WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,2669 -0.04%
EURO 35,0630 -0.12%
ALTIN 2.465,31-0,02
BITCOIN 2110191-0,78%
Büşra As

Büşra As

10 Mayıs 2024 Cuma

    Evlilik Doyumunu Yakalamak

    Evlilik Doyumunu Yakalamak
    0

    BEĞENDİM

    Büşra AS – 10 Mayıs 2024

     

    Gündelik hayatta birçok işle meşgul oluyoruz. Gün 24 saat ama çoğumuz zamanın yetmediğinden yakınıyoruz. İşimize, arkadaşlarımıza, ailemize dengeli bir biçimde zaman ayıramıyoruz. Hızlı geçen bu zaman dilimleri bizi aceleci olmaya itiyor. Katıldığımız bir davetten, yediğimiz yemekten, yaptığımız bir sohbetten zevk alamıyoruz. Bu durumlar ikili ilişkilerde de bizleri daha tahammülsüz bir tavra itiyor.

    Gündelik hayattaki koşuşturmalar hayatımızın birçok alanını etkilediği gibi evlilik hayatımızı da yansıyor. Hayattan zevk alamamak, aceleci davranmak, psikolojik olarak iyi hissetmemek evlilik doyumuna etki ediyor.

    Evlilik Doyumu

    Evlilik, bireylerin birbirleriyle; bağlılık, saygı, sevgi, hoşgörü gibi duyguları karşılıklı olarak yaşadıkları ve ortak hedef ve hayalleri doğrultusunda yaşamlarını sürdürdükleri bir yapıdır. Evlilik doyumu çiftlerin evliliklerini nasıl değerlendirdiği ile ilgili bir süreçtir. Yani evlilik bireyin beklentilerini karşılıyorsa, evlilik hayatı içinde olumlu duygu ve durumları sıklıkla yaşayabiliyorsa bu durumda evlilik doyumundan bahsedebiliriz. Fakat tam tersi birey evlilik içinde duygusal anlamda kayıplar yaşıyorsa ve evlilik hayatından lezzet alamıyorsa burada evlilik doyumunun azaldığından söz etmeye başlayabiliriz.

    Evlilik Doyumunu Nasıl Arttırabiliriz?

    Zaman yönetimini iyi yapamamak, iş hayatının yoğunluğu, dikkat dağınıklığı, odaklanma sorunu ve teknoloji bağımlılığı gibi durumlar evlilik doyumunu etkileyen nedenlerden bazıları olarak karşımıza çıkabilir. Eğer zamanı etkili yönetemediğinizi düşünüyorsanız, bu durumdan evlilik hayatınızda etkilenmiş olabilir. O halde eşinizle olan ilişkinizi yeniden gözden geçirmek ve bir değerlendirme yapmak gerekli olacaktır. Sevginizi dile getirmek ve çeşitli göstergelerle(hediye, mesaj, sohbet vb.)ifade etmek, etkili iletişim, problemleri çözmek, kaliteli tartışmalar, birlikte daha sık zaman geçirmek ve eşlerin birbirine her konuda destek vermesi evlilik doyumunu arttırma konusunda sizlere yardımcı olabilecek bazı ipuçlarındandır. Bu konuyu değerlendirirken özeleştiri yapmak ve eşinizin de görüşlerini savunma yapmadan sadece dinlemek ve eşinizden beklentilerinizi suçlayıcı bir üslup olmadan dile getirmek bu konuda işinizi kolaylaştırabilir.

    Çocuklarda Bu Durumdan Etkilenebilir

    Bazı anne babalar mükemmel olmaya odaklanırlar. Çok iyi bir anne olmak, örnek bir baba olmak gibi düşüncelerle kaygılanabilirler. Daha iyi olmak için anne baba bazen çok uğraşmasına rağmen çocuklarını mutsuz ve huzursuz gördüklerinde oldukça şaşırırlar. Anne baba her şeyi dört dörtlük yapmış olduğu halde çocuğu bu duruma ne düşürmüş olabilir? İşte bu soruyu sorduğunuz anlarda bakmanız gereken şey yine evlilik doyumudur. Evliliğinizde yeteri kadar doyum almamanız çocukları da bir şekilde etkileyebilir. Çocuklar anne babaları arasında ki ilişkinin kalitesini fark ederler. Özellikle sağlıklı iletişimin olmadığı evliliklerde evlilik doyumu olumsuz etkilenir. Bu etki çocuklara yansır. O halde çocuklardan önce anne baba kendi aralarındaki ilişkiyi sağlıklı hale getirmeye odaklanırlarsa bu çocuklara da yansıyacaktır. En mükemmel anne baba olmasanız bile sağlıklı bir evlilik içerisindeki çocuk, kendini daha fazla güvende hissedecektir.

