09 Aralık 2023 Cumartesi
780 UMKE gönüllüsü, şiddetli yağış sonrası meydana gelen sel felaketlerine yönelik tatbikat yaptı. Tatbikata ilişkin görüntüleri Sağlık Bakanı Fahrettin Koca paylaştı.
Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Samsun, Çorum, Amasya ve Ordu’da görevli 780 UMKE gönüllüsü, koordinatör bölge olan Samsun’daki tatbikatlarını tamamladı. Her yıl yapılan UMKE bölgesel tatbikatları, iller arasındaki eş güdümü artırmayı amaçlıyor. Samsun merkezli bu tatbikatta, Çarşamba, Terme ve Salıpazarı’nda şiddetli yağış sonrası meydana gelen sel felaketi baz alındı.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin hukuk fakülteleri, yeni dönemde mezun olan avukat adaylarına diplomalarını verdi. Diploma sonrası stajını tamamlayan avukatlar, milenyumda doğan ve hukuk eğitimi alan ilk kuşak olarak tarihe geçti. Mezunlardan biri de World of Türkiye’nin Genel Yayın Yönetmeni Reşit Kemal As’ın yeğeni Avukat Nurcan As oldu. Nurcan As, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesini dereceyle bitirmesinin ve stajını tamamlamasının ardından World of Türkiye’nin hukuk departmanında çalışmaya başladı.
Genel Yayın Yönetmeni Reşit Kemal As, yeğeninin başarısından dolayı çok gururlu olduğunu söyledi. As, “Nurcan, çok zeki, çalışkan ve idealist bir genç. Hukuk mesleğine çok önemli katkılar yapacağına inanıyorum. Aynı zamanda World of Türkiye’nin bir parçası olması da bizim için büyük bir onur. Milenyumun ilk avukatları arasında yer alması, onun için de bizim için de çok anlamlı.” dedi.
Nurcan As ise hukuk fakültesini bitirmenin ve avukat olmanın hayali olduğunu belirtti. Genç Avukat, “Hukuk, toplumun adaletini sağlamak için çok önemli bir alan. Ben de bu alanda çalışarak, insanların haklarını korumak ve savunmak istiyorum. World of Türkiye’nin hukuk departmanında çalışmak da benim için çok değerli bir fırsat. Burada hem kendimi geliştirecek hem de çok saygın bir kurumun parçası olacağım.” diye konuştu.
Milenyumun ilk avukatları, Türkiye’nin geleceğine yön verecek olan gençlerin başarılı örnekleri olarak gösteriliyor. Bu gençler, hem akademik hem de mesleki anlamda kendilerini kanıtlamış ve topluma faydalı olacak çalışmalar yapmaya devam ediyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da düzenlenen TRT World Forumu’na katıldı. Küreselleşmenin hız kesmesi, artan korumacılık, yaşlanan dünya nüfusu, yüksek borçluluk ve iklim değişikliğinin getirdiği problemler yeni bir çağın başlangıcını gösterdiğini belirten Şimşek, “Bu problemler, küresel büyüme ve küresel ticaret hacmi üzerinde önümüzdeki 5 senede olumsuz etkide bulunacaktır. Türkiye, tüm bu hususlarda önemli avantajlara ve fırsatlara sahiptir.
Jeopolitik konumumuz sayesinde dost ve yakın ülkelerden tedarikte en iyi adaylardan birisiyiz. Gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığımızda, güçlü bir büyüme performansı gösteriyoruz. Ayrıca bu performansı gösterirken, borçluluk seviyemizi de diğer ülkelere kıyasla da düşük tutmayı başardık. Dünya nüfusunun hızla yaşlandığı bir dönemde görece genç ve dinamik nüfus yapımız bizi diğer ülkelerden olumlu ayrıştırıyor. Gelecek dönemin en önemli konularından olan iklim değişikliği ile mücadelede de gerekli adımları atacağız” ifadelerini kullandı.
Sahip olunan fırsatlardan en iyi şekilde faydalanmak için kapsayıcı bir program uygulamaya başladıklarının altını çizen Şimşek, “Sürdürülebilir yüksek büyüme, kalıcı refah artışı ancak ve ancak fiyat istikrarı ile mümkündür. Bu sebeple en temel önceliğimiz enflasyonla mücadeledir. Programımız başarılı bir şekilde işliyor. Programın olumlu yansımaları finansal göstergelerin ardından makro göstergelerde de görülmeye başlandı. Büyümede dengelenmeye doğru yol alırken, cari açık düşüyor, enflasyonda ivme kaybı var ve rezervlerimiz artıyor. Enflasyondaki eğilim hakkında doğru bilgi veren yıllıklandırılmış çekirdek göstergeler hedeflerimiz ile uyumlu seyrediyor.
