Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde 2 milyardan fazla insanı etkileyen bir sorun olan göz bozuklukları ve körlük, normalde görülmesi gereken mesafedeki ve boyuttaki nesnelerin doğru şekilde görülememesi olarak tanımlanabilir. Bu bozukluklar, görme keskinliğinin azalmasıyla karakterizedir. Göz bozuklukları terimi, miyopi, hipermetropi ve astigmat gibi kırma kusurlarını içerirken, katarakt, glokom, üveit gibi göz hastalıkları da görme sorunlarına neden olabilir.

Araştırmalar, özellikle kırma kusurlarının gelişiminde kalıtsal faktörlerin rol oynayabileceğini göstermektedir. Çevresel etmenler, özellikle güneş ışığına maruziyet gibi faktörlerin de göz bozukluklarına katkıda bulunabileceğini gösteren bazı çalışmalar bulunmaktadır. Ancak genellikle, genetik faktörlerin göz bozukluklarının temel nedeni olduğu belirtilmektedir. Kırma kusurları, renk körlüğü, körlük gibi göz bozukluklarında da genetik faktörlerin etkisi olabilir. “Görme bozuklukları genetik mi?” veya “Göz bozuklukları anneden mi babadan mı geçer?” gibi soruların cevapları ve göz bozukluklarında genetik faktörlerin rolüne ilişkin daha fazla detay, yazının ilerleyen bölümlerinde açıklanacaktır.

 

Göz Bozuklukları Genetik Midir?

Görme bozuklukları toplumda oldukça yaygın olan bir sorundur ve “Göz bozuklukları genetik mi?” sorusu, görme sorunları yaşayanların sık sık uzmanlara sorduğu bir sorudur. Çok sayıda çalışma, göz bozukluklarının büyük çoğunluğunun genetik olarak aktarılabildiğini göstermektedir. Normal koşullarda, dışarıdan gelen ışığın retina üzerinde doğru bir şekilde odaklanması gerekir. Işık, öncelikle gözün ön kısmındaki kornea tabakasında kırılır, ardından kornea ve iris tabakasının arkasında yer alan lens üzerinde kırılır. Ancak ışığın kırılması sürecinde bir aksaklık oluşursa, retina üzerinde ışığın doğru şekilde odaklanamamasına ve sonuç olarak görme bozukluklarına neden olabilir. Genetik göz bozukluklarından en yaygın olanları arasında kırma kusurları bulunmaktadır. Bu kusurlar şunlardır:

Miyopi: Miyop kırma kusuruna sahip kişiler, yakındaki nesneleri net olarak görebilirken uzaktaki nesneleri net olarak göremezler. Bu durum, ışığın retina yerine retinanın önüne düşmesinden kaynaklanır. Yapılan araştırmalar, net görmeyi etkileyen 200’den fazla genin rol oynadığını göstermektedir.

Hipermetropi: Hipermetropiye sahip kişiler, uzaktaki nesneleri net olarak göremezlerken yakındaki nesneleri de odaklayamazlar. Bu durum, göz küresinin ön-arka ekseni normalden kısa olduğu için ışığın retina arkasında odaklanmasından kaynaklanır. Hipermetropinin çocukluk döneminde en yaygın kırma kusuru olması, kalıtsal faktörlerin rolünü vurgular.

Astigmatizma: Astigmatizmada, retina üzerine ışık düzensiz bir şekilde düşer ve sonuç olarak bulanık ve dalgalı görüntüler oluşur. Bu kırma kusurunun nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, yapılan araştırmalar, birinci dereceden akrabalarında astigmatizma bulunan kişilerde astigmat gelişme riskinin 2 kat arttığını göstermektedir.

Yukarıda belirtilen kırma kusurlarının yanı sıra, katarakt, renk körlüğü gibi göz hastalıklarında da genetik faktörler rol oynayabilir.

Göz Bozuklukları Anneden mi, Babadan mı Geçer?

Göz hastalıklarının genetik kökeni karmaşıktır ve 200’den fazla genin göz bozukluklarına yol açabileceği bilinmektedir. Bu genlerin birinde veya birkaçında mutasyon olması göz bozukluklarına sebep olabilir. İnsanlarda 23 çift kromozom bulunur; bunlardan biri veya birkaçı göz sağlığını etkileyebilir. Üreme hücrelerinin birleşmesi sırasında, kadından 23 ve erkekten 23 kromozom gelir. Eşey kromozomları, diğerlerinden farklıdır ve kadınlar XX, erkekler ise XY olarak temsil edilir. Bazı araştırmalar, renk körlüğü gibi görme bozukluklarının gelişiminde X kromozomunun önemli bir rol oynadığını öne sürmektedir. Bu nedenle, annesinde miyop gibi bir kırma kusuru olan çocuklarda görme bozukluğu riski daha yüksek olabilir. Bununla birlikte, döllenme sırasında X kromozomu taşıyan bir sperm yumurtayı döllerse, babasında görme sorunu olan kişilerde renk körlüğü, miyop veya hipermetrop gibi görme sorunları görülebilir.

