Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 5 Mayıs 2024
Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) yabancı ülkeler ve milletler zayıflatamaz. Ancak ve ancak içimizden birileri bunu yapabilir. Nitekim FETÖ darbe girişimi sırasında bunun acı sonuçları görüldü. Öte yandan TSK’nın güzide komutan ve kurmay subaylarını hala NATO’cu, FETÖ’cü gibi görenler, 15 Temmuz 2016 tarihli FETÖ darbe girişimini TSK darbesi gibi göstermek isteyen bedbahtlar olunca, bu konu ele alındı.
Türk Subayının Bazı Özellikleri
TSK’nin askeri lisesinden başlayarak en üst düzeydeki eğitim birimlerinde eğitim/öğrenim gören, dekan ve öğretim üyesi, emeklilikte Milli Güvenlik Akademisi ve Milli Savunma Üniversitesi’nde (Kara Harp Okulu, Deniz Harp Enstitüsü) yarı zamanlı öğretim üyeliği yapan biri olarak TSK eğitim/öğretim kurumlarını bildiğimi söylemek mümkündür. 2008’de hortlatılan kumpas davaları üzerine yayınlatmadığım TSK tarihi hakkındaki kitabımda yer verildiği gibi, Türk subayının bazı hasletleri şöyledir: Geleceğin komutanlarına TSK’nin ruhu ve motivasyonu harp okullarında öğretilir. Mezun subaylar da aynı ruhu yasalar çerçevesinde emrindeki birlik/kurumlarda uygulamaya çalışır. Yaşamın her saniyesine disiplinin hükmettiği askeri okullarda sabahları kalkıştan itibaren planlı bir günlük yaşam, bu hayatı yaşamayanlara göre “çelik gömlek” giymek veya “çeliğe su vermek!” diye nitelendirilebilmektedir.
Bu şekilde yetişen Türk subayları ile Batılı subaylar karşılaştırıldığında; “Batılı subay için önce kendisi gelir, sonra ailesi ve sonunda vatanı. Türk subayının için ise önce vatanı, sonra ailesi ve en sonunda kendisi gelir!” Türk subaylarına yakıştırılan bu özellik, subay ve komutanların emir komuta ettikleri personeline yurt savunmasında “Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum!” dedirtecek ve uygulatacak ruhun kazandırılmasında çok önemlidir. Sınavlarla harp okullarına seçilen öğrenciler hakkında MİT’te yuvalanan FETÖ’cüler sebebiyle raporlar engellenince, bu kurumlar da FETÖ ve cemaatçilerin istilasına uğramışlardı. Bunun sonucunda FETÖ askeri öğrencilerin beyinleri, yurt sevgisi yerine bir kişiye ipotek edilmiştir.
Kurmay Subaylara NATO’cu Diye Takıntısı Olan ve TSK’yı Tanıyamayanlara
Ülkemizde askeri strateji, güvenlik politikaları ve jeopolitik konularında “Elifi görse mertek sanacak!” kadar cahil olanların bu konularda yazıp konuştuğunu görebiliyoruz. Benzer şey kurmay subaylar için “2000’li yıllara kadar kendi milletinin değerlerine yabancılaşan, karargâhlarda tutulup yurtdışına gönderilen, kendi ordusuna tepeden bakan, terfi hırsı millî icaplar yerine kendisinden istenen rolü oynamaya başlayan NATO Subayı’na dönüşüyor!” diyebiliyor. Bu ne kıskançlık, bu ne kin, hatta bu ne düşmanlık? Bu gafiller içinde görev yaptığı TSK’yı ya bilmiyor ya da FETÖ’cüler gibi TSK’nin altını oymaya çalışıyor.
Hemen tamamı yoksul veya orta halli ailelerin çalışkan ve zeki çocukları iken askeri okul sınavlarını kazanan, subay naspedilince Harp Akademisi’nin 4 günlük oldukça zor sınavlarını kazanıp karargah ve kıta görevlerinde “vatan için her şeyini feda edebilecek” hale dönüşen bu güzide subaylara NATO’cu diyenlerin iftiraları 2008’de başlayan Ergenekon-Balyoz vb kumpas davalarını güdenlerden farksızdır. Terfilerde ve dış görevde şart koşulan kıta görevine rağmen, kıta görevi yapmadığı iftirası kurmaylarla olmayanlar arasına nifak sokulmaktadır. Tıp fakültesi mezunu pratisyen hekim, alanında uzmanlaşan bir profesör veya doçent kadar yeterli olamaz. Kurmay subay da dünyanın tüm ordularında taktik ve strateji alanındaki uzmanlarıdır.
Atatürk, İsmet Paşa, Maraşal Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir Paşa gibi tarihi şahsiyetler sadece karargahta değil, muharebe alanlarında da başarılı kurmay subaylar ve komutanlardı. TSK’nin son 50 yılında NATO’da en uzun süre görev alanlardan Tuncer Kılınç Paşa, 2002’de “Artık doğuya da bakmamız gerekli!” dediği için ABD-FETÖ hışmına uğradı. Gerçek Türk kurmay subayı FETÖ’ye de devlet adamlarına değil yalnız milletine ve devletine biat eder.
Sonuç itibariyle en hafifiyle bu cahiller NATO’ya girme/devamın Meclis iradesi (ve hükümet kararı) olduğunu bilseler Türk kurmay subaylarına ve komutanlarına hakaret etmezlerdi.
Ömrünüze kaleminize sağlık tebrik ederim….
Sayin Yavuz bey yazinizi titizlikle okudum. Verdiginiz bilgilerden dolayi tesekkürlerim arz ederim. Kalin saglicakla. Hörmetlerimle. Tanri TÜRKÜ KORUSUN YASATSIN VE YÜCELTSIN