2023 yılı bütçe açığının milli gelire oranla yüzde 6’nın altında olmasını bekliyoruz. Enflasyon ile mücadele bir süreç işidir, yıllık enflasyondaki düşüş 2024 yılı ortasından itibaren başlayacak. Deprem harcamaları bütçe dengesinde geçici bir bozulmaya yol açtı. Mali disiplini yeniden sağlayacak gelir ve harcama politikalarını uygulamaya aldık. Para ve maliye politikasındaki uygulamalar önümüzdeki dönemde kapsamlı yapısal reformlarla desteklenecek. Son dönemde ülkemize yönelik yabancı yatırımcı ilgisi arttı. Ocak-Mayıs döneminde 2,9 milyar dolar çıkış olan portföy yatırımlarına, Haziran-Eylül’de 4,9 milyar dolar giriş oldu. Güncel veriler girişin devam ettiğini gösteriyor. Bankacılık sektörü ile banka-dışı sektörün dış borç çevirme oranları yükseliyor. Düşen cari açık ve artan sermaye girişi ile rezervlerimiz de artmaya devam ediyor. Mayıs ayına göre brüt rezervler 42 milyar dolar yükseldi” dedi.
BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) dün oylanan Gazze’de acil ateşkes tasarısının ABD’nin oyuyla veto edilmesi, tasarıyı onaylayan ülkeler ve uluslararası kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, veto kararının ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığı telefon görüşmesinde Orta Doğu’da olabileceklere ilişkin ihtimallere değindi. Abdullahiyan, “Amerika Siyonist rejimin (İsrail) suçlarını ve savaşın devamını desteklediği sürece bölgedeki durumun kontrol edilemez bir şekilde patlama ihtimali var” dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı tarafından görüşmenin içeriğine ilişkin yapılan açıklamada, Abdullahiyan’ın, Gazze Şeridi için BM Şartı’nın 99. maddesini devreye sokan Guterres’i “uluslararası barış ve güvenliği korumak için yapılan cesur bir hareket” ifadeleriyle övdüğü belirtildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde “Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı”nda konuşma yaptı. Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki katliamına ve buna sessiz kalan Batı’ya sert tepki gösterdi.
Erdoğan’ın açıklamaları:
Aziz İstanbullular, değerli dava arkadaşlarım, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle selamlıyorum. Dünya İnsan Hakları Günü’nün başta mazlum ve mağdurlar olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum.
Batı toplumlarını zehirli bir sarmaşık gibi saran İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı insan haklarını tehditlerin en başında yer alıyor. Terörist ve terör kavramları İslam’a saldırmanın, Müslümanları tahkir etmenin bir kılıfı haline dönüştürüldü. Kanada’dan ABD’ye, Avrupa’dan Asya’ya kadar dünyanın pek çok yerinde artarak devam etti. “Nefes alamıyorum” diyerek can veren George Floyd’un dramını asla unutamayız. Benzer olaylarla daha sonra da karşılaştık.
İstatistikler buz dağının sadece görünen kısmı olsa da acı gerçeği teyit ediyor. Yılbaşından beri çoğunluğu bizim büyükelçiliklerimiz olmak üzere temsilcilik önünde Kur’an-ı Kerim yakıldığı 500’e yakın saldırı gerçekleştirildi. Alçak eylemlerin hemen hepsi polis koruması altında düzenlendi. İlk defa dün Danimarka’da Kur’an-ı Kerim başta olmak üzere kutsal kitaplara saldırılara cezai müeyyideyi getirdiler. Müslümanlara ait iş yerlerini, ibadethaneleri, STK’ları hedef alan nefret suçlarının sayısı günden güne artıyor. Meselenin trajikomik yanı, tüm bunların demokrasinin beşiği olarak pazarlanan ülkelerde yaşanmasıdır. Sözle eylem arasındaki farkın bu kadar açıldığı bir dönem herhalde olmamıştır.
Batı’nın tüm medeniyetini üzerine bina ettiği 5 değerin 4’ü onlarla ilgisi olmayan çalıntı unsurlardır. Nitekim, inancı Kudüs, felsefesi Ege ve Batı Anadolu, hukuku Akdeniz ve Roma, bilimi Endülüs’ten alan Batı’nın sadece barbarlık vasfı kendisine aittir. Son dönemde Batı’nın barbarlık vasfının doğrudan yaptığı ve dolaylı destek verdiği hadiselerle görmeye başladık.
