Twitter Katili olarak bilinen Takahiro Shiraishi Japonya’da idam edilirken, dokuz kurbanını sosyal medyada nasıl tuzağa çekip öldürdüğü ortaya çıktı.
Japonya’da Üç Yıl Sonra İlk İdam: Shiraishi’nin Sonu
Japonya, 2022’den bu yana ilk kez bir mahkûmun idamını gerçekleştirdi. Ölüm cezasına çarptırılan kişi, kamuoyunda “Twitter Katili” olarak bilinen Takahiro Shiraishi oldu.
Shiraishi, 2017 yılında dokuz kişiyi hunharca öldürmesiyle Japonya’yı sarsmıştı. Tokyo yakınlarında gözaltına alındığında işlediği tüm cinayetleri detaylarıyla itiraf etmişti. Mahkeme 2020’de verdiği kararla onu idama mahkûm etmiş, infaz ise bugün sabah saatlerinde uygulandı.
Kurbanları Nasıl Seçti: Twitter’da Ölümcül Ağ
Shiraishi’nin cinayet yöntemi Japonya’da dijital suç tartışmalarını da alevlendirdi. Katil, 15 ile 26 yaşlarındaki çoğu genç kadın olan kurbanlarını Twitter’da (günümüzde X) buluyordu.
Polis raporlarına göre, Shiraishi özellikle intihar eğiliminde olan kişileri hedef aldı. Onlara “ölmelerine yardım edebileceğini” söyleyerek güvenlerini kazandı ve evine davet etti. Kurbanlar çoğu zaman depresyonda veya yaşamaktan vazgeçmiş durumdaydı. Bu kırılganlık Shiraishi’nin planını kolaylaştırdı.
Ölüm Evinde Dehşet: Boğarak Öldürdü ve Parçaladı
Adalet Bakanı Keisuke Suzuki infaz sonrası yaptığı açıklamada korkunç detayları paylaştı:
“Dokuz kurban dövülerek ve boğularak öldürüldü, ardından parçalandı. Bazı parçalar kutularda saklandı, bazıları çöpe atıldı.”
Shiraishi, kurbanlarının cesetlerini parçalayıp evdeki soğutucularda gizledi. Polis eve baskın yaptığında soğutucuların içi korkunç bir manzarayla doluydu. Zanlı, cinayetleri sorguda ayrıntılı bir şekilde itiraf etti.
Planlı Tuzak: Sosyal Medyanın Karanlık Yüzü
O dönemde Japonya’da sosyal medyanın denetimi büyük tartışma konusu oldu. Shiraishi, Twitter’da kurbanlarına ölüm üzerine felsefi konuşmalar yapıyor ve onları ölüm fikrine ikna etmeye çalışıyordu.
Polis kaynaklarına göre Shiraishi kurbanlarının çoğunu intihar eğilimli konuşmalardan tanıyor, onların bu zayıf noktasını istismar ediyordu. “Ölmek isteyenlere yardım edeceğim” vaadi, aslında bir ölüm tuzağıydı.
Japonya’da İdam Sistemi ve Tartışmalar
Shiraishi’nin idamı Japonya’da infaz sistemini ve ölüm cezası tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Japonya, G7 ülkeleri arasında ABD ile birlikte hala idam cezasını uygulayan iki ülkeden biri konumunda.
Ülkede yapılan 2024 tarihli bir ankete göre halkın yüzde 83’ü idam cezasını “kaçınılmaz” buluyor. Ancak uluslararası insan hakları örgütleri Japonya’yı infaz sisteminin şeffaf olmaması nedeniyle eleştiriyor.
Örneğin mahkûmlar infaz gününü sadece birkaç saat önce öğreniyor. Ayrıca infazlar yalnızca asılarak gerçekleştiriliyor. Aralık 2023 itibarıyla Japonya’da 107 mahkûm ölüm hücresinde infaz sırasını bekliyordu.
İdam Kararının Arkasındaki Deliller ve İtiraflar
Shiraishi’nin 2017’deki cinayet serisi, Japon polisi için de dehşet verici bir keşif sürecine dönüştü. Ekim 2017’de Tokyo yakınlarında yapılan baskında, apartman dairesinde bulunan soğutucularda ceset parçaları günlerce incelendi.
Zanlı, sorguda bütün cinayetleri en ince ayrıntısına kadar anlattı ve suçunu kabul etti. Kurbanların çoğunun genç kadınlar olması, Japonya’da kadın güvenliği ve dijital suçlar üzerine yeni bir toplumsal tartışmayı da beraberinde getirdi.
Mahkeme Kararı: En Ağır Ceza
2020’de Tokyo’daki mahkeme Shiraishi’yi suçlu bularak idam cezasına mahkûm etti. Kararda zanlının kurbanlarını önceden planlı şekilde kandırması, öldürmesi, cesetleri parçalayarak gizlemesi ağırlaştırıcı unsurlar olarak belirtildi.
The Guardian’ın aktardığına göre bugünkü infaz, Japonya’da 2022’den bu yana ilk kez uygulanan ölüm cezası oldu.
Adalet Bakanı’ndan Açıklama: Toplumsal Güvenlik Mesajı
İdamdan sonra Japonya Adalet Bakanı Keisuke Suzuki bir basın toplantısı düzenledi. Açıklamasında Shiraishi’nin suçlarını “soygun, tecavüz, cinayet, ceset parçalama ve gizleme” olarak sıraladı.
Suzuki, bu tür ağır suçların cezasız kalmayacağını ve toplumda güvenliği sağlamak adına adalet sisteminin en sert cezayı uyguladığını vurguladı. Japon hükümeti ise idam cezasını savunarak, toplumun bu konudaki desteğini hatırlattı.
Dijital Platformlar Üzerinden İşlenen Suçlar
Shiraishi’nin yöntemleri dijital platformların suç için nasıl araçsallaşabileceğini gözler önüne serdi. Twitter’da kurduğu ölümcül iletişim ağı, yalnızca Japonya’da değil dünya genelinde sosyal medyanın denetimi ve kullanıcı güvenliği konularını tartışmaya açtı.
Japon hükümeti ve platformlar, bu süreçten sonra kullanıcı güvenliğini artırmak için yeni adımlar atacaklarını açıkladı. Özellikle intihar eğilimi gösteren kullanıcıların hedef alınmasını engelleyecek denetim mekanizmaları gündeme geldi.
Toplumda Şok Etkisi ve Tartışmalar
Shiraishi’nin yakalanması ve cinayetlerin açığa çıkması Japonya’da büyük bir şok yarattı. Olayın ortaya çıkmasının ardından sosyal medyada özgürlük ile güvenlik dengesi de sorgulanmaya başlandı.
Aileler, sosyal medya şirketlerinden daha sıkı kimlik doğrulama ve içerik takibi talep ederken, insan hakları grupları ise denetimin ifade özgürlüğünü sınırlamaması gerektiğini savundu.