında çok önemlidir. Sınavlarla harp okullarına seçilen öğrenciler hakkında MİT’te yuvalanan FETÖ’cüler sebebiyle raporlar engellenince, bu kurumlar da FETÖ ve cemaatçilerin istilasına uğramışlardı. Bunun sonucunda FETÖ askeri öğrencilerin beyinleri, yurt sevgisi yerine bir kişiye ipotek edilmiştir.

Kurmay Subaylara NATO’cu Diye Takıntısı Olan ve TSK’yı Tanıyamayanlara

Ülkemizde askeri strateji, güvenlik politikaları ve jeopolitik konularında “Elifi görse mertek sanacak!” kadar cahil olanların bu konularda yazıp konuştuğunu görebiliyoruz. Benzer şey kurmay subaylar için “2000’li yıllara kadar kendi milletinin değerlerine yabancılaşan, karargâhlarda tutulup yurtdışına gönderilen, kendi ordusuna tepeden bakan, terfi hırsı millî icaplar yerine kendisinden istenen rolü oynamaya başlayan NATO Subayı’na dönüşüyor!” diyebiliyor. Bu ne kıskançlık, bu ne kin, hatta bu ne düşmanlık? Bu gafiller içinde görev yaptığı TSK’yı ya bilmiyor ya da FETÖ’cüler gibi TSK’nin altını oymaya çalışıyor.

Hemen tamamı yoksul veya orta halli ailelerin çalışkan ve zeki çocukları iken askeri okul sınavlarını kazanan, subay naspedilince Harp Akademisi’nin 4 günlük oldukça zor sınavlarını kazanıp karargah ve kıta görevlerinde “vatan için her şeyini feda edebilecek” hale dönüşen bu güzide subaylara NATO’cu diyenlerin iftiraları 2008’de başlayan Ergenekon-Balyoz vb kumpas davalarını güdenlerden farksızdır. Terfilerde ve dış görevde şart koşulan kıta görevine rağmen, kıta görevi yapmadığı iftirası kurmaylarla olmayanlar arasına nifak sokulmaktadır. Tıp fakültesi mezunu pratisyen hekim, alanında uzmanlaşan bir profesör veya doçent kadar yeterli olamaz. Kurmay subay da dünyanın tüm ordularında taktik ve strateji alanındaki uzmanlarıdır.

Atatürk, İsmet Paşa, Maraşal Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir Paşa gibi tarihi şahsiyetler sadece karargahta değil, muharebe alanlarında da başarılı kurmay subaylar ve komutanlardı. TSK’nin son 50 yılında NATO’da en uzun süre görev alanlardan Tuncer Kılınç Paşa, 2002’de “Artık doğuya da bakmamız gerekli!” dediği için ABD-FETÖ hışmına uğradı. Gerçek Türk kurmay subayı FETÖ’ye de devlet adamlarına değil yalnız milletine ve devletine biat eder.

Sonuç itibariyle en hafifiyle bu cahiller NATO’ya girme/devamın Meclis iradesi (ve hükümet kararı) olduğunu bilseler Türk kurmay subaylarına ve komutanlarına hakaret etmezlerdi.

Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (2)
    • İbrahim Akh

      Ömrünüze kaleminize sağlık tebrik ederim….

      Yanıtla
      +0
      -0
    • A.Yasar YÜCEOKUR

      Sayin Yavuz bey yazinizi titizlikle okudum. Verdiginiz bilgilerden dolayi tesekkürlerim arz ederim. Kalin saglicakla. Hörmetlerimle. Tanri TÜRKÜ KORUSUN YASATSIN VE YÜCELTSIN

      Yanıtla
      +0
      -0