İnsan haklarının göz göre göre çiğnendiği yer Gazze ve Filistin topraklarıdır. İsrail’in hedef gözetmeksizin yaptığı saldırılar sonucunda 18 bini aşkın Gazzeli kardeşimiz şehit oldu. Ramallah’ta yerleşimci denen teröristlerin ve İsrailli güvenlik güçlerinin saldırılarında 300’e yakın Filistinli şehadete yürüdü. Anne ve babalarının, beyaz kefenlerine sarılarak gözyaşı döktüğü masum sabiler, İsrail’in vahşetinin sembolleri olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Savaşta bile dokunulmaması gereken ibadethanelerden okullara, hastanelerden mülteci kamplarına, evlerden çarşı pazarlara kadar tüm sivil yerleşim yerleri alçakça bombalanıyor. İsrail, Gazze halkının suyunu, gıdasını, elektriğini ve iletişimini keserek milyonlarca insanı açlığa ve ölüme mahkum etmiştir. Gazze’de insanlığa dair tüm değerler de katledilmektedir.
Hiçbir somut adım atılmıyor. Biz ne dedik; “Dünya 5’ten büyüktür.” Dün ne oldu? BM Güvenlik Konseyi’nde 5 daimi üye ve geçici üyeler, fakat sadece ABD’nin ret oyu ile maalesef malum ateşkes reddedildi. Tek başına. Böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu? Adil bir dünya mümkün ama ABD ile değil. Çünkü Amerika, İsrail’in yanında parasıyla, bütün silah ve mühimmatıyla yer alıyor. Ey Amerika, bunun hesabını nasıl vereceksin? İnsanlık ‘Amerika, BM Evrensel Beyannamesi’ne destek veren ülkedir’ demeyecek bundan sonra, başta biz, diyemeyiz. Siz basın özgürlüğünden yanaydınız.
Basın yayına hep savunucuydunuz. Nasıl oldu bu? Bunların her şeyi yalan. 70’i aşkın basın mensubu Gazze’de ebediyete gitti. BM Güvenlik Konseyi’nden ise zaten bir beklentimiz kalmadı. BM’nin, BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi olmazsa olmaz şarttır, şart. Bu BM ile bu BM Güvenlik Konseyi ile insanlığın bir yere varması mümkün değil. Gazze’den sonra hiçbir şey eski tas eski hamam devam edemez. Rabbim Gazzeli kardeşlerime sabır versin diliyorum.
Gönül coğrafyamızdaki diğer kardeşlerimizi de ihmal etmiyoruz, etmeyeceğiz. Arakan’dan Türkistan’a, Kırım’a kadar nerede hakkı çiğnenen, zulme ve baskıya maruz kalan bir kardeşimiz varsa, ona sahip çıkmak bizim görevimizdir. Bizim nazarımızda Gazzeli kardeşlerimizle Doğu Türkistan Türkleri, Kıbrıs Türkleri ile Irak Türkmenleri arasında hiçbir ayrım yoktur ve olamaz.
Biz kim olursa olsun zalimin hasmıyız, mazlumun da hamisiyiz. Bugün İsrail’in terör eylemlerine göz yumanlar, yarın insan içine çıkacak yüz bulamayacak ama biz başımız dik, alnımız ak bir şekilde hakkı savunmaya devam edeceğiz. Bu uğurda yalnız da kalsak, bedel de ödesek yolumuzdan dönmeyeceğiz.
Son 21 yılda hayata geçirdiğimiz sessiz devrimlerle, vatandaşlarımızın BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde kayıtlı hak ve özgürlükleri kısıtlayan pek çok engeli ortadan kaldırdık. Türk demokrasisi dünyada örnek gösterilen seviyeye yine bizim hükümetlerimiz döneminde ulaşmıştır. Nice reformu, atılımı tarihe geçen demokratik dönüşüm hamlesini başarıyla son 21 yılda ülkemize kazandırdık.
Başıboş sokak köpeklerinin zarar verdiği insanlarımızın haklarını korumanın da görevimiz olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Artan şikayetlerin farkındayız. Ankara’da yaşanan ve bir evladımızın ağır yaralandığı elim hadise yüreğimizi dağlamıştır. Bu sorunu, inancımıza, kültürümüze uygun ilkeler çerçevesinde mutlaka çözüme kavuşturacağız.