    Sonuç olarak unutmayın, mükemmel anne baba yoktur. Aile hayatında kendini rahat ifade edebilen, özgüvenli ve kendini güvende hissedebilen çocuk vardır. Bir çocuk ancak evlilik doyumunun sağlıklı olduğu bir aile hayatında kendini güvende hissedebilir. Bu yüzden yoğun hayat döngüsü içinde evliliğinizi ihmal etmeyin…

    Devamını Oku

    Dijital Şiddeti Fark Etmek

    Dijital Şiddeti Fark Etmek
    0

    BEĞENDİM

    Büşra AS – 03 Mayıs 2024

    Dijital dünya hayatımıza birçok alanda avantajlar sağlıyor. Her şeyi hızlı halletmek, öğrenmek ve çözmek gibi saymakla bitmeyecek işlevi bulunuyor.

    Dijital dünya, her işimizi kolaylaştırırken sosyolojik ve psikolojik anlamda da çeşitli anlamlar içeriyor. Hız ve teknoloji hemen her toplumda sosyalizasyon süreçlerine etki ediyor. Mesela, artık nesiller arasındaki farklardan söz ediyoruz. Hatta nesilleri dijital dünyadaki anlayış biçimleri ve yaşam tarzlarına göre sınıflandırarak ifade ediyoruz(x, y, z kuşağı gibi). Bunun yanında psikolojik süreçlere baktığımızda teknolojik gelişmelerin ruh sağlığına olumlu veya olumsuz etkilerini literatürde geniş biçimde görebiliyoruz. Tabii ki bu gelişmeler ikili ilişkilere de yansıyor. Burada en net olarak çoğumuzun yaşarken farkında bile olmadığı dijital şiddetten söz etmek istiyorum.

    Şiddet, kısaca bir bireyin diğeri üzerinde baskı ve tahakküm kurarak kişinin özgürlüğünü kısıtlaması, kişisel alanına girmesidir. Şiddete maruz kaldığımız durumlarda kendimizi; aşağılanmış, küçük düşmüş, saygısızlığa uğramış ve yetersiz hissedebiliriz. Bu durumda bu duyguları hissetmek oldukça normal olsa da tahakkümün etkisi ile sorunu kendimizde arayabiliriz. Burada doğru olan tek şey şiddetin sebebi ne olursa olsun doğru bir davranış şekli olmamasıdır.

    Dijital şiddet ise kişinin dijital alanlarda kendini baskı altında hissettiği şiddet türüdür. Eşiniz veya partneriniz eğer mobil bankacılık, sosyal medya, mail adresi gibi ağlarınızın şifrelerini istiyor ve izniniz dışında bu hesaplarınızı kontrol ediyorsa, tüm dijital ağlardaki yazışmalarınızı izinsiz okuyorsa hatta cevaplıyorsa, şifrelerinizi vermeyi reddettiğinizde; küsmek, tehdit etmek gibi yollara başvuruyorsa maalesef bu dijital şiddete maruz kaldığınız anlamına gelebilir.

    Günümüzde çoğu ilişkide bu durumlar normalleştirilmeye çalışılsa da sağlıklı bir ilişkinin şiddet ile inşa edilemeyeceği bir gerçekliktir. Bir şekilde şiddete maruz kaldığınızı düşünüyorsanız bu davranışı kabul etmemekten partnerinize bunu açıkça belirtmekten ve uzman desteği almaktan çekinmeyin. Kişisel farkındalığın başlaması demek şiddetle savaşmanın kolaylaşması demektir.

    Devamını Oku