Hangi Göz Bozuklukları Genetiktir?

Birçok göz bozukluğu genetik geçişle ilişkilendirilebilir. Bu rahatsızlıklar arasında şunlar bulunmaktadır:

Glokom: Halk arasında “göz tansiyonu” olarak bilinen glokom, göz içi basıncının artmasıyla görme sinirlerinin zarar görmesiyle ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Genellikle bebeklik veya çocukluk döneminde, diğer sistemik sağlık sorunlarından bağımsız olarak gelişebilir. Glokomun bazı gen mutasyonlarıyla ilişkili olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, glokom öyküsü olan ailelerde bu hastalığın gelişme riski daha yüksektir.

Katarakt: Katarakt, göz merceğinin bulanıklaşması ve şeffaflığını kaybetmesi sonucu ortaya çıkan bir görme bozukluğudur. Doğal yaşlanma süreciyle ilişkilendirilse de, bazı durumlarda bebeklik veya çocukluk çağında da görülebilir. Konjenital kataraktın her 10.000 canlı doğumda yaklaşık 6,31’inde görüldüğü bilinmektedir. Bu durum, kataraktın yalnızca kendisiyle değil, aynı zamanda diğer görme sorunlarıyla birlikte de ortaya çıkabileceğini göstermektedir.

Kırma kusurları: Miyop, hipermetropi ve astigmatizma gibi kırma kusurlarının genetik faktörlerle ilişkili olduğu bilinmektedir.

 

Renk Körlüğü Genetik Midir?

Renk körlüğü, genellikle kişinin kırmızı, yeşil ve mavi renkleri ayırt edememesi olarak tanımlanan kalıtsal bir görme bozukluğudur. Bu durum, fotoreseptörlerde pigment eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkar ve genellikle anne veya babadan geçer. Özellikle kırmızı-yeşil renk körlüğü, X kromozomu üzerinden aktarılır. Erkeklerde, anneden sadece bir X kromozomu alındığı için, bu kromozomdaki renk körlüğü geni varsa renk körlüğü riski yüksektir.

Dişilerde ise, iki X kromozomu bulunur ve renk körlüğü için her iki kromozomda da ilgili genin bulunması gerekir. Bu nedenle, erkeklerde renk körlüğü görülme olasılığı, dişilere kıyasla daha yüksektir. Ancak, mavi göz rengi gibi diğer genetik özelliklerin oluşumunda da genetik faktörler karmaşıktır. Göz rengi genetiği, çeşitli genlerdeki mutasyonlar sonucu belirlenir ve mavi göz renginin son 6.000 ila 10.000 yıl içinde ortaya çıktığına dair bazı araştırmalar bulunmaktadır.

Körlük Genetik midir?

Körlük, hem doğuştan gelen bir durum olabilir hem de sonradan gelişebilir. Yapılan araştırmalar, çocuklarda meydana gelen körlüğün yaklaşık %30-50’sinin genetik faktörlere bağlı olduğunu göstermektedir. Bazı bebeklerde körlük doğuştan gelebilirken, bazı durumlarda genetik yatkınlık sonucunda ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabilir. Glokom ve katarakt gibi hastalıklar, körlüğe neden olan önemli sağlık sorunları arasındadır.

Göz Bozuklukları Çevresel Etkilerle Oluşabilir mi?

Göz bozuklukları, genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkilerin de rol oynayabileceği birçok durumda ortaya çıkabilir. Bu durumlar, göz sağlığını etkileyen önleyici faktörler olarak bilinir. Örneğin, fazla ekran başında vakit geçirme, yetersiz vitamin ve mineral alımıyla beslenme, güneş ışınlarına aşırı maruz kalma gibi durumlar zamanla görme kalitesinin azalmasına neden olabilir. Ayrıca, diyabet gibi kronik hastalıklar da göz sinirlerinde tahribata yol açabilir. Araştırmalar, miyopi gibi kırma kusurlarının gelişiminde hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkili olduğunu göstermektedir. Bu çalışmalara göre, miyopik ebeveynlere sahip ve aynı zamanda uzun süre ekran karşısında zaman geçiren bireylerde kırma kusurlarına daha sık rastlanmaktadır.

Anne ve Babasında Göz Bozukluğu Olmayan Birinde Göz Bozukluğu Olabilir Mi?

Bir kişinin anne ve babasında göz bozukluğu olmayan durumda bile göz bozukluğuna sahip olması mümkündür. Göz bozuklukları, genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etmenler tarafından da tetiklenebilir. Örneğin, diyabet veya hipertansiyon gibi kronik sağlık sorunları veya travma gibi dış etkenler göz bozukluklarına yol açabilir.

Görme sorunları, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir. Görme keskinliği ile ilgili herhangi bir sorun yaşıyorsanız, uzman bir göz doktorundan randevu almayı ertelememelisiniz.

DİĞER SAĞLIK HